'Teyzecim,benim eve gitmem gerekiyor.Gelip alır mısın beni?'
'Hayırdır kuzum,bir sorun mu var?'
'Önemli bir şey değil.Okul kıyafetimle ilgili bir sorunum oldu.Hocalar öğlene kadar dayandı ama daha fazla tolerans göstermediler.Neymiş,bana izin verselermiş herkese vermeleri gerekirmiş.Yok kimsenin önünü alamazlarmış.Disiplinleri zedelenirmiş de bilmem ne.'
'Tamam tamam anladım kuzum ama şuan işlerim çok yoğun.'
'Öğle arasında mı?'
'Akşama çok önemli bir davet var burada.Organizasyon işlerini hep üzerime yıktılar.Öğle yemeğine bile çıkamıyorum anlayacağın.'
'Anladım,iyi peki ben kendi başımın çaresine bakarım.'
'Çok üzgünüm kuzum,ama telafi edeceğim söz.Sana evin konumunu atıyorum.Taksiyle eve geç,dikkat et.'
'Tamam ben hallederim,merak etme sen.'
'Ederim,edeceğim.Hadi bakalım, görüşürüz.'
'Görüşürüz.'
Telefonu kapatıp duvara yaslandım.
Öğle arasına kadar o garip kıyafetlerle herkesin yeterince alay konusu olmuştum.Aradığım teselliyi teyzemde de bulamayınca kendi halime acıyıp,el mahkum diyip kaderime razı oldum.Teyzemin mesajını beklerken,okul güvenliğinden bir taksi çağırmasını istedim.Ancak talihim yine dönüp dolaşıp suratıma sillesini vurmuş olacak ki,beklerken adını Gizem'den öğrendiğim Sancak ve yandaş arkadaşları dibimde bittiler.'Harika görünüyorsun Köpüklü.'
Sancak'ın alaycı sesini duymamla bakışlarım telefondan onun sayko suratına döndü.'O köpükleri senin k*çında patlatırdım da-'Diye duymayacağı bir tonla konuşup sırıttım.Bana tuhaf tuhaf baktıklarında ise bir açıklama yapma gereği duydum.
'Teşekkür ederim Sayk-aman Sancak.
İltifatların günümü şenlendiriyor.''Şenlenecek tabi,daha çok eğleneceğiz seninle.'
Sabrım damarlarımda ki aziz kanla birlikte tepeme çıkınca bu işin ardı arkasının kesilmeyeceğini anlayarak postayı koyuverdim.'Bana bak,ben senin oyuncağın değilim olmayacağım da.Git kendine başka bela bul.'Bu hallerim Sancak'ın daha çok gaza gelmesine sebep olacak ki ben direndikçe üzerime geliyordu.
'Diklenmek sana yaramıyor güzelim.
Anlamışsındır diye düşünüyordum.''Vay be,sen düşünebiliyor muydun?
Ben sadece kürdan çiğneyip,ukala ukala gülümsediğini sanıyordum.'Yandaşları Sancak'a söylediğim şeylere birbirlerine dövünerek gülüşüyorlardı.İçlerinden biri kolunu Sancak'ın omzuna atıp konuştu.
'Oo,bu kız fena kardeşim.'
'Caner,senin o ağzını kırarım,sus.' Diyerek omzunda ki kolunu ittirdi.
Ama adının Caner olduğunu öğrendiğim çocuk aynı gevşeklikle gülmeye devam ediyordu.'Ben ne dedim şimdi ya!'
'Sus abicim.'Diyerek onu tembihleyen arkadaşı da bıyık altından gülüyordu.
'Bunlar iyi günlerin.Şimdi küçük zaferlere mutlu olabilirsin ama benim seninle işim bitmedi.'
'Biz işimizi yarım bırakmayız, gerekirse tam gün çalışırız aslanım.'
Arkadakilerde biri 'Siz kimsiniz?' Diye söylenip delicesine kahkaha atarken ben sebesiz ve gereksiz ani atarımın sonunda bana patlayacağından emin haldeydim.
Sancak kürdanını dişlerinin arasına koyup gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DALGA🌊
Teen FictionBu hikayeyi anlatamam ama bir şarkıyla özetleyebilirim. Azer Bülbül-Her an her şey olabilir🤫 Şimdi devam edip tamamını okuyabilirsin.