2.5

9.5K 730 196
                                    

İthaf: SlaBican1

"Bizim kafeye gidiyorum. Geliyor musun?" diye sordum Vera'ya.

"Madem çok ısrar ediyorsun, tabii ki gelirim." dedi ve gülerek beraber minibüse bindik.

Minibüste iki kişilik oturacak yer vardı ve şansımıza yan yanaydı. Ben cam kenarına geçerken Vera da hemen yanıma oturdu ve telefonuyla ilgilenmeye başladı.

Yorgun olduğumdan kafamı Vera'nın omzuna yasladım. Birden kaskatı kesilirken nefesini düzene sokmaya çalışır gibiydi. Gülüp gözlerimi kapattım. Muhtemelen uyuyacaktım ama umrumda değildi, durağa gelince Vera beni uyandırır sonuçta.

Tahmin ettiğim gibi uyuyakalırken bir süre sonra gözlerimi araladım. Vera elindeki telefonun ön kamerası ile fotoğraf çekiyordu. Beni çekiyordu...

Uyandığımı fark ettiği gibi telefonu kapatmıştı. "Yakalandın." diye mırıldandım.

"Çok pis yakalandım değil mi?" dediğinde kafamla onu onayladım ve kaldırıp camdan baktım. Kafenin önüne gelmemize çok az kalmıştı.

Kafenin önüne geldiğimize minibüsün durması ile minibüsten indik. Vera, benim ilerlememi beklerken ben başka bir şey yapmıştım.

Elinden tutup kafeye öyle ilerlemiştim.

Vera şaşkınlıkla yanımdan ilerlerken ona baktığımda ellerimize baktığını görmüştüm. Birden durduğunda dönüp ona baktım.

"Ne oldu?"

"Bera, sana söylemiştim değil mi? Sevmiyorsan, seviyormuş gibi yapma."

"Seviyormuş gibi yapmıyorum."

"Bera, beni sevmediğini en iyi ikimiz biliyoruz."

"Benim bile emin olmadığım şeyden, sakın emin olma." dedikten sonra elini bırakmadan yürümeye devam ettim. Yavaş yavaş yürüyerek arkamdan geliyordu.

Kafeye girdiğimizde kafenin fazla dolu olmadığını fark etmiştim. Annemse bize bakıyordu, ellerimize.

Bir şey demeyip boş bulduğum bir masaya oturduk. Vera, karşımda oturuyordu ve asla bana bakmıyordu.

"Ne istersiniz?" diyerek yanıma gelen annem ile Vera bakışlarını masadan çekip anneme bakmaya başladı.

"Ben sadece su alabilir miyim?"

"Bana iki tane kahve. En sevdiğimi biliyorsun zaten?"

Annem gülümseyip siparişleri getirmek için giderken Vera'nın hâlâ bana bakmadığını fark ettim. Ne oluyordu?

"Neden bana bakmıyorsun? Girdiğimizden beri sadece masaya bakıyorsun. Ne oldu, masaya mı aşık oldun yoksa?"

"Emin olamadığın şey ne?"

"Bunu anlayacağını düşünmüştüm. Eskiden daha zekiydin, benimle takıla takıla bana benzedin iyice."

"Bera!"

"Ne anladıysan o. Bunu sana açıklamakla uğraşmayacağım. Ha şimdi neden iki kahve istediğimi falan da sorarsın, biri senin."

"İstemiyorum."

"Hadi ama Vera, trip mi atacaksın?"

"Trip atmıyorum Bera."

Yanımıza annem geldiği için bir şey diyememiştim. Annem suyu ve kahveleri ortaya koyup hemen ardından sonra yanımızdan uzaklaşmıştı.

Suyu ve kahvenin birini Vera'nın önüne itip kendi kahvemi de kendime doğru çektim.

"Sana trip atmıyorum Bera. Sana öyle geliyor."

"Peki öyle olsun." dedikten sonra kahvemi yudumlamaya başladım. Bakışlarım hâlâ Vera'nın üzerindeydi, onun bakışları ise masada.

Vera,"Bera, benim gitmem lazım artık." diyerek sandalyeyi geri ittirdi ve çantasını da alıp kafeden çıktı.

Hemen ardından ben de kafeden çıkarken neden böyle yaptığını anlayamıyordum. Kötü bir şey mi söylemiştim?

Kolundan tutup onun durmasını sağladığımda yavaşça bana doğru döndü. Gözleri dolmuştu...

"Kötü bir şey mi söyledim Vera? Neden birden çıkıp gittin?"

"Sadece... kendi içimde halledemediğim şeyler var Bera. Seninle alakası yok, cidden. Sadece, boşver."

"İçinde halledemediğin şeyleri söyle, beraber halledelim Vera. Biz-"

"Sadece yakın arkadaşlarız. Flört olduğumuzu söyleme bana sakın, çünkü ben salağın tekiyim ve inanırım!" diyerek gözünden akan yaşları sildi.

"Vera, sorun ne? Sabah barıştığımızı sanıyordum. Birden ne oldu böyle? Ailevi bir sorun mu var yoksa?"

Bir şey demeden birden kollarını belime dolayıp, sarılmıştı. Ne olduğunu anlamasam da ben de ona sarılmıştım.

"Sorun ne Vera? Neye kızdın bu kadar?" diye mırıldandıktan sonra saçlarını öpüp geri çekildim.

"Umay yanıma gelip senin benimle oynadığını söylemişti, onun sana yaptığı gibi. Başta umursamadım ama sen ve senin hareketlerin bunu kanıtlıyor gibiydi. Bir şey daha söyledi," sonra devam etti.

"Sevdikleri insandan çok yara alan insanlar bir daha sevemezler, kalpsizleşirler. Sorun beni sevmemen olmazdı ama benimle oynuyormuşsun gibi hissetmiştim. Kafamda bir şeyler kurmada-"

"Kafanda bir şeyler kurmada bir numarasın. Hem nasıl Umay'ın bir sözüne inanabilirsin?"

"Özür dilerim." diyerek bie daha sarıldığında ne kadar trip atmak istesem de ben de ona sarılmıştım.

"Bir daha ben hariç kimsenin sözüne inanma. Hele ki Umay'ın hiç inanma."

"Bir daha beni sevmiyorken seviyormuş gibi yapma. Hele ki seni bu kadar seviyorken hiç yapma."

~~~~

Bölüm bir süre gelmedi çünkü 3 kitabı birden ilerletmek beni çok yoruyor. Bazen bıkıyorum ve uzaklaşmak istiyorum.

Bu 3 kitap da tamamen bittiğinde bir süre yazı yazmayacağım. Bir süre buraya sadece kitap okumak için girerim muhtemelen. Buradaki sorumluluklarımdan kaçmak istiyorum. Kitaplara bölüm yazmayı seviyorum ama belirli aralıklar koymak daha iyi olacaktır.

Sizlere bölüm atamadığım için cidden özür dilerim.






Sarı Prens | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin