30'bana güvenmiyorsun
"Ayakkabılarını bavula koydun mu?"
"Bende ne unuttum diyorum, teşekkür ederim bebeğim." alnımda hissettiğim dudaklarla huzurla gülümsedim. Önünde oturduğum bavula tişörtlerimi koymaya devam ettim.
Bütün İtalya'dan gitme zamanımızdı. Dört gün sonra finallerimiz başlayacaktı ve hepimiz eve gidince ders çalışacağımıza kendimize söz vermiştik. İtalya'dayken kafamızı gayette iyi dağıtmıştık, üç gün boyunca her akşam gidip içmiştik. Hatta bir gece otelin barına gidip eğlenmiştik de.
Bu gezi şu zamana kadar geçirdiğim en iyi zamanları kapsıyordu. Jungkook'a bu geziyi bize söylediği için teşekkür etmem gerekiyordu.
"Yoongi, gidelim artık. Saat üçte lobide olun demişlerdi."
"Hazırım, hazırım." bavulunun üzerine oturmuş ve fermuarını kapatmaya çalışan bir Min Yoongi görünce gülmeye başladım. "Yeni tişörtler almayacaktık, işte. Bavulum zor kapandı." ayağa kalkarak üstünü düzeltmişti.
"Ama hepsini Kore'de giyerken mutlu olacaksın."
"Aynıları Kore'de de vardı."
"O zaman Kore'den alsaydın."
"Ama sen ısrar ettin."
"Hayır etmedim, sadece alalım mı dedim."
"Evet, büzdüğün dudakların ve köpek yavrusu bakışlarınla. Onlara hayır diyemediğimi biliyorsun." omuzlarımı silktim.
"Bu senin sorunun." Yoongi histerik bir gülüş sergileyerek bana yaklaştı, ellerini saçlarıma atarak karıştırdı.
"Hadi gidelim Park Jimin." sinirle ellerinden kurtulup saçlarımı düzelttim.
Bavullarımızı alarak asansöre binmiştik. Lobiye vardığımızda neredeyse herkesin orada olduğunu görmüştük. Taehyung ve Hoseok Hyung bir kenarda buzlu yoğurtlarını ellerine almış, oturuyorlardı. Bizi görünce ayaklanmışlardı.
"Sizi bekliyorduk, sonunda geldiniz." diye homurdandı Taehyung. Gözlerimi devirerek elindeki yoğurdu almış ve ben yemeye başlamıştım. "Ya! O benimdi."
"Cimri çocuk, alt tarafı bir kaşık alacaktım." birkaç kaşık daha almaya devam ederken konuşmuştum. Taehyung bana kaşlarını çatarak bakıyordu. Ona gülümseyip yoğurdu ona geri uzattım.
"Bitirseydin, çok az yemişsin."
"Konuşmayın da yürüyün hadi." Hoseok Hyung ikimizin omzuna baskı uygulayıp bizi ittirmişti. Yoongi hemen elimi yakalayıp sıkı sıkı tutmuştu. Ona dönerek baktım, yüzünde soğuk bir ifade vardı.
Hepimiz otobüse binmiştik. Yerlerimize otururken Jungkook otobüsün küçük koridorunda gülerek bize doğru gelmişti.
"Günaydın, böceklerim." hepimiz aynı anda kaşlarımızı çatmıştık.
"Jungkook'un cildi mi parlıyor?"
"Gülümsemesi bugün daha bir neşe saçıyor sanki."
"Gelirken topalladığını mı gördüm ben onun?"
"Ne diyorsunuz?" diye homurdandı Jungkook. "İyi bir uyku çektim dün, cildim ondan mükemmeldir."
"Yok garip bir parıltı bu." Hoseok Hyung kaşlarını kaldırarak ona bakmıştı. "Jungkook?"
"Ne var?" dedi Jungkook kendini önümüzdeki koltuğa bırakırken.
"Sen seviştin mi?" Dudaklarım soruyla aralanırken saniyeler geçse de cevap vermeyen Jungkook'la bağırmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To All The Boys I've Loved Before
Hayran Kurgu[college au] yoonmin Dream, I will be there for your creation, Until the end of your life [09.01.2019-14.12.2021] ... filmden esinlenilmiştir.