18. Süpriz

274 15 0
                                    

Artık bölümleri daha uzun tutacağım ilk bölümler daha çok karakterleri anlattığı için kısaydı. Asıl olaylar şimdi başlıyor :)

Multi: Dolunay'ın tarzından bir örnek.

"Dolunay bu Aras Eylül ve Arya olayı ile ilgisi olan Aras değil dimi?" dedi Kayra bana şüpheyle bakarken.

"Sa-sanırm o" Mutsuzluk ve sır çuvalıma bir olay daha eklenmişti. gittikçe ağırlaşıyordu. Yakında o çuvalın altında kalıp ezilecektim. Biliyordum.

"Siktir!" dedi Kayra oldukça yüksek bir sesle. Diğerleri ise dönüp Kayra'ya bakmaya başladı. Boş boş Kayra soru işaretlerini giderdi.

"Aras hapisten çıkmış!"

"Nasıl!" dedi Demir aynı şekilde. Herkes telaş olmuş bir şekilde bunun nasıl mümkün olabileceğini sorarken ben Ateş'in bundan nasıl haberi olduğunu veya şuan neler yaptığını merak ediyorum. Şuan beynimin büyük bir bölümünü işgal ediyordu.

Ancak bir süre sonra Eylül'ün ağlayarak yukarı çıktığını gördüm. Bende peşinden hızlıca yukarı çıktım. Tuvalete gidip tam kapıyı kapatacağı sırada kapıyı tutup içeri girdim.

"İyi misin? Diye sormayacağım çünkü olmadığını biliyorum." dedim ve o ağlarken elimi omzuna koydum.

"Son zamanlarda ne kadar ağlıyorum böyle" dedi burnunu çekerken.

"Ağlamalısın. Eğer ağlamazsan sorun olur" dedim.

"Demir Aras'la aramda geçen olayları bilmiyor. Kimse bilmiyor. Bir tek sen." dedi ve akan makyajını sildi. Bu zor oluyodu çünkü ağladıkça sildiği kısımlar tekrar siyah oluyordu.

"Demir'den önceydi sonuçta. Kalbi kırılabilir belki ama seni bırakmaz"

"Kalbinin kırılmasını istemiyorum ki" dedi ve acıyla gülerek devam etti.

"Daha bugün bana beni sevdiğini söyledi ve şu halimize bak." dedi gözlü yaşlı bir şekilde. Eylül bana çok benziyordu. O da mutluluğu çok kısa süre tadabiliyordu. Sonra, sonrası olmuyordu.

"Aras'ın seninle uğraşacağını nerden biliyorsun?" dedim onu biraz rahatlatmaya çalışarak.

"Bana bulaşmasa bile kuzenine bulaşacaktır. Dolayısıyla onu göreceğim" dediğinde sıkıntı ile kafamı geriye attım.

"Ben çok üzgünüm" dedim ona sarılarak.

"Üzülme. Senin bir suçun yok." dedi oda bana sıkıca sarılarak.

"Hayır var. Ben senin en yakın arkadaşınım seni asla yalnız bırakmam gerekirdi. Kendimden nefret ediyorum!" dediğimde aynı zamanda kapı tıklandı.

"Kızlar? Eylül? Bebeğim sana destek olmak istiyorum buraya gel." dedi Demir. Eylül benden ayrılarak yavaşça kilidi açtı ve hemen Demir'e sarıldı. Bende Eylül'ün omzuna yumuşakça dokunup aşağı indim. Kayra ve Arya salonda oturmuş gergince konuşuyorlardı. Beni gördüklerinde yavaşça elimi sallayıp evden çıktım. Gerçekten nefes almaya ihtiyacım vardı.

Sokakda yavaş ritimlerle ilerlerken Ateş'in yanında ki biriyle sinirle konuştuğunu gördüm. Daha dikkatli bakınca o kişinin 23 numaralı evde olan adam olduğunu anladım. Yani Aras'ın.. Titrek adımlarla onlara doğru ilerledim ve hiç tereddüt etmeden sertçe Aras'ın yüzüne tokat attım. Aras gülerek konuştu.

"Bu Eylül'ün arkadaşı değil mi? Bide seninki. Ateşliymiş" dedi ve kendi espirisine kendi güldü.

"Anlamadınız mı-"

"Anladık Aras kapa çeneni!" Ateş'i ilk defa bu kadar sinirli görüyordum.

"Hapisten nasıl çıktın seni adi piç kuru-" Sözmü kesti.

"Aa kalbimi kırayorsun bebeğim." dedi üzülmüş gibi yaparak. Aynı zamanda alt dudağınıda büzdü.

"Sorusuna cevap ver!" dedi Ateş tekrar sinirle.

"Öncelikle Arya'yı öldürmedim yani katil değilim ve polislere olandan farklı bir ifade verince Eylül'ü korumak için böyle yaptığımı sandılar. Yani onlara Eylül'ü anlatmışta olabilirim. Neyse benide serbest bıraktılar. Arya'da Eylül'den daha sonra şikayetçi olmadığı için soruşturma kapandı. Nasıl dersime çalışmışmıyım? Geçtim mi?"

"Kapa çeneni Aras! Gevezelik yapıyorsun. Sempatik olmak istiyorsan barda ki kızlar sana gayet uygun!" Dedi ve elimi tutarak beni başka yöne doğru götürmeye başladı.

"Tamam sonra görüşürüz" dedi Aras arkamızdan bağırarak.

"Biraz ilerledikten sonra Ateş boşta olan eliyle binanın birine yumruğunu geçirdi.

"Ah! Acayip derece de sinirimi bozuyor!" Ama benim dikkattim elinden akan kanlardı.

"Ateş elin kanıyor" dediğimde eline baktı.

"Sadece kan. Kalbim her saniye pompalıyor zaten" umursamayıp gidecekken bileğinden tuttum ve kendime çevirdim. Daha sonra çantamdan atkımı çıkarım eline güzelce bağladım. Ne yazık ki çok büyük bir yara yoktu yine de boşu boşuna o kadar kanın akması da iyi bir şey değildi. Bir bana bir de eline bağlanmış kanlı beyaz atkıya baktı.

"Teşekkür ederim" dediğinde gülümsedim. Daha sonra elimi tutp efkarlıca iç geçirdi.

"Seninde sonun böyle olacak. Beyazlığına kan bulaştıracağım" dedi direk gözlerime bakarak. Benim hakkımda böyle düşünmesini istemiyordum ben güçsüz bir beyazlık değildim. Bu hikayede ki siyah bendim. Ben olmalıydım.

"O kan bana zaten her zaman bulaşıyor. Parmağımı kestiğimde, düştüğümde her an zaten kanlar içindeyim. Fiziksel ve ruhsal. Ben böyleyim. Herkes böyle. Senin bir şey yaptığın yok!" dedim kendimden emin bir şekilde. Son zamanlarda resmen özgüven patlaması yaşıyordum. Ateş biraz bana bakıp söylediklerimi tarttıktan sonra bana sıkıca sarıldı. Bende başımı onun omzuna yasladım. Belki sevgili değildik. Bir adımız yoktu ama Ateş bana önceki sevgililerimden çok daha iyisini hissettiriyor, yaşatıyordu. Her ne kadar karanlık, kirlenmiş ve ya paslı olsada her şeyi ile beni büyülüyordu.

"Gel sana bir süpriz yapacağım" dedi sarılmamızı sonlandırırken. Lacivert güzel gözleriyle beni baştan aşağıya süzdü.

"Çoraplarını beğendim." dedi gülümseyerek bende gülümsedim ve onun elini tutarak süprizine doğru ilerledim.

---

"Burası da neresi" dedim bakışlarımı etrafta hiçbir şey olmayan sadece ağaç ve çiçeklerin bulunduğu bir yerde gezdirirken.

Ateş ise beni dinlemeyip yerden bir papatya kopardı ve saçımı geriye atıp çiçeği kulağımın arkasına sıkıştırdı. Daha sonra ise bana bakarak saçlarımla oynamaya başlamıştı. Kendimi gerçekten huzurlu hissediyordum. Burada çiçekler ve ağaçlar dışında bir şey yoktu ama mutluydum. Gerçekten mutluydum.

"Burada hiçbir şey yok." dedi gözlerim kapalıyken. Aslında Ateş kulağıma çiçeği sıkıştırdığından beri gözlerimi kapalı tutuyordum. Biraz daha saçlarımla oynadıktan sonra cevap verdi.

"Sen varsın."

RUHSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin