█44█

3.2K 338 55
                                    

"Garip davrandığının farkındasınız, değil mi?" Taehyung dirseklerini dizlerine yaslayıp eğildiğinde arkasında kalan yastığı çekip kucağıma aldım.

"Beni korkutuyor. Onun için deli gibi endişeleniyorum." Seokjin tedirginlikle bana baktığında gözlerimi kaçırdım. Kendimi suçluymuşum gibi hissediyordum. Herkes farkındaydı, Jungkook'un bir derdi vardı ve asla isteyerek benim canımı yakmazdı. Fakat ben ona bağırıp çağırmış, bir süre her şeyi anlatması için zaman tanımış ve Jungkook bir tepki vermeyince de onu terk etmiştim.

Yanlış mı yapmıştım?

Hayır, bu durumda hatalı olan ben değildim. Bana her şeyi anlatmalıydı, sebebini söylemeliydi. Neden en başından Yoongi ve Jennie'ye karşı beni uyarmadığını açıklamalıydı çünkü eminim ki geçerli bir açıklaması vardı. Jungkook isteyerek canımı yakmazdı fakat o, bana anlatmamayı seçmişti. Benim en büyük kırgınlığım bunaydı.

Ya da… bilmiyorum. Jungkook'u yanlış tanımış olma fikri aklıma ince ince sızmıştı. Kendimi onun yerine koyuyordum, empati yapmaya çalışıyordum fakat hiçbir sonuç elde edemiyordum. Hatalıydı, hem de çok fazla.

"Bunu söylediğime inanamıyorum ama ben Jungkook'un isteyerek böyle bir şey yaptığına inanmıyorum. Bu yüzden onunla konuşup derdini öğreneceğim." her zaman insanlara karşı sert olup peşin hükümler veren Jisoo ondan beklenmeyen bir konuşma yaptığında hepimiz ona şaşkınlıkla baktık. O ise gözlerini kaçırıp arkasına yaslandı.

"Yanında olmalıymışız gibi hissediyorum." Lisa sıkıntılı bir nefes verip Seokjin'e baktı. "Size, Ddaeng'i en başından beri tanıdığını ve ne yapmak istediklerini anladığını anlatıp evi terk etmesi cidden çok saçma. Bu çocuk, bunca zaman sırrını öğrenmemizden korkmadı mı? O halde neden sırrını size söyleyip evi terk etti?"

"Benim söylememden korkmuştur?" dedim kısık çıkan sesimle. Birkaç saat önce hem bağırdığım hem de ağladığım için sesim kısık çıkıyordu.

"Sanmıyorum." dedi Jimin başını olumsuz anlamda sallarken. "Senin olayları çarpıtmadan dosdoğru anlatacağını hepimiz biliyoruz. Başka bir şey var."

"Belki de…" dedi Seokjin gözlerini tek tek hepimizde gezdirirken. "Sakladığı sırrı bu değildi ve asıl sırrını öğrenmemizden korktuğu için böyle yaptı. Çünkü Chaeyoung bize her şeyi anlattığında biz Jungkook'u sıkıştırıp neden böyle bir şey yaptığını öğrenmeye çalışacaktık. Belki de sırrı tüm bu yaptıklarının arkasındaki sebeptir."

"Daha büyük bir sır var yani?" Jisoo onay almak istercesine Seokjin'e baktığında yutkundum. Seokjin haklıydı. Jungkook'un başka bir sırrı vardı ve onu öğrenmemizden korkuyordu. Korkusu o kadar büyüktü ki, kaybetmekten en çok korktuğu insanları bırakıp gitmişti.

"Siktir," dedi Taehyung adeta tıslayarak. "Onun yanında olmamız gerekiyor."

Tam bir hafta olmuştu.

Bu bir hafta içinde Jungkook'a bir türlü ulaşamamıştık. Ailesinin evine gittiğini sanmıştım fakat orada yoktu, teyzem hala arkadaşlarıyla kaldığını sanıyordu. Teyzemin doğumu yaklaşmıştı ve onu korkutmamak için gerçeği söylememiştim fakat Jungkook'un aramalarımıza ve mesajlarımıza cevap vermemesi beni endişelendiriyordu. Neredeydi?

"Bu böyle olmayacak." Jisoo alt dudağını dişlemeyi kesip bana baktı. "Çok korkuyorum Chaeyoung. Ondan bir haftadır haber alamıyoruz."

"Benim suçum." dedim başımı ellerime yaslarken. Bir haftadır tek yaptığım kendimi suçlamaktı. Jungkook'un ne kadar korktuğunu görmüştüm fakat onun canını yakmak için çaba sarf etmiştim. Neden yapmıştım ki? Neden ona sarılıp her şeyi anlatması için yalvarmamıştım?

"Saçmalama!" Lisa kaşlarını çatarak bana baktı ve masaya yasladığım dirseğimi itip kafamın düşmesini sağladı. "Seni döverim geri zekalı. Sakın kendini suçlamaya kalkma!"

"Bilmiyorum Lisa." midemin bulanmaya başladığını hissettiğimde yutkundum. Son birkaç gündür stresten dolayı midem bulanıyordu ve ben en son ne yediğimi bile hatırlamıyordum. Hepimiz kendimizi unutmuş bir şekilde Jungkook'u arıyorduk. Kafayı yiyecek gibiydim. Teyzem ve eniştemin aramalarına yanıt verdiğini biliyordum fakat bize cevap vermiyordu. Ayrıca annesinin doğumu yaklaşmıştı ve o, buna rağmen gidecek kadar kötü şeyler yaşıyordu.

Yanında olmak istiyordum.

Ona sarılmak, güç vermek istiyordum. Kırgınlığımı çoktan unutmuştum, sadece iyi olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı. Hepimiz bunu istiyorduk.

"Ay, ne oldu sana!" Jisoo'nun haykırışını duyunca kafamı kaldırıp baktığı yere döndum. O kadar dalgındım ki Seokjin, Taehyung ve Jimin'in geldiğini yeni görüyordum. Zili bile duymamıştım. Fakat bundan daha garip olan bir durum vardı. Seokjin'in bir ayağı sargılıydı ve Jimin ile Taehyung'un desteğiyle yürüyebiliyordu.

"Açılın da adamı yatıralım. Deve ölüsü gibi ağır." Jimin homurdanarak Seokjin'i koltuğa bıraktı ve ellerini beline yaslayıp esneme hareketi yaptı.

"Of, cidden kolum koptu."

"Sesinizi kesecek misiniz?" Seokjin sinirle Taehyung ve Jimin'e baktığında ikisi de göz devirip kendilerini yere bıraktılar.

"Bu halin ne ya?" Lisa endişeyle Seojkin'in yanına oturdu. Jisoo da hemen diğer yanına oturunca Seokjin bıkkın bir nefes verip Taehyung'a sinirle baktı.

"Şu embsile araba kullanmayı öğretiyordum. Park etmesi gerekiyor diye arabanın arkasına geçip onu yönlendirdim. Fakat bu gerizekalı ayağımı çiğnedi."

"Düzgün anlatsana şu olayı ya!" Taehyung hızlıca kendini savunmaya geçip abartılı bir şekilde ellerini salladı. "Bu aptal bana dur işareti yapacağına karşıdan geçen eski crush'ına el salladı, ben de doğal olarak yanlış anlayıp ayağını birazcık ezdim."

"Ya! O benin crush'ım değildi!"

"Nasıl değildi?" dedi Jimin alayla gülerek. "Sırf o kız yüzünden iki sene boyunca kimseyle flört etmedin."

"Cidden mi?"Jisoo gülerek Seokjin'in omzuna vurdu. "Kimmiş bu kız?"

"Hanimiş yengemiz~" Lisa da aegyo yaparak Seokjin'i köşeye sıkıştırdığında istemsizce güldüm. Seokjin ise benim aksime çok keyifsiz gözüküyordu.

"Asla söylemem. Yıllarca dalga geçersiniz."

"Ya söyle!" Jisoo yalvarırcasına ona baktığında inatla omuz silkti. Lisa ve Jisoo Seokjin'i konuşturtmak için uğraşırken onları izlemeyi kesip bakışlarımı Jimin'e çevirdim. Telefonuyla uğraşıyordu ve gördüğüm kadarıyla Jungkook'a mesaj atıyordu.

"Ne yapıyorsun?" dedim merakla ona bakarken. Kafasını kaldırdı ve güldü.

"Jungkook'a Seokjin'in araba kazası geçirdiğini yazıyorum. Bunu gördüğü anda yanımıza geleceğine eminim."

"Yuh!" dedi Lisa şokla Jimin'e bakarken. "Saçmalama istersen. Bu konuda yalan söylenir mi hiç?"

"Yalan değil ki, cidden kazaydı." Taehyung omuz silkerek Jimin'in yanına ilerledi. "İyi ki ayağını ezmişim abicim. Bu sayede salak, embesil, imalat hatası, defolu ürün ama evimizin neşesi geri zekalı Jungkook ayağımıza gelecek."

Tatilde olduğum için bölüm yazacak pek vaktim olmuyor beklettiğim için üzgünüm :(((

One Wrong • rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin