Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Okulumuz her sene bir beste yarışması düzenlerdi ve kazanan kişiye bir stüdyo verirdi. Geçen senenin kazananı Jisoo olduğu için C blokta kendine ait bir stüdyosu vardı. Stüdyo küçüktü, 4 kişi zor sığıyorduk ve okula uzaktı. Bu yüzden hepimiz stüdyoya kadar yürümeye uşenirdik. Birkaç dakika önce ise stüdyosunda ayaklarını masaya dayamış bir şekilde rahatça oturan Jisoo, spor salonunda unuttuğu hırkasını almamı söylemişti. Aslında söylememişti, yalvarmıştı. Bu yolu hiçbir güç bana yürütemezdi, Kim Jisoo'nun sevimli yüzü dışında tabii.
Ensemde topladığım saçlarımı geriye atarak spor salonunun ağır kapısını açtım. İçerden gelen sesler yuzunden kaşlarım çatılırken gördüğüm görüntüyle ağzım kocaman açıldı. Jungkook Yoongi'nin üzerine eğilmişti ve rastgele yumruk atıyordu.
İlk defa böyle bir görüntüyle karşı karşıya kaldığım için bir süre öylece durdum. Daha sonra ise spor salonundaki yumruk ve küfür sesleri arasına benim adım seslerim karıştı. Koşarak Jungkook'un yanına gittim ve onu omzundan çektim.
"Manyak mısın sen ya!" hiddetle savrulan omzu elimden kayıp giderken kafasını çevirip sinirle bana baktı. O an gözlerim yerde yatan Yoongi'ye kaydı. Dudağı ile burnu kanıyordu ve sol elmacık kemiği fazlasıyla kızarmıştı.
"Defol git Chaeyoung." Jungkook bana sanki karşısında düşmanı varmış gibi baktığında yutkundum. Ciddi anlamda hastaydı bu çocuk.
"Öğretmenlere haber vereceğim. Kes şunu!" Jungkook gözlerini devirdiği sırada Min Yoongi Jungkook'u hızla itti ve bu sefer de o, Jungkook'un üzerine çıktı. Şaşkınlıkla onları izlerken ne yapacağımı şaşırmıştım.
