0.4

15.9K 993 388
                                    

Umay'ım: Bera

Umay'ım: Nira iyi mi?

Bera: Ne kadar iyi denebilirse

Bera: Yaşıyor mu dersen, Evet

Umay'ım: O zaman sorun ne?

Bera: Kim yüzünde bir iz ile dolaşmak ister ki?

Umay'ım: İz mi?

Umay'ım: Bera ne diyorsun?

Bera: Yüzüne gelen cam parçası onda bir iz bırakmış

Bera: Artık sonsuza kadar o iz ile yaşayacak

Bera: Sence ne kadar yaşayabilir hayatını?

Umay'ım: Sevdikleri yanında onun

Umay'ım: Hemen atlatacaktır

Umay'ım: Batın onu böyle sevdikten sonra o her zaman iyi olacaktır.

Bera: Sende beni sevsen de bende mutlu mutlu olsam be güzelim (Silindi)

Umay'ım: Peki, uyandı mı?

Bera: Hayır, hâlâ uyuyor

Bera: Batın duvara yaslanırken uyuya kaldı

Umay'ım: O gerçekten çok güzel seviyor

Bera: Beni görsen bende güzel severdim seni (Silindi)

Umay'ım: Ama uyandırmanız gerekmez mi?

Bera: Uyandırdım

Bera: Ama çok geçmeden yine uyudu

Bera: fiziksel olmasa da ruhsal olarak çok yoruldu

Bera: Günay ile barıştınız mı?

Bera: En son kavga ediyordunuz

Umay'ım: Bilmiyorum

Umay'ım: Şu aralar çok garip davranıyor

Umay'ım: Sanırım ayrılma yolunda ilerliyoruz

Bera: İşte o yoldan sola dön, beni bulursun (Silindi)

Umay'ım: Neyse

Umay'ım: Sen nasılsın Sarı Prens?

Bera: Sarı Prens?

Umay'ım: Senin lakabın

Umay'ım: Nasıl buldun?

Bera: Prenses sen olacaksan harika (Silindi)

Bera: Güzel

Bera: Sen döndün mü bu arada?

Umay'ım: Dönmedim

Umay'ım: Hâlâ hastanenin oradayım hatta

Umay'ım: Geleyim mi?

Bera: Gelme

Bera: Çünkü ben geleceğim

Telefonu kapatıp arka cebime tıkıştırdıktan sonra merdivenleri inip hastanenin kapısından dışarı çıktım. Arabanın kenarında dikilen Umay'ı görünce kendi kendime gülümseyip hızlı adımlarla yanına yaklaştım. Ona yaklaştıkça adımlarım yavaşladı, kalbim hızlandı.

"Bera, ben gelirdim. Gelmene gerek yoktu" söylediği ile hafifçe gülüp omuz silktim. O boğuk hastane ortamından kaçmak istiyordum ama Nira'yı da yalnız bırakmak istemiyordum.

"Sen gelmeden Günay mesaj attı Bera" gözlerinin içine baktığımda yavaştan dolduğunu gördüm. Anlaşılan ayrılmışlardı.

"Beni sevdiğini söylüyordu ya hani, aldatmış beni. Çok seviyormuş cidden" gözlerini sıkıca kapattığında dolan gözlerindeki yaşlar adeta kaçarcasına yanaklarından aşağıya inmeye başladılar.

Kafasını göğsüme bastırıp ona sarıldığımda kollarını belime sardı. Dudaklarından bir hıçkırık firar ederken bende saçlarını okşuyordum.

Bana sarılarak başka bir erkek için ağlaması canımı acıtıyordu. Ama mutluydum çünkü ona sarılabiliyordum. Bundan daha ötesi var mıydı şu an?

"Beni sevmemesi umrumda değil Bera, ama aldatılmak canımı yakıyor. Ben bunu hakettim mi?" Dudaklarımı saçlarını değdirip yavaşça geri çekildim.

"Kimse aldatılmayı haketmez. Kalbin kırıldı biliyorum. Etrafımda ilk aldatılan kız sen değilsin. Ne kadar onur kırıcı bir şey olduğunu biliyorum"

"Etrafındaki kızlar mı?" Kıskanmış mıydı o? Umarım yanlış anlamamışımdır!

"Nira"

"O bile aldatılıyorsa hayat bize neler yapmaz" söylediğine gülüp yavaşça geri çekildim. Gözyaşlarını sildiğimde artık ağlamayı kesmişti.

"Biliyor musun? Gülerken daha güzelsin" söylediklerim gülümsemesini sağlarken bende gülümsedim. En azından benim yanımda mutlu olabiliyordu.

"Sende çok tatlısın Sarı Prens!" diyerek yanaklarımı sıkmaya başladığında başta şaşırsam da sonradan gülerek ona bakmaya başladım.

Beni tatlı bulduğunu açık açık dile getirdiğine göre umut beslemeye kaldığım yerden devam edebilirdim bence.

Sanırım uzun zaman sonra bu kadar mutluydum.

Hele şükür yaw!

~~~~

Klasiği bozup bölüm sonunda Bera'yı mutlu yaptım. Çünkü neden olmasın?

Bb

Sarı Prens | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin