█38█

3.5K 405 145
                                    

"Benim burada ne işim var amına koyayım? Benim şu an ünlü olmam lazımdı!" Taehyung sinirle elindeki kitapları masaya atıp yanıma oturduğunda Jisoo hızlıca Taehyung'un ensesine vurdu.

"Bana yaptıklarının cezasını çekiyorsun işte, şerefsiz herif!"

"Ben yine ne yaptım ya!" Taehyung ağlamaklı bir sesle Jisoo'ya baktığında Jisoo omuz silkti ve önündeki sıcak kahveyi dikledi. Evet, dikledi.

"Yandım!" sızlanarak suyumu içti ve yaşaran gözlerini elinin tersiyle sildi. Jisoo'ya gülen Taehyung bir süre sonra sustu ve asık bir suratla bana baktı.

"Ne yapacağız biz? Finansal muhasebe notları hiçbirimizde yok!"

"Birimizin Taeyong'tan istemesi lazım." Taehyung gözlerini Jisoo'ya çevirdi ve sırıttı.

"Aşkım cazibeni kullanmaya ne dersin?"

"Siktir git Taehyung. O çocukla konuşamam ben!"

"Niye ya?" dedim gözlerimi devirerek. "Alt tarafı daha birinci sınıf olduğu halde dehşet popüler olan, zeki ve instagram ünlüsü yakışıklı bir çocuk."

"Sen git iste o zaman. Salağa bak." Jisoo sinirle homurdandı ve hala yanan dilini dışarı çıkardı. Topuklu bot giydiğim için ağrıyan bacaklarımı uzattım ve Taehyung'a baktım.

"Sen neden gitmiyorsun?"

"Çünkü çocuk cimrinin teki. Kimseye notlarını vermiyor ama bence Jisoo onu ikna eder."

"Başka isteyecek kimse yok mu ya?"

"Yok." Jisoo başını olumsuz anlamda salladı. Taeyong denen çocuk hakkında çok fazla dedikodu vardı ve popüler olduğu için kimse ona yaklaşmaya cesaret edemiyordu. Bu yuzden tam olarak nasıl biri olduğunu bilmiyordum. Bıkkın bir nefes vererek Taehyung'a döndüm.

"Belki gaydir?"

"Mal mısın sen ya?" Taehyung eliyle beni alnımdan itti ve "ah"layarak başını kitaplarının üstüne bıraktı. "Bizden adam olmaz."

"Kalacağız."

"İki senelik okuyup çabuk bitirelim derken dört sene okuyacağız galiba."

"Of, tamam kesin be!" sinirle yerimden kalktım ve salak ikiliye baktım. Seokjin uyuyakaldığı için gelmemişti, Jungkook ise dün gece Busan'a gitmişti. Annesini ve babasını görecekti. "Ben giderim."

"Saçmalama lan! Yengemsin sen benim!" Taehyung bileğimden tutup hızla ayağa kalktığında gözlerimi devirdim.

"Onu ayartmayacağım, sadece notlarını isteyeceğim."

"Beleşe vereceğini mi sanıyorsun?" Taehyung durdu ve yutkundu. "Aslında sana beleşe verir, o yüzden gidemezsin zaten!"

"Ne fesat bir insansın sen ya? Bırak bileğimi!"

"Olmaz! Jungkook seni bana emanet etti."

"Jungkook'u sikeyim!"

"Bana uyar!" Jisoo pis pis sırıttığında Taehyung kahkaha attı ve ben de fısattan istifade bileğimi ondan kurtarıp hızlıca ilerlemeye başladım. Taeyong kafetaryanın girişindeki masada oturuyordu ve az önce yanındaki arkadaşı kalkmıştı. Birkaç adım daha atıp yanına vardığımda telefonundan kafasından kaldırıp bana baktı.

"Merhaba," dedim elimi uzatırken. O da aynı şekilde elini uzattı ve tokalaştık. "Ben Chaeyoung."

"Ben de Taeyong." gülümsedi ve yanını işaret etti. "Oturmak ister misin?"

"Aslında şey… Im, bu çok kaba bir hareket ve seni kullandığımı duşunebilirsin ama kesinlikle öyle değil. Ben sadec-"

"Hangisi? Matematik mi yoksa finansal muhasebe mi?"

One Wrong • rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin