17. Gizemler

213 16 2
                                    

Arya hastaneden taburcu olunca hepimiz birlikte onun yanında olmaya karar verdik. Ben, Eylül, Kayra ve Demir Arya'nın odasında oturmuş ne yapacağımızı konuşuyorduk.

"Dolunay?" dedi Arya. Bakışlarımı ona doğru çevirdim. Kafam alt üst durumdaydı. Sürekli Aras ve Ateş arasında ki bağı ve dünü düşünüyordum.

"İyi misin? Sanki bedenin burada ama ruhun başka bir yerde gibi" dedi Demir. Anlaşılan iyiyim izlenimi veremiyordum.

"Hayır. Benim biraz işim var. Siz ben kalana kadar oyalanın" dedim ve onlara söz hakkı vermeden oradan ayrıldım. Nerede olduğunu bilmiyordum ama Ateş'i bulmam lazımdı. O sırada telefonuma her zaman ki mesajlardan biri geldi.

Gönderen: Bir arkadaş

"Kahveci. Aradığın kişi orada"

Mesajı okur okumaz bakışlarımı etrafımda gezdirdim. 'Bir arkadaş'ın zihin okumasından da şüphelenmeye başlamıştım. Kahveci dediği yer benim en sevdiğim kafenin adıydı. Pek yaratıcı bir ismi olduğu söylenemzdi ama yinede hoş bir mekandı. Arya'nın evine de yakın olduğu için o yöne doğru yürümeye başladım.

İçeri girdiğimde 'Bir arkadaş'ın dediği gibi içeride oturmuş düşünceli bir şekilde kahvesini yudumlayan Ateş'i gördüm. Beni görünce gelmemi işaret edecek şekilde başını salladı.

"Selam" dedim karşında ki sandalyeye otururken.

"Selam" dedi. Epey düşünceli gözüküyordu.

"Ateş sana bir soru sormak istiyorum." dedim. Oda bana bakarak sormam için işaret verdi.

"Aras Akan'ı tanı-"

"Evet" dedi sözümü keserek. Sesi baya sert çıkmıştı.

"Benim kuzenim. Yani öyleydi. Uzun zaman önce büyü bir kavga edip ilişkilerimizi koparmıştık." Anladığımı belirten şekilde kafamı salladım. Yani Ateş'in olayla bir ilgisi yoktu. Peki neden bu kadar düşünceliydi.

"Benim gitmem lazım" dedi ve hiçbir şey söylememe fırsat kalmadan masaya bir miktar para bırakıp gitti. Paraların arasında küçük bir kağıt parçası vardı. İçinde ise bir şey yazıyordu.

"Dinleniyoruz. Eve gidip arkadaşlarınla vakit geçir. Beni düşünme. En yakın zamanda sana ulaşacağım"

Kağıdı okuduğumda zaten dolu olan beynime yine sorular akın etmişti. Hiçbir şey tam olarak bitemiyordu. Arkasından hep bir şey çıkıyordu. Gözlerime etrafta biraz gezdirdikten sonra doğru gözlerini bana dikmiş olan çocuğu gördüm. Ona baktığımda bile bakışlarını başka tarafa çevirmemişti. Tedirgin bir şekilde kağıdı cebime yerleştirip kafeden çıktım ve aklımda kalan soru işaretleriyle tekrar Arya'nın evine gittim.

---

"Hallettin mi işini bakalım?" dedi Kayra bana bakıp sırıtarak.

"Evet halletim güzel kardeşim sorduğun için teşekkürler" dedim ve sahte gülümsemle birlikte diğerlerinin olduğu salona geçtim.

"Bakın kimler sonunda bizim yanımıza gelmeyi akıl etmiş." dedi Eylül. Bunu söylerken bir yandan da eli Demir'in elini tutyordu. Anlamayarak onlara baktım. Demir bunu anlamış olacak ki salonun ortasında duran sehpaya çıktı. Ve bağırarak bir şeyler söylemeye başladı.

"Şuandan itibaren hepiniz duyun! Eylül seni seviyorum, bebeğim ve inan bana bu sevgi hiç bitmeyecek" dedi ve hepimiz alkışlamaya başladık. Eylül yüzünde büyük bir gülümseme sehpaya çıktı ve Demir'i öptü.

"Sehpa'dan kalksanız iyi olucak. Kırılmasını istemeyiz" dedi Kayra gülerek. Eylül ve Demir'de aşağıya indi ve eski pozisyonumuza geri döndük.

"Ben yokken neler oldu böyle" dedim Eylül'ün kulağına fısıldayarak açıkcası hiçbir şey anlamamıştım.

"Bilmiyorum son bir saattir elimi tutup sürekli kolunu omzuma atıyordu. Her şey bir anda oldu. Anlamadım" dedi. Hem şaşkın hem de mutlu gözüküyordu.

Herkes iyi gözüküyordu. Kendimi aralarında ki çürük yumurta gibi hissettim. Son zamanlarda hiç mutlu olamıyordum ve bunu elimden geldiğince başkalarına göstermemeye çalışıyordum ama içten içe kendimi yiyordum. Mutluluk benim için fazla lükstü. Asla kalıcı bir mutluluk yaşayamadım hep altından bir pislik çıkardı. Ateş'le ilk takılmaya başladığımızda mutluluğum olabileceğini sanmıştım ama onundan bir şeyin çıkması çok uzun sürmedi. sanki hayatım üzülmek üzerine kuruluydu.

"Ne düşünüyorsun?" dedi Arya omzuma dokunarak. Diğerleri gülüp kahkaha atıyordu.

"Hiçbir şey" dedim. O sırada Kayra gelip kolunu Arya'nın omzuna attı.

"Hey sende fark ettin mi adımız çok benziyor. Bence bizde çift olup Dolunay'ı dışlamalıyız." dedi kahkaha attı. Arya'da ona katıldı ama ben sadece gülümsedim.

"Pekala benzer adlı arkadaşım ben üçümüze içecek getireyim." dedi Arya ve ayağa kalkıp mutfağa gitti. Kayra ise bana doğru yaklaştı.

"Bu ne demek oluyor?" dedi telefonumu elime tutuştururken.

"Telefonumu benden izinsiz nasıl alırsın!" diye çıkıştım ona. Mesajlarımı gördüyse kim bilir neler olurdu.

"Merak etme hiçbir şeyi karıştırmadım" dedi. Kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Tamam belki Ateş ile olan konuşmalarına bakmış olabilirim ama bana bu mesajı açıklamanı istiyorum." dediğinde korkarak telefonda ki mesajı okudum.

Gönderen: Ateş

"Aras hapisten çıkmış."

RUHSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin