💌damien rice- I dont want to change you
n i n e t e e n
•
İnsanlar en güzel eserlerini umutsuzken verirler ve insanlar en güzel umutsuzken kendilerini yiyip bitirirlermiş.
Yoongi'nin ne kadar haklı olduğunu savunan içimde bir ses olsa bile aynı zamanda tam tersini savunmadan edemiyordum. O böyle düşündüğü ve ona zıt olmak amacıyla değil tamamen ortaya attığı bu fikri kendi zihnimde harmanlayarak ona yeni bir düşünce açısı katmak amacıyla konuşuyordum. "İnsanlar en güzel eserlerini en mutlu anlarında da verebilirler." dedim.
Hoseok hyungun evinde kanepelere dağılmış vaziyetteydik. Saat neredeyse gece yarısını geçiyordu ve erkekler gecesi denilen bu ortamda ilk defa boş muhabbet haricinde bir konu dönüyordu. Konu hakkında yorum yapan tek insan Yoongi ve ben olsak bile arada Namjoon hyung aramıza katılıyordu. Diğerleri ise sadece hararetli tartışmamızı dinleyip kendilerine bir fikir edinmeyi tercih ediyorlardı. Taehyung oturduğu yerde kıpırdanıp boğazını temizledi. "Eğer bir insan yarattığı eserine bakıp 'en güzel' diyebiliyorsa o insan artık varolmaktan çok uzaktır." dedi. Kaşlarımı çatıp söylediği cümleyi değerlendirirken, "En güzel eserini zaten vermiştir. Bir üst seviyesi yoktur. Ulaşmak istediği noktaya ulaşmıştır ve ilk bunu düşündüğü an ne kadar mutlu olsa bile sonrası büyük bir hayalkırıklığıdır. Bu yüzden benim gözümde sanatçıların en güzel eseri henüz yaratılmamış olandır." diyerek devam etti.
Parmaklarımın arasında duran siyah kahve fincanını dudaklarıma yaklaştırırken hak vermeden edemedim. Sıcak kahvem ağzımın içini ıslatmış kokusu burun deliklerimden içeri sızmıştı. Oldukça gevşemiş ve mayışmış hissediyordum. Burada olmak ilk defa bu kadar hoşuma gidiyordu. Jimin, "Mutluluk ve umutsuzluk konusu hakkında ne düşünüyorsun?" diye sorduğunda ikisini ciddi konuşurken görmeyi beklemiyordum. Daha önce tanıklık etmemiştim ve çocukların etmediğinden de emindim. Fakat normalmiş gibi davranıyorlardı. Bu da onların düşündüğümden daha yakın bir ilişkiye sahip olduğunu açıklıyordu. "Mutluluk acı verir ve umutsuzluk en büyük salt gerçektir." dedi.
"Mutluluk neden acı versin ki?" diye sordum. "İnsanlar mutlu olduklarında daha güzel yazarlar."
Taehyung kollarını birbirine kavuşturdu ve "Mutluluk gelip geçicidir." dedi. "Herhangi bir zamanda duyduğun anlık sevinçlerin geldiği gibi gider. Mutlu olmaya o kadar programlanmışsındır ki yazacak vaktin bile olmaz. Fakat umutsuzluk? Umutsuzluk içinde küçük bir tanesi olarak başlar. Beynin bir buluttur ve ilk taneyi düşürür yüreğine. Sonra bir diğeri izler. O kadar çok yığılmıştır ki taneler çığ olur, yıkar bir şeyleri içinden yine de kaybolmaz ordan. Bir güneş gelir eritir tüm suyu buharlaşır bu sefer yine kalır senin atmosferinin içerisinde."
Jimin, "Bunun verilen eserle olan bağlantısı ne peki?" diye sorduğunda Yoongi "Cevabı çok basit değil mi?" dedi kaşlarını kaldırarak. "Mutluluk sana bu güzel olarak adlandırdığın duyguları yaşatırken kalemine olan sevgini unutturuyor, bağlıyor kendisine. Fakat umutsuz bir insan kelimden öteye gidemiyor. Zaten o noktaya tekrar döneceğini biliyor."
Seokjin hyung parmaklarıyla başına masaj haraketleri yaparken "Sizi böyle görmeye alışkın değilim." dedi. Hiçbirimiz böyle şeyleri birbirimizle konuşmaya alışkın değildik zaten. Taehyung gözlerini Jimin'in üzerine dikip sanki içinde kalmasını istemiyormuş gibi son olarak "Mutluluk bazen insanlara yazdırır." dedi. "Fakat başkasının sevincine ortak olduğu zaman yazdırır, çizdirir. Zorunluluktan mutlu eder. O an gülmek istemese bile güldürür, seni dünyanın en çok sevinmiş adamı yapar. Fakat gün sonu mutluluk yine terk ettiğinde o bedeni geriye sadece acı kalır. Belki de insanlar en güzel eserlerini en acı çektiklerinde verirler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
galaxy
Фанфик[tamamlandı] Jeon Jungkook her gün bir bardak çay alır ve galaksiyi birlikte keşfedebileceği birini beklerdi. s | 18'