Vera'dan devam
Tam yanlarına gitmek için hamle yapmıştım ki Umay geri çekilip elini Bera'nın yanağına koydu. Onu öpecek miydi?
Hayır bunu yapamazdı, Bera'yı kullanmasına izin veremezdim.
Koşarak yanlarına gittim ve Bera'yı kolundan hızlıca çektim. Bera şaşkınca bana bakıyordu.
"Bu kızın seni kullanmasına izin vereceğine inanmıyorum Bera! Bu kadar da aptal olamazsın!"
"Hayır! Ben neden Bera'yı kullanayım ki? Ben... onu seviyorum. Sevdiğim birine zarar vermem!"
"Kızım senin ne bok olduğunu herkes biliyor! Kendini haklı çıkarmaya çalışma!"
Bera sadece bizi dinliyordu. Benim tarafımda durmayacağına emindim. Sevdiği kız varken kankası da kimmiş?
"Bera... cidden bak. Umay seni kullanmayı planlıyor. Seni mutlu görmek istemiyor. Hem... bir gün içerisinde seni nasıl sevebilir ki? Hatta dur. Kanıtım var."
Hızlıca telefonun ekranını açtım ve Arda ile sohbetimizden ses kaydını bulup açtım. Bera dikkatlice ses kaydını dinliyordu.
Kayıt bittiğinde Bera'nın gözleri dolmuştu. Gözlerini yavaşça sildi.
"Ne yazık ki bu aptal kalbim hâlâ Umay'ı seviyor!"
"Ya delireceğim! Umay'a kör diyen sensin! Seni görmüyor diye ona körsün diyen sensin! Ama biliyor musun? Sen daha körsün! Beni göremedin mi? Ha söyle! Yanıbaşında olan beni göremedin mi? Doğru! Ben senin kankanım!"
"Vera?"
"Ne dedim ben?"
Cidden mi? Bera'nın kafasını karıştırmamak için itiraf etmediğim aşkımı, en kafasını karıştıracak zamanda söylemiştim. Keşke ağzımı bantlasaydım..
"Vera, sen cidden mi? Beni mi seviyorsun?"
Dolan gözlerimi yere sabitleyip hafifçe kafamı salladım. Bera sessizce yanımızdan uzaklaşırken Umay benimle konuşmaya başlamıştı.
"Fedakâr âşığımız bencillik yaptı. A-a!"
"En azından tek kişiye bağlı kalabiliyorum! Senin gibi tek gecelik ilişki insanı değilim. Başkasını kullanmayı sevmediğim gibi kendimi de kullandırtmayı sevmiyorum. "
"Söylesene! Kaç senedir âşıksın Bera'ya? Dört mü? Ben senin gibi özgüvensiz değilim."
"Bu özgüven değil. Senin karaktersizliğin!"
"Benimle düzgün konuş!"
"Gerçekler her zaman can yakar! Seni bir daha Bera'nın etrafında görmeyeceğim. Sen onun canını yakmaktan başka bir şey yapmıyorsun çünkü."
Hızlı adımlarla Bera'nın evine yürümeye başladım. Evinin oradaki parka gitmişti muhtemelen.
Parkın oraya geldiğinde onu salıncakta otururken gördüm. Yavaş adımlarla gidip yanındaki salıncağa oturdum.
"Sana çok umut verdim mi?" diye sordu bakışlarını yerden çekmeden.
"Sen umut vermedin. Ben umutlandım."
"Sana o kadar kanka dedim. Canın hiç mi yanmadı?"
"Yandı. Hem de çok ama senin yanında ancak kankan olarak durabiliyordum. Senden ayrı kalmaktansa kankan olayım dedim."
"Canını çok yakmadım. Değil mi?"
"Yakmadın desem. İnanır mısın?"
"İnanmam." dedi ve derin bir nefes aldı. "Ne kadar insanların canını yakmaktan çekinirsem o kadar can yakıyorum galiba."
"Bunu sen istemedin. Ama Allah aşkına! Arda ile aramızı yapmaya çalışmak ne?"
"Onu sevdiğini düşünmüştüm. Bir ara acaba ben miydim diye düşünmedim değil ama hiç ihtimal vermedim. Beni sevse benim neden kankam olsun dedim."
"Eğer söylediklerim, kafanı karıştıracaksa dediklerimi unut."
"Son bir şey soracağım." dedi ve bakışlarını yerden çekerek yüzüme baktı. "Yanlışlıkla öpüştüğümüzden sonraki davranışlarım, kalbini çok kırdı mı?"
"Yalan söylemeyeceğim, çok kırıldım Bera. Tamam bu doğru değildi belki ama benim için yine de özeldi, anlıyor musun? İlk öpücüğümdü ve sevdiğim kişiye gitmişti. Senin davranışların çok canımı yaktı."
"Ben... özür dilerim ama sevdiğim kişi sen değilsin. Senin aşkın ise kafamı karıştırmaktan başka bir şey yapmıyor!" dedikten sonra salıncaktan kalkıp evine doğru hızlı adımlarla yürüdü.
Ben ise geç saatlere kadar orada, o salıncakta ağlamıştım. Bu itirafın asla olmaması gerekiyordu. Bera şimdi benden uzaklaşacaktı ve ben bunu istemiyordum.
~~~
Geldim, gidiyorum
Neyse, bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Prens | Yarı Texting
MizahBera: Hâlâ anlamadın mı Umay! Bera: Sana asla arkadaş gözüyle yaklaşmadığımı, Bera: Sana hep farklı baktığımı, Bera: Seninle iken çok mutlu olduğumu hiç mi fark etmedin Umay? Bera: Amacım yüzüne söylemekti ama neyse Bera: Seni seviyorum Umay Bera: İ...