Demir'in korkusu yüzünden anlaşılıyordu. Ben daha da korkuyordum ama belli etmemeye çalışıyordum.
"Demir hemen telaşa kapılma başka bir açıklaması vardır mutlaka." Mavi gözlerini bana dikti.
"Öyle mi dersin?" diye sordu.
"Evet. Yapmamız gereken Eylül'ü izlemek. Eğer biri gerçektende onu bir şey yapması için zorluyorsa o zaman polise gideriz onun için koruma tutarız"
"Dolunay. Ya biri onu zorlamıyorsa?"
"O zaman onu takip etmeye hemen başlamalıyız" dedim. Korktuğum şey gerçekleşiyor olamazdı. Onları korumak için o kadar şey yapmıştım oysaki. Şimdi başlarına bir şey gelmesine izin vermeyecektim.
---
Kafeden çıkmak için hazırlanırken içeri Ateş girdi. Yanına gittim ve
"Selam" dedim. O ise bana boş boş baktı.
"Ne oldu Ateş?"
"Son zamanlarda benimle hiç vakit geçirmediğinin farkında mısın? Sana ihtiyacım var." dediği sırada yanımıza Demir geldi.
"Gitmiyor muyuz?" dediğinde Ateş'in bir şeyler mırıldanarak gittiğini gördüm.
"Ateş" arkasından seslendim. Dönüp bana bakınca tekrar konuştum.
"Bizimle gelebilirsin istersen" dediğimde Demir bana 'napıyorsun' dedi ama ona cevap vermek yerine Ateş'in gelmesini bekledim.
"Ne yaptığımızı sormak yok. Sadece peşimizden geleceksin." dediğimde başını salladı. Anlaşılan benimle zaman geçirmeyi gerçekten istiyordu. Daha sonra Demir bize döndü.
"Çamaşırhanedeymiş hemen çıksak iyi olur" dedi.
"Bunu nerden öğrendin?" diye sordum.
"Ordan geçen bir arkadaşım söyledi" dedi.
"Peki bunu sana neden söyledi" dedim. dudaklarım yukarı doğru kıvrılmıştı. Oda Eylül'ü seviyordu biliyordum.
"Hadi bilmediğim işi yapmaya gidecekmiyiz?" diye sordu Ateş bıkkınlıkla.
"Tamam hadi çıkalım"
*
Biz çamaşırhaneye geldiğimizde Eylül çıkıyordu ve nerdeyse yakalanıyorduk. Hemen hızla oradaki ağaçların arasına saklanınca Ateş'in bir bacağının üzerine düştüm. O sırıtırken ben rahatsızca kendimi Eylül'e belli etmemeye çalışıyordum. Sonunda yeteri kadar uzaklaşınca içeri girdik.
"Bakar mısınız az önce çıkan kızın getirdiği kıyafetler nerde?" diye sordu Demir. Burada çalıştığını düşündüğüm 40 yaşındaki bir kadın yanımıza geldi.
"Size neden bilgi vereyim. Giysileri çalmayacağınız ne malum?" dedi kadın. Ben şimdi ne yapacağız diye düşünürken Demir konuştu.
"Az önce ki kız benim sevgilimdi. Sanırım giysilerinin arasında iç çamaşırlarım kalmış. Şimdi giysileri görebilirmiyim lütfen!" dedi ukalaca. Ben ve Ateş kendimizi gülmemek için zor tutarken kadın bizi bir çamaşır makinesinin üstünde bulunan sepete doğru yönlerdirdi. Yanımızdan ayrılırken 'terbiyesiz' diye söylendiğini duyabiliyordum.
"Vay be Demir. Sen bence oyuncu olmalısın" dedim hayran olduğumu belli ederek.
"Evet dostum. Aklına böyle bir bahane gelmesi de çok zekiceydi" dediğinde Ateş'le gülmeye başladık.
"Her neyse yardım edinde şunlara bir bakalım" dedi Demir. Suratı düşmüştü.
"Pekala ama bana neden bir kızın çamaşırlarına baktığımızı söyleyecek misiniz?" dedi Ateş merakla.
"Soru sormak yok Ateş. Baştan anlaştık" dedim.
"Pekala eğlence anlayışınız çok garip" dedi ve hep birlikte giysilere bakmaya başladık. Aslında ben baktım. İçinden iç çamaşırı çıkabilirdi sonuçta. Bütün sepeti aradım ama işe yarar hiç bir şey bulamadım. Daha sonra ilk başta bize yardımcı olan kadın tekrar geldi.
"Öğütücüye atmak içinde birkaç kıyafet bırakmıştı belki aradığınız şey orada olabilir" dedi. Aynı zamanda Demir'e kötü kötü bakıyordu. Bizde hemen öğütücünün yanındaki sepette olan giysilere bakmaya başladık. Bulduğum şeyle gözlerim büyüdü.
"Çocuklar.." ikiside elimdeki şeye baktılar.
"Hayır.. Olamaz. Yapmış olamaz değil mi? Dolunay bir şey söyle" dedi Demir. Dilimi yutmuştum sanki. Elimdeki şeye tekrar baktım ve bunun Eylül'ün olmaması için dua ettim. Sonuçta elimdeki kanlı giysi onun olamazdı.
"Dolunay? Kimin bu neler oluyor" diyen Ateş'i aldırmadım.
"Demir polise gidemeyiz" dedim gözlerim çoktan dolmuştu.
"Giysileride yakmalıyız" dedi. Sesinden kırıldığı belli oluyordu.
"Biri bana ne olduğunu anlatabilir mi?" dedi Ateş tekrardan.
"Gerçek olmama şansı varmıdır?" diye sordu Demir.
"Bilmiyorum Demir. Sanırım onla konuşsak iyi olur" dedim.
"Dolunay beni korkutuyorsun. Bişey söyleyin artık neler oluyor?" dedi Ateş. Bu sefer sesini yükseltmişti.
"Eylül... Cinayet işlemiş olabilir."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ
Misteri / ThrillerSana bir nefes kadar yakın ama dokunamayacak kadar uzağım. Beni aslında her gün görüyorsun ama bunu bilmiyorsun...