╔❛❛BİR GARİP AŞK❀ ➥|KİM TAEHYUNG|❛

⚫◽▫2▫◽⚫

⚫~1.5 AY SONRA~⚫

Ağlasam sesimi duyar mısınız?Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma, ellerinizle?Bir yer var,Biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce Yaklaşmışım,Duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Boğazımda duran düğümü çözemiyorum tükersem gitmiyor yutsam gitmiyor oturup kalmış sadece o kazayı hatırlatıp duruyor Bana.

Doğduğumda aldığım ilk Nefes,
İlk Adımım..
Sonra gözlerimi Açışım Dünyaya
İlk Gülüşüm
Hatta ilk Hıçkırığım
İlk Gözyaşım

Sabah Kahvaltım,
Uyandığımda içtiğim Su.
Kahvenin yanındaki Simitim..
Sürekli ertelediğim Saatim..
Yaşadığım En kötü An
Lanet olası 11 Ocak

Bir türlü unutamadığım Lanet kabusu gibi Ne yapsam sürekli beynimde fren sesleri gidip geliyordu insanlar içinde yürürken bir anda kafamın içinde frenleyen araba sesleri ile durup elerimi başıma koyduğum sırada insanlar bana bir deliymişim gözüyle bakıp yanımdan geçiyorlar.

Bırakmıştı beni bir başıma yeniden 1 ay oldu sormayalı aramamıştı bile kazadan sonra görüşememiştik birdaha bu kadarmı sevmişti beni? Oysa ben onun için her şeyimi vermeye hazırdım. Ama hakedecek bir şeyi yoktu ki.

Mâdem bitiriyorduk o zaman. Bir çok gidenin ardından bende mutludum yerimden.
        
          °•♤•°♤°•《●♡●》♤•°♤°•

Ne mi olmuştu çokmu merak ediyorsunuz Hayatımı?

Kaza dan sonra bir işe girmiştim kafamı oyalamak için ama nafileydi her şey!

Şerefsiz İt köpek olan Delbert ise ortalıktan tamamen koybolmuştu 6 Aydan beri bu yana onu her yerde aramıştım ama bulamamıştım pek umrumda değildi zaten istediği yere Defolup gidebilirdi.

Yaşadığım hayatın içine ederek siktirolup gitmişti !

"Shin Hye 3. Masaya bakarmısın" tezgahın üstündeki siparişi alıp götürürken koskocaman poposunuda sallamayı unutmayan Aditi nin arkasından bende siparişleri alıp 3. Masya gitmiştim.

Evet, Garsonluk yapıyordum Zaten başka bi bok bildiğim yoktu şu hayatta!

"Hoşgeldiniz Efendim" Gülümsiyerek yerleştirdiğim tabaklardan sonra sesizce arkamı dönüp tezgaha doğru ilerlemiştim.

Elime verilen başka bir sipariş ile neredeyse aşçıya küfürler savuracak dereceye gelmiştim sabahtan beri lokanta minübüse biner gibi tıklım tıklımdı ne zaman oturup bir bardak su içtiğimi bile hatırlamıyordum.

"Hoşgeldiniz Efendim" gülümsiyereksöylediğim cümleye 3 tane kızda gülümsiyerek "Hoşbulduk" diye cevap vermişti müşteriler ile pek samimi olmayı sevmezdim ne olacakları belli değil bu devirde adam bulmak Zordu.

Tepside duran son bingsu' da masya bırakıp selam vererek yürümeye başlamıştımki" Pardon" diye bir ses ile tekrar önüme dönerek kaşlarımı kaldırmıştım.

"Ben bingsu değil bibimbab siparişi vermiştim" Diyince dudaklarımı yalayarak elim ile anlımı ovuşturmuş "Ah üzgünüm Bir karışıklık olmuş Efendim çok özür dileriz Hemen getiriryorum"

  Sara'nın masaya koyduğu bibimbap
Pirinci ile durmuş zorla gülümsemeye başlamıştım "buyrun efendim bingsu size hediyemiz olsun maksat ayağınız alışsın teşekkürler" Sanki lokantada olduğumuzu unutup koluma girerek beni sürükliye sürükliye tezgaha götürmüştü.

"Malmısın kızım ya" diyip şakacıktan cimciklemiştim.

"Oğlum getirmişiz önüne koymuşuz işte al zıkkımın kökünü ye daha ne istiyorsun Anlamadım Böyle insanları alıcaksın saçından tutup yüzünü o yemeğe bir güzel sokacaksın varya gör baklım birdaha yapabiliyorlarmı"

"Sus lan patron görücek şimdi"

"Ben o patronunda Anasını kovalayayım ama varya insan biraz yakışıklı olur kalk o Koltuktan senin daha ölme yaşın gelmiş yaşlı başlı adamsın koysana o taş gibi çocuğunu oraya"

"Kameraları izleyen bir müdür var değilmi"

" Ben o Müdüründe Neyse ya gidelim artık yeter"