█43█

3.4K 354 114
                                    

Güven. Liseye başlarken evde bıraktığım ve şu zamana kadar hissetmeye en çok çekindiğim duyguydu. Fakat ne kadar çekinirsem çekineyim, seviyordum işte. İnsanları seviyordum, güveniyordum, yaralanıyordum. Bu duruma alışmıştım artık. Hayatıma giren herkes onlara verdiğim sevgiyi ayaklarımın dibine fırlatmış, bana gülüp gitmişti. Daima kandırılan, komik duruma düşen kişi olmuştum.

Ama bu sefer değildi, olamazdı.

Her şeyi unuturdum. Bu zamana kadar canımı yakmış olan herkes artık benim için bir sızıydı fakat Jungkook ruhuma kadar sızmıştı. Onun sadece bir sızı olmayacağından emindim.

Ona konduramazdım. Benim aldatılmamı öylece izlemeyi, bana yalan söylemeyi, beni kandırmayı ona konduramazdı. Beni seviyordu, yara almamdan korkuyordu, acı çektiğim her anda yanıma koşuyordu. Hal buyken beni kandırır mıydı? Yapmazdı. İyileştirdiği yaramı kanatmazdı.

"Ve ben de sana inanacağım, öyle mi?" alayla gülüp arkama yaslandığımda Hoseok kafasını olumsuz anlamda salladı ve dudaklarını yaladı.

"Bana inanmayacağını biliyorum ama şunu düşün Chaeyoung. Jungkook'un Yoongi'yle sürekli kavga etmesinin ve birbirlerinden nefret etmelerinin sebebi aptal bir basketbol kaptanlığı mıydı sence?" gözlerini devirdi. "Aptal olma. Gözünün önündeki gerçekleri görmeyi hala öğrenememişsin."

Yutkundum ve sinirden titreyen dizlerimi tuttum. "Kes sesini gerizekalı. Siktir git masamdan yoksa seni öldüreceğim."

"Son bir şey daha," oturduğu sandalyeden kalktı ve masaya elini dayayıp bana doğru eğildi. "Jungkook sandığınız gibi YG'nin seçmelerini geçemedi değil. Jungkook seçmelerde birinci oldu fakat ona kim olduğumuzu söyleyince Bighit'i tercih etti. Bunlar kurgu değil Chaeyoung."

Hoseok elini masadan çekip giderken alt dudağımı ısırıp sıklaşan nefeslerim yüzünden inip kalkan göğsüme elimi koydum. Lise seçmelerine katıldığımız zamanlar en iyi şirket YG'di. Hepimiz oraya girmek için didinip duruyorduk fakat seçmeleri çok zordu ve hiçbirimiz geçememiştik. O zamanlar Jisoo ile ortaokuldan tanışıyorduk ve çok yakın bir arkadaşımdı. Seçmelere Jungkook ve Jisoo'yla beraber gitmiştim. Jungkook ile yıldızımız ne kadar barışmasa da teyzem her an bizi bir araya getirip arkadaş olmamızı sağlamaya çalışıyordu. Bu yüzden birbirimize katlanmak zorunda kaldığımız çokça zaman olmuştu.

Seçmeler için sahne aldığımızda jüriler hiçbir tepki vermemişti. Jüriler o gün kimseye tepki vermemiş, ifadesiz bir şekilde performansları izlemişti fakat sıra Jungkook'a geldiğinde birbirlerine dönerek fısıldaştıklarını ve gulumsedikledini görmüştüm. Jungkook'un kazabacağını herkes anlamıştı fakat iki hafta sonra sonuçlar açıklandığında Jungkook kazanamadığını söylemişti.

Gözümün önünden gitmeyen görüntülerle derin bir nefes aldım. Jürilerin hayranlık dolu bakışlarını, Jungkook'un sahnedeki harika performansını unutmaya çalıştım. En çok da yalan söylediğinde gözlerini kaçıran o oğlanın gözlerini kaçırarak kazanamadım diyişini unutmaya çalıştım.

Gözlerime dolan sıvılarla telefonumu elime aldım. Jungkook'un, iyileştirdiği yaralarımı kanatmayacağını düşünüyordum. Fakat çok çabuk unutmuştum, Jungkook Yoongi'yi dövdukten sonra onun yaralarını sarmıştı. Benim için yapmıştı fakat yapmıştı işte. Bir kere işlenen bir suçun tekrarlanmayacağının garantisini kimse veremezdi.

Chaeyoung: Jungkook

Sana geliyorum

Konuşacağız

Yaklaşık yarım saattir tanıdık sokaklarda yürüyordum. Birkaç saat öncesine kadar tenimi yakan güneşten kaçmak için bir kafeye girmişken şimdi ise zihnimdeki tüm zehirli düşünceleri aydınlatıp ruhumu yakan sokak lambalarının altında yürüyordum. Fakat hiçbir yere varamayacağımı biliyordum. Bir son istiyordum ya da hayır mutlu bir sonsuzluk istiyordum.

One Wrong • rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin