Elimdeki telefonu yatağımın üzerine bırakıp yavaşça yataktan kalktım ve merdivenlerden aşağıya inip mutfağa gittim.
Buzdolabının kapağını aralayıp ne var ne yok diye baktıktan sonra en iyi fikrin omlet yapmak olacağına karar vermiştim.
İki yumurta çıkarıp tabağa kırdıktan sonra bir güzel çırpıp tavaya döktüm. Şu an o kadar açtım ki, çiğ olarak bile yiyebilirdim.
Omlet pişince tabağa koyup, tabağı da masaya koydum ve dolaptan ayranımı alıp masaya geri oturdum.
Omleti çatalla birkaç parçaya böldükten sonra en küçüğünden başlayarak çatalı bir parçaya batırıp, omleti ağzıma attım.
Keşke tuz koysaymışım...
Kaçan iştahımla birlikte tabağı masada bırakıp kaldığım odaya geri çıktım yatağıma yatıp telefonumu elime aldım.
Vera'nın engelini anlık olarak kaldırıp ne zaman aktif olduğuna bakacaktım ki çevrimiçi olduğunu gördüm.
Yazıyor...
Çilli: Bera
Çilli: Neden engelledin beni?
Çilli: Ben sana ne yaptım ki?
Bera: Sadece bazı şeyleri düşünmeye ihtiyacım var.
Bera: Bazı şeyleri unutmaya da
Çilli: Umay'ı unutmaya çalışacaksın değil mi?
Çilli: Pardon, bunu sormak haddime değildi.
Çilli: Şimdi engelleyeceksen geri engelleyebilirsin.
Çilli: Ama söyleyeceğim tek bir şey daha var.
Çilli: Kafanı karıştırsa bile
Çilli: *Ses Kaydı*
Seni seviyorum Sarı Prens'im
Bera: Sarı Prens mi?
Çilli: Evet
Çilli: Hani het masalda genç kızın bir prensi olur ya
Çilli: Sen de benim prensimdin.
Çilli: Ama beyaz atlı prens değil.
Çilli: Sarı Prens
Bera: Güle güle
Çilli kişisini engellediniz.
Umay'ı unutana kadar Vera'ya daha fazla umut vermek istemiyordum. Onu, hayal kırıklığına da uğratmak istemiyordum.
Umay'ı unutursam işim çok kolaydı. Beni böylesine güzel seven bir kızı sevmem çok zamanımı almazdı. Kafama koymuştum, onun sevgisine karşılık verecektim.
Ama nasıl?
Kafamı dağıtmak için Nira'nın sohbetine girdim. Nira'yla konuşmak kafamı dağıtırdı.
Bera: Piştt
Bera: Naber lo
Karagöz: İyidir, senden naber lo
Karagöz: Yazlık nasıl?
Karagöz: Tek başına çok eğleniyorsundur kesin
Bera: Nasıl eğleniyorum bir bilsen!
Bera: Diskolardan ayrılmıyorum.
Bera: Yatak ve mutfak arasında geçiyor günüm!
Karagöz: Kilo alırsın bak?
Karagöz: Vera seni kilolu sever mi?
Bera: Ben Umay'ı severken sevmiş beni, kilo onu yıldırır mı sence?
Karagöz: Yoo
Karagöz: Neyse, nasıl gidiyor unutma işleri?
Bera: Eskisi kadar canım yanmıyor ama unutmuş sayılmam
Bera: Nasıl desem?
Bera: Ona karşı beslediğim tek duygu hayal kırıklığı
Bera: Onun iyi biri olduğuna çok inanmıştım çünkü
Bera: Onu sevmiyorum desem de yalan olur.
Bera: Ama onu da unuturum bence!
Karagöz: Bırak sen çarpık bacağı
Karagöz: Vera daha güzel hem
Karagöz: Böyle çilli falan
Bera: Bana niye Vera'yı övüyorsun?
Karagöz: Belki aşık olursun diye
Bera: Hı
Bera: Zaten senin sözlerinle aşık olabiliyorum hemen
Bera: Şıp diye böyle
Bera: Kusura bakma da sen beni Umay mı sandın?
Karagöz: Aa olur mu öyle şey?
Karagöz: Ne alakası var canım?
Bera: Batın enişte ne yapıyor?
Karagöz: Dizimde yatıyor
Karagöz: Bugün çok yorulmuş, dizimde uyuyakaldı.
Bera: Yzk
Karagöz: Neyse ben kapatıyorum
Karagöz: Batın'a yemek hazırlayacağım
Bera: Hayırlı eş olacaksın sen
Bera: Hadi kib
Karagöz: kib
Telefonu yatağın kenarına bırakıp kafamı yastığa koydum. Umay'ı unuttuğumu söylemem yalandan ibaretti.
Tamam, eskisi kadar canımı yakmıyor olabilirdi ancak yine de canım yanıyordu.
Belki sevdiğimden, belki de sevgimi hak etmediğinden.
~~~~
Nira başkan bu bölümde konuğumuz oldu. Karagöz olarak xhdjdjqj
Neyse, bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Prens | Yarı Texting
HumorBera: Hâlâ anlamadın mı Umay! Bera: Sana asla arkadaş gözüyle yaklaşmadığımı, Bera: Sana hep farklı baktığımı, Bera: Seninle iken çok mutlu olduğumu hiç mi fark etmedin Umay? Bera: Amacım yüzüne söylemekti ama neyse Bera: Seni seviyorum Umay Bera: İ...