f.i.n.a.l

786 114 73
                                    

bölüm şarkımız magic shop arkadaşlar dinlemeden gelmeyelim lütfen 🤭🥰😋❤️

twenty three

Yoongi

Korkuyordum.

Kaybetmekten, bir daha birlikte olamamamızdan. Eskisi gibi güvenmeyecek oluşundan. En çokta kalbini kırmadan nasıl anlatmam gerektiğini bilmediğim için korkuyordum. Nasıl söylerdim ki? Bile bile onun kalbini nasıl kıracaktım? Bilerek güvenini nasıl zedelerdim? Belki de Hoseok haklıydı. İleride kırılmasındansa şu an halletmek daha kolaydı.

Jungkook, elindeki ona yeni aldığım termosuyla uçurum kenarında oturuyordu. Kafası gökyüzünü daha rahat görebilmek için hafif yukarı kalkmıştı ve hafifçe uçuşan rüzgar buklelerini dağıtıyordu. Bazıları alnını severken, bazıları geriye doğru özgürlüğünü ilan ediyordu.

Korkuyordum.

Bana gözlerimde bir galaksiyi yaşattığımı söylerken onun galaksisini söndürmekten korkuyordum. Hayatımda hiç birini kaybetmekten bu kadar korkmamıştım belki de. İçimde bir dünya savaş veriyordu. Kalbim beynime hançer çekmişti söylemeyeceksin diye ama beynim onun hançerini kalkanıyla savuşturuyordu.

"Gelmişsin." Kafasını bana çevirmiş, gülen gözleri kısılmıştı. Tavşan dişleri gün yüzüne çıktığı an nefesimin kesildiğini hissettim. Uyuşuk ve sigara içen birisine göre bu tepe beni hep yormuştu fakat gün sonunda onun gülümseyen yüzünü gördüğüm sürece bu yorgunluk bedenime de ruhumu da işlemiyordu. "Geldim." dedim.

Yüzümde istemsizce oluşan bir gülümseme yer edindi. Yanına doğru adımlayıp kendimi yere bıraktım. "Konuşmak için doğru zamanın geldiğinden bahsetmişsin?" Soru sorar gibi çıkan sesine karşı başımı sallamakla yetindim. "Yoongi sorun değil." dedi. "Anlatması bu kadar zorsa anlatmak zorunda değilsin."

"Merak etmiyor musun?" Kaşlarım havaya kalkarken yüzündeki gülümsemenin yerini tebessüm aldı. "Merak ediyorum elbette ama senden daha önemli değil." dedi.

Onu seviyordum.

Onu gerçekten çok seviyordum ve bu sevgi içimde ağlama isteği uyandırıyor, onu sarıp sarmalamak isteyen kollarımın kaşınmasına neden oluyordu. "Bu kadar anlayışlı olmanı hak etmiyorum Jungkook. Gözlerindeki parıldamayı bir daha göremeyeceğim diye yüreğim burkuluyor. İçim sıkışıyor kaç gündür dayanamıyorum."

"Sen Samanyolundaki yıldızlarsın Yoongi." dedi. Elini uzatıp saçımın arasında gezdirdi. "Parıldamazsa gözlerim sana bakmadığım içindir. Sen öyle güçlü ışık saçıyorsun ki etrafımda gözlerim senin ışığın ile kamaşıyor, imkan vermiyor sönük kalmasına gözlerim. Yaydığın ışıkla parıldırıyor gözlerim."

"Jungkook" dedim. Elini yanağıma indirdi. Baş parmağı elmacık kemiğimi okşarken gözümden bir damla yaş düştü. "İlk defa bu tepeye çıktığımızda bana yıldızını bulduğundan bahsetmiştin ya hani" sözümü kesti. "Evet. Yoongi yemin ederim geçmişte kaldı. Senin ışığın öyle gözümü kör etti ki düşünemez oldum hiçbir şeyi. Ergenliğime ver olur mu? Affet beni."

"O kişi bendim." dedim bir çırpıda. Baş parmağı hareket etmeyi kesti. Gözleri göz yaşımı takip ederken bir anda tekrar odak noktası haline aldı beni. Kaşları çatıldı. Dudaklarını kırpıştırdı bir iki kez. "Ne?"

Dakikalar sonra söylediği tek kelimeydi bu. Elini çekmemişti fakat hareket de etmiyordu. "Hatırla." dedim sadece. "Saçlarım yeşildi. Ellerimizin benzediğini söylediğin zaman hızlıca saklamıştım ellerimi çünkü, benden bahsettiğini anlamıştım. Korktum beni fark etmenden. Sen o kadar dolu bir şekilde sevdiğinden bahsetiyordun ki bu kişinin ben olduğumu bildiğim halde kıskandım yıldızını. Çok güzel sahip çıktın. İhanet ettiğini düşünürken bile etmiyordun ve yapmadığın şeyler için bile suçluyordun kendini. Çok korktum. Her şeyden korktuğumu söylersem bana inanır mısın?"

galaxy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin