Bölüm 12

1.6K 97 2
                                    



"Dehşet güzeldi. Hatta güzel değil mükemmeldi ya da olağanüstü de olabilir!" dediğinde İdil bana sarıldı, bende gülümseyerek karşılık verdim.

"Sonuna kadar katılıyorum, şu ana kadar çaldıkların arasında en iyisiydi." Demre de bana sarılan İdil'in üstünden kucaklaşmamıza katılırken bir anda oda doldu, bütün arkadaşlarım buradaydı.

"Lan helal olsun!"

"Çok iyiydi amına koyayım." Parmağımla sus işareti yaparak sessiz olması için Semih'i uyarırken Arda onun omzuna vurdu. Semih ona aldırış etmeden yanıma gelip beni kucakladığında ve birkaç tur döndürdüğünde başımda dönmesine eşlik etmişti.

"Tamam, bırak! Üzerine kusarım bak!" Yanağımdan sulu bir öpücük alırken beni yere bıraktı, suratımı ekşiterek elimin tersiyle sildim.

"İğrençsin Semih," Semih dönüp İdil'e doğru yürüdüğünde İdil gözlerini büyüterek bir adım geriledi.

"Tamam şimdi ne olacak?" dediklerinde hepsinin gözü bendeydi.

"Eğer dediğiniz kadar iyiysem ve beni beğendilerse yurt dışı için burs teklifi alabilirim." Alkışladılar. Utanmaya başlamıştım.

"Eğer o bursu vermezlerse sike sike alırız." Semih hepimiz adına konuşmuştu.

"Oha."

"Yuh."

"Yavaş gel." Herkesin tepkilerini izlerken kendimi kıkırdamaktan alıkoyamadım.

"E o zaman hadi bunu kutlamaya gidelim!" Çağla'nın ortaya attığı fikirle bu sefer gözler Arda'ya dönerken o parmağını havaya kaldırıp herkesi sessizliğe davet etti. "Hedef benim kafe." derken Semih ve Cüneyt'e yaptığı el hareketi sanki buyurduğu bir komut vardı. Birden ikisi sinsi gözlerle bana dönüp yavaş yavaş üzerime doğru yürümeye başladılar.

"Noluyor?!" diye çığırdığımda beni sanki askere gidecekmişim ve uğurlamaya gelmişler gibi omuzlarının üstüne oturttular, düşmemek için ikisinin de saçına yapıştım.

"Pisliksiniz!" Boylarının uzunluğundan dolayı yer şimdi çok uzak görünüyordu, düşmemek için sabit durmaya çalışırken onlar yürüdüğü için bu çok zordu. "Hop! Elinin nereye değdiğine dikkat et." Semih eline ateş verilmiş gibi hızla sırtıma doğru çıkartırken mahcup bir şekilde mırıldandı.

"Acıttın lan, yavaş çek." Umursamadan Semih'in saçına biraz daha yapıştım.

"Peril, elini gözümden çekersen ilerleyebiliriz." O diyene kadar elimin Cüneyt'in gözü üstünde olduğunu anlamadım, otomatik elim onunda saçına gittiğinde diğerlerinin alkışları eşliğinde odadan çıkmak için adımladık. O sırada içeri elinde çiçekle giren çocuk bakışları kendi üzerine toplarken, o Cüneyt ve Semih'in omuzlarında oturan bana bakıyordu. Huzursuzca yerimde kıpırdanırken çocuk elindeki çiçek ile ne yapması gerektiği konusunda bocalamıştı. İdil onu bu zahmetten kurtarıp çiçeği elinden aldığında üstüne yerleştirilen kartı da çekip çıkarttı.

"İnsan yenilince tükenmez, pes edince tükenir. Sen pes etmedin ve kazandın. Tebrikler." Kartı hepimizin görebileceği şekilde havaya kaldırdığında "İsimsiz." dedi. Semih ve Cüneyt'in sırtından inmek için hamle yaptığımda ne yapmaya çalıştığımı anlayarak beni yere indirdiler. Kutu içinde özenle duran kırmızı güllere doğru koşarken bunu Sarp'ın göndermiş olma ihtimalini değerlendiriyordum. 

BUĞULU GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin