4. Yüzüstü Bırakılan İnsanlar

391 34 16
                                    

İki adet seçeneğiniz vardır. Ya sorunlarla yüzleşirsiniz ya da kaçarsınız. Ben.. ben ömrümün geri kalanını odamda geçirmeye karar verdim.

Tabi hergün ilgilenmem gereken ruhsuz biri olmasaydı.

"Baksana bu eğlenceli gözüküyor" dedi Lacivert gözlerini bana dikerek. Açıkcası lacivert gözlerden her zaman etkilenmişimdir. Bana her zaman gece denizin ne kadar güzel olduğunu hatırlatırlardı. Siyah saçları ise Ateş'de tam bir gece görüntüsü oluşturuyordu.

"Okusuna" dedim.

"İntihar evi. Buraya gelen 10 kişiden 9'u psikolojik yardım alıyor. Baksana gitmesekte olur"

"Bencede" dedim. Sonra etrafı bir sesizlik kapladı. Uzun bir sessizlik.

"Baksana daha önce kitap okudun mu?" dedim.

"Bu nasıl soru tabikide okudum"

"İlkokulda verilenlerden bahsetmiyorum"

"Tamam okumadım ne olmuş?"

"Ruhsuz olduğunu idda ediyorsun ya kitaplar hissetmek için birebirdir" Ve yine sessizlik. Bu adama ya da gence neden yardım ediyorum onu bile bilmiyordum ama o benimle konuşmayarak ona yardımcı olmamı da engelliyordu. Tabi daha yeni tanıştığı benle böyle sıkı fıkı olmasıda epey tuaftı. Ayrıca birbirimiz hakkında hiçbir şey bilmiyorduk.

"Baksana sen kaç yaşındasın?" dedim.

"20 sen?"

"17 ama 18 olmama az kaldı"

"Bücür"

"Bana bücür diyorsun ama seninle aynı boydayım" dedim. Onunla aynı boyda olmadığımı çok iyi biliyordum. Kendimi her zaman küçük yapıda görmüşümdür.

"Ha öyle o zaman gel boy ölçüşelim" Ayağa kalktı ve önüme kadar geldi. Aramızdaki mesafe oldukça azdı.

"Gördün mü bücür senden daha uzunum" dedi kulağıma fısıldayarak. Bütün bedenim titremişti. O geçip yatağına oturdu bende çalışma sandalyesine geçtim. Tanımadığım birinin evine gidecek kadar akılsızdım hatta odasına çıkacak kadar.

"Bana kendinden bahsetsene" dedim.

"Nasıl yani?"

"En sevdiğin renk?"

"Siyah"

"En sevdiğin şarkı türü"

"Karamsar ve duygusal herşey"

"En sevdiğin sanatçı?"

"Ölenlerin hepsi"

"Neden böyle karamsar ve üzgün olmaya çalışıyorsun?" dedim bir anda.

"Anlamıyor musun? Hiçbir şey hissetmiyorum. Hatta en çok ve en kolay olan üzüntüyü bile"

Bu sözden sonra susmuştum. Haklıydı acı, üzüntü, hayal kırıklığı bunlar en kolay hissedilen şeylerdi. Eğer bir insan bunları bile hissedemiyorsa gerçekten ruhsuzdur.

"Ne oldu sana?" dedim ve yanına, yatağına oturdum.

"Ne demek istiyorsun?"

"Başına ne geldi de böyle ruhsuz oldun?" Sustu ve bir süre bana baktı. Bende cevap beklercesine ona baktım.

"Çok sevdiğim birini öldürdüm" Bir anlık şokla "Ne!" diyecektim ama hiçbir şey söyleyemedim. Anlatmaya başladığında ise korkum yavaş yavaş bedenimi sarmaya başladı.

"Bir sevgilim vardı. Onu herşeyden çok fazla seviyordum. Bir gün yanıma geldi berbat haldeydi. Ağlamaktan gözleri şişmişti. Belli oluyordu. Ama hala çok güzeldi. Aynı sana benziyordu Dolunay. Kumral saçları ve ela gözleri vardı. Neyse bende ona neden ağladığını sordum. Elime bir silah verdi ve 'beni öldür' dedi. Bende hayır dedim tabikide ama önümde öyle kötü ağlıyordu ki. 'beni öldür lütfen herşey hazır intihar mektubu bile yazdım sana bişey olmayacak' dedi.Bende sürekli hayır dedim reddettim. Sonra bana eğer onu öldürmezsem barlarda sürteceğini ve intihar edeceğini söyledi. Dayanamadım anlıyor musun Dolunay? Öyle kötü ağlıyordu ki tetiği çektim. Sonra kendime sıkacaktım ama akıllı kız 1 mermi koymuştu. Bende böyle sefil bir şekilde yaşadım"

Gözyaşlarıma engel olmaya çalıştım ama yapamadım. Bana bunu neden anlatmıştı? Polis'e gideceğimden hiç mi korkmamıştı?

"Bu yüzden senden yardım istedim. Ona çok benziyorsun Dolunay. Belki yeniden hissetmemi sağlayabilirsin" Onu ilk gördüğüm günü hatırladım beni rahatsız edici bir şekilde süzmüştü. Epeyce süre bana baktı. Ama ben bir şey söyleyemedim, bu gerçekten fazlaydı. Daha yeni tanıdığı bana neden bunları anlatıyordu ki ?

"Sana yardım edemem Ateş. Sana kimse yardım edemez. Sen sevgilini öldürmüşsün bunun geri dönüşü yok!" dedim sert bir ifadeyle.

"Pişmanım çok pişmanım. Tetiği çektiğim andan beri pişmanım. Bana sadece sen yardım edebilirsin. Baksana sana yaşadıklarımı anlattım ve ağladın ben yaşadığım halde ağlıyamıyorum. Şuan bir kızın kalbimi kırmasının en büyük derdim olmasanı ne kadar istediğimi bilemezsin

"Üzgünüm Ateş. Sana yardım edemem sen birini öldürmüşsün. Yapacağım tek yardım polise gitmemek olur" dedim ve odadan çıkıp kendi evime doğru yol aldım. Yol boyunca da titrememe engel olamadım.

Sana yardım edemem Ateş çünkü korkuyorum.... Senden korkuyorum

RUHSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin