-Bölüm 7-

3.9K 288 31
                                    

Aldırmayın, İnsanlar sizi çözemedikleri zaman, Ön yargılarını kullanır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aldırmayın,
İnsanlar sizi çözemedikleri zaman,
Ön yargılarını kullanır.

-Dostoyevski-

Gökyüzünün sisi, açık pencereden odanın içine doluyordu. Hava serindi.
Winston Dükü Stephan, elindeki boş kadehle dışarıyı seyrediyordu.
Balodan yeni dönmüşlerdi ve Stephan oldukça yorgun düşmüştü. Hiçbir zaman sosyeteye ve paraya düşkün bir insan olmamıştı. Her zaman vatanı için savaşan ve gerekirse vatanı için ölmek isteyen bir adamdı. Her türlü fedakarlığı bu durumda göze alırdı.
Kraliyet tarafından dük olarak atanıp, ordusunu aç sefil bir halde terk ettiğini düşünüyordu. Adamları bir battaniye bile bulamazken kendisi güzel malikanesinin yumuşak yorganlarının keyfini sürüyordu.
Stephan Dük unvanını almak istemiyordu. Getirdiği onca zaferin sonucu yan gelip yatmak olmamalıydı. Unvanın Jason'a verilmesini daha çok isterdi. Ancak Jason tam anlamıyla sorumsuz bir çapkındı.

Aslına bakarsak Stephan da orduya katılmadan önce dergilere konu olan bir çapkındı. Hovardalık yıllarını üst düzeyde geçirmişti. Yakışıklılığı tanrı vergisiydi ve kızları kolayca etkiliyebiliyordu.

Ancak bu hovardalık yıllarının boş olduğunu babası ve annesi öldükten sonra, çok erken yaşlarda fark etmiş ve 20 sinde orduya katılmak için kraliyetten izin almıştı. Babası gibi ölüp gitmek değil dünyada iz bırakmak istiyordu. Fakat iz bıraktığı tek şey ağızdan ağıza dolaşan, abartılarak sunulan canilikleri ve ünlü Tanrının Kırbacı lakabıydı.

Stephan'ın yatak odasının kapısı hızla çalındı.
Stephan gökyüzünden aldığı bakışlarını kapıya doğru çevirdi.

İçeriye sarhoş ve dağılmış biçimde olan küçük kardeşi Jason Winston girdi. Stephan onaylamayan tavırla başını iki yana salladı.
İçinden bu çocuk hiçbir zaman akıllanmayacak mı? Diye geçirdi.

Jason açık boyun bağını daha da gevşeterek kendisini koltuğa attı. Kollarını koltuğun iki yanına açarak Stephan'a gülümsedi.

"Canım abim. Ah, abim! "
Jason ağzını yayarak konuşuyordu.

Stephan elindeki boş kadehi doldurmaya gitti. Kadehi doldururken, kaşları çatık bir şekilde Jason ile konuştu

"Yine ne demeye buraya geldin Jason. Senin zırvalıklarını dinleyecek bir metres değilim ben "

Jason kıkırdadı. Olmayan salyasını sol eliyle sildi.

"Doğru diyorsun abi. Ah, ben nasıl da güzeller güzeli Young Vikontesi Leydi Brenda'nın sıcak kollarını bırakıpta buraya geldim" koltukta öne doğru eğilerek başına vurmaya başladı.
Bu sözcüklerini duyan Stephan nidada bulunarak

"Jason yoksa sen...Yoksa sen Young Vikontesi ile mi yattın(!) "

Jason biraz daha konuşsa, Stephan deliye dönecekti. Kulüpteki herhangi kızla istediği kadar gönül eğlendirebilirdi. Peki ya soylu kadınlar... Öyle kadınların adını çıkartamazdı. Çıkartmak bir yana zorla evlenmek durumunda kalırdı.

Kayıp Tacın Sırrı (Kayıp Leydiler Serisi & Kitap:1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin