23'Ben bana sadık biriyleyim nasıl olsa.

3.6K 370 418
                                    

23'Ben bana sadık biriyleyim nasıl olsa.

Min Yoongi'den hoşlanıyorum.

Lise ikideki Jimin geri gelmiş gibi hissediyordum. Üç yıl öncesini düşününce, aslında çok zamanda geçmemişti. Üç yıl önceki hislerim taze bir şekilde geri gelebilir miydi acaba? Ama büyük bir fark vardı. Lise ikide Yoongi'den hoşlanmıyordum, takıntı haline getirmiş bir platoniktim.

Partiden sonra evren'in gönderdiği sinyaller midir, yoksa benim yaydığım feromonlar mı bilmiyorum ama, Yoongi'yi önceden gördüğümün iki katı daha çok görüyordum. Her döndüğüm duvarın arkasında o vardı, her yemekhane sırasında arkama geçiyordu, dolabıma her gittiğimde karşıdaki kendi dolabında bir şeyler yapıyordu. Kendimi onu izlemekten alamıyordum, partiden sonra hele zaten göz göze gelmemiz için dua eder olmuştum. Sapık değildim elbet ama onun olabileceği yerlere gidiyordum, basketbol maçlarını izlemeye gidiyordum. Ve ne kadar hoş biri olduğunu düşünüyordum.

O liseden mezun olurken üzüntüden ağlayacak olabilirdim. Partiden sonra neredeyse hiç etkileşim yaşamamıştık. Sakar bir insan olduğum için arada koridorda takılınca ve Taehyung salak salak sesler çıkarınca onunla göz göze geliyordum. Mezuniyetine gitmiştim. Abimde aynı yıl mezun oluyordu ama Hoseok Hyung baloya katılmak istememişti. Yani aslında mezuniyete katılma sebebim yoktu, görünürde. Yoongi için gitmiştim. Ve salonda sanırım ailesinin yanına oturmuştum. Göstermelik diplomasını alırken göz göze gelmemizin başka açıklaması yoktu çünkü. Nerede oturduğumu bilemezdi.

Sonra zaten ondan haber alamadım. O gittikten sonra turuncu saçlarımı boyattım ve bir daha turuncu yapmadım. Üniversiteye gittiğini duydum ve bitti. Ben kalbimi Taehyung'a kaptırdım, o ise Kihyun'a. Tabii Yoongi'nin o zamanlar benden haberi bile yoktu. Kendi kendime gelin güvey oluyordum. İlk öpücüğümü alan çocuğa beslediğim hayranlık ve birlikte olma isteğim vardı.

Şimdi, bir şey hissetmeden başladığımız ilişkinin yarısında ondan hoşlanıyordum. Onunla kucaklaşarak uyumuştum, sabah öpücükle uyanmıştım. Uyandığımdan beri parmaklarımla oynuyordu, serçe parmağımı iki parmağı arasına alıp sıktırıyordu. Söylediğine göre; ortada bir et sıkışması varmış eğer yeterince uzatırsa parmağım uzayabilirmiş. İşine o kadar odaklanmıştı ki, parmaklarımdan gözlerini kaldırıp gözlerime bakmıyordu. Baksaydı, ona gülerek, parmaklarımızın uyumuna da hayranlıkla baktığımı görürdü.

Parmaklarımı parmaklıklarından çekerken sahte bir sinir oluşturdum yüzümde. Yoongi, o zaman gözlerime bakmış ve bana gülmüştü. Burnuma değen dudakları yumuşamama neden olmuştu. Sonra beraber kahvaltı yapmıştık. Telefonlarımızla bir saniye bile ilgilenmemiştik. Bu his güzel bir histi. Telefonla ilgilenmeyecek kadar birbirimize vermiştik odağımızı.

Gitme zamanım geldiğinde dudaklarına veda öpücüğü kondurmuştum. Bu cicim ayları dedikleri şey gerçekten vardı herhalde. Çünkü Yoongi'den ayrılmak istemiyordum. Elleri hem ellerimde olsun, dudakları dudaklarımı terk etmesin, vücut sıcaklığı hem bende kalsın istiyordum. Zor da olsa ondan ayrılmıştım ama.

.

yoongimin

yoongimin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
To All The Boys I've Loved BeforeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin