17' ben bir kralım

3.2K 388 117
                                    

17'ben bir kralım

İki gün çok boş geçmişti. Tek aldığım haber Jungkook'un Yugyeom'un deneyeceğini söylemesiydi. Sonra da zaten Jungkook, Yugyeom'larda kalmaya başlamıştı. Söylediğine göre bir siteyle uğraşıyorlardı, bir de oyun oynuyorlardı.

Ben okula gidiyor ve Taehyung'ın babasının arabasıyla geri dönüyordum. Sonra tüm gün evde duruyordum, game of thrones izliyordum.

Rektör hala beni çağırtmamıştı ki bu iyiydi çünkü elimde hala Kihyun'ın çaldığına dair bir belge yoktu. Rektör benim yaptığımı düşünür müydü bilmiyorum ama umarım tüm suçu da bende aramazdı. Zaten olay benim için çok zordu.

"Jiminnie?" kapımın ardından gelen sesle diziyi durdurdum.

"Evet?" diye bağırdım. Benden sesi alan Hoseok Hyung odama girmişti.

"Naber?" diyerek kocaman gülmüştü.

"Dizi izliyorum. Sen napıyorsun?" dedim havada duran ayaklarımı sallarken.

"Mısır patlatıyordum, sonra Taehyung ve Jungkook kapıyı deli gibi çaldılar. Duymadın mı?"

"Ah, duymamışım. Neredeler?" yatağımda doğruldum.

"Aşağıdalar yaptığım mısırları yiyorlar. Hadi sende gel." başımı sallayıp bilgisayarı uyku moduna aldım.

Hoseok Hyung ile ikimiz aynı anda odadan çıkıp aşağıya inmiştik. Salona girdiğimde iki salağı koltuğa oturmuş ortadaki mısırı yerken bulmuştum. Televizyonda bir drama açıktı ve ikisi de ona kilitlenmiş izliyordu.

"Ne izliyorsunuz siz?" diye sordum yüzümü buruştururken. İkisi de aynı anda bana bakmış sonra televizyona geri dönmüştü.

"Garip bir şekilde transa sokuyor." dedi Jungkook avuçladığı mısırı yerken. Gözlerimi devirdim.

"Jungkook, Yugyeom'un evinden çıktığına göre?" beklentiyle onlara baktım. İlk kendine gelen Jungkook olmuştu. Hemen ceketinin cebine elini atıp çıkardığı kağıtları bana uzatmıştı.

"Tüm bilgiler burada. Çok garip şeyler göreceksin." kaşlarım çatılırken kağıtları incelemeye başladım. Hoseok Hyung'ta merakla omzumun üstünden kağıtları okuyordu.

Bir sürü sıfır ve birle dolu bir kağıt vardı. Sitenin adı ve bazı sloganlar yazıyordu. Bu gereksiz bir kağıttı sanırım. İkinci sayfaya geçtiğimde kullanıcı adı olarak Minhyuk diye bir ad görmüştüm. Yazının fonları ve büyük küçük harfler vardı. Sayfanın altında da, Yugyeom sanırım girilen bilgisayarın konumunu bulmuştu; bir adres yazıyordu. Adrese kayıtlı insanları da Yugyeom kendi el yazısıyla yazmış olmalıydı; Yoo Kihyun ismini görmek benim için yeterdi açıkcası. Diğerleri de ailesinin adlarıydı herhalde. Ama bilgisayar Kihyun'ın değildi, Minhyuk diye birinindi.

"Vay Jungkook, gerçekten bulmuşsunuz."

"Ne sandın?" Jungkook zafer gülümsemesini yüzüne yerleştirip televizyona bakmaya devam etti.

"Başka bir şey yok değil mi? Rektöre bunu versem yeter." Jungkook başını salladı.

"Bence rektör seni yarın çağırır." Taehyung tahminde bulundu. Bilmiyorum anlamında omuzlarımı silktim.

"O çağırmadan yarın ben yanına gideceğim. Amfinin ortasında rektör içeri girdiğinde gözükmeye niyetim yoktu."

"Bunu da halletmemiz lazım. İnsan içine çıkmak istemiyorsun resmen." dedi Hoseok Hyung yanımda.

"Evet, doğruları bir şekilde açıklamamız lazım ama nasıl?" diye katıldı Taehyung.

"Jimin yeniden yüzü gözü açık okula gidebilsin diye." gözlerimi devirdim.

To All The Boys I've Loved BeforeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin