Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elimdeki stres topunun Jungkook'un kafası olduğunu hayal ederek var gücümle sıkmaya başladım. Fark etmeden sıktığım dişlerim ve sesli soluk alışverişlerimle insanlıktan çıkmış gibi göründüğüme emindim. Üstüne üstlük her sinirlendiğimde olduğu gibi saçlarım elektiriklenmişti ve saç tutamlarımın tavana doğru uzandığını hissedebiliyordum.
"İsteyerek oldu." karşımdaki gerizekalı herif sanki mümkünmüş gibi daha da sinir bozucu bir şekilde sırıtırken elimdeki stres topunun sönduğunu hissettim.
"Bilirsin, seninle oyun oynamak küçüklükten beri en sevdiğim şey, canım oyun arkadaşım."
Dilini yanağına yaslayıp yayılarak oturduğunda aklımdaki kelimeleri bir türlü toplayamıyordum. Sinirden beyin hücrelerim yanmış gibiydi.
"Eee, ne zaman dayak yiyorum, Bayan Ben Şiddet Karşıtıyım?" güldü ve ardından alayla ekledi. "Yoksa her zaman olduğu gibi anneme mi ispiyonlayacaksın?"
"Hayır," dedim sonunda kendime gelerek. Onu mahvedecektim. Bu çocuğu bana yalvaracak kıvama getirecektim. "Çocukluğu atlatalı yıllar oluyor Jungkook ve emin ol karşında artık o küçük kız yok."
Tırnaklarımı geçirdiğim topu yırttığımı hissettiğimde sırıtarak konuştum. "Küçükken bebeklerimin kafasını nasıl kopardıysan ben de senin kafanı koparacağım, gerizekalı herif!"
•
"Ohoooo, bunun saçları yine Allah katına doğru uzanmaya başlamış. Kime sinirlendin bu kadar?" Lisa omzumu dürterek dikkatimi çektiğinde ağzıma dayadığım pipeti çektim ve sinirle konuştum.
"Annemler dün Avusturalya'ya gitti diye mecburen teyzemlerde kalmaya başladım." Jisoo gözlerini bilgisayardan ayırarak şaşkınlıkla bana baktı. "Gerizekalı Jungkook ne yaptı dersiniz?"
"Yine mi çantana kertenkele koydu?" Jisoo gözlerini devirerek konuştuğunda kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Senin telefonunda eski sevgiline mi yürüdü? Ah, bunu geçen sene yapmıştı, değil mi?" Lisa yüzünü buruşturduğunda ağlamaklı bir sesle konuştum.
"Ben uyurken üstüme akrep bırakmış. Hayır, benim uykum zaten hafif. Yataktaki hareketliliği hisseder hissetmez akreple göz göze geldim. Hayvan herif, benimle ne derdi var anlamıyorum!"
"Hasta." dedi Jisoo dehşete düşmüş bir şekilde bana bakarken. "Bu çocuk cidden hasta, Chaeyoung. Resmen yıllardır sana yapmadığını bırakmadı."
"Annenler de seni aslanın kafesine atıp gitmiş resmen. Sana ev tutmak varken ne diye teyzenlere bıraktıysalar."
"Tek kalmama izin vermiyorlar Lisa." dedim üzgün bir şekilde. "21 yaşındayım fakat hala bana güvenmiyorlar."
Kızlarla biraz daha sohbet ettikten sonra zil çaldı. Etrafa göz gezdirerek belli kümeler halinde sınıflarına ilerleyen insanlara baktım. Herkesin yüzünde öylesine kibirli ve düşmanca bir ifade vardı ki bazen okulda değil de şeytanın ininde olduğumu düşünüyordum. Kesinlikle, hiç sağlıklı bir ortam değildi. Hayallerim için yazıldığım bu okulun bana öğrettiği 3 şey vardı:
