█special•1█

3.1K 278 147
                                    

4 yıl.

Tam olarak 4 yılda hayatım hem kararmış hem de hiç alamayacağı kadar ışık almıştı. Bir o yana bir bu yana doğru eğilen bir tahterevallideydim ve ayaklarım yere de bassa havada asılı da kalsam bir şekilde mutlu olmayı başarıyordum.

Tam da şimdi olduğu gibi.

"Batıyor muyuz cidden?" belimi sıkan önlüğü çözüp dehşetle Jungkook'a bakarken Jungkook başını olumlu anlamda salladı ve ellerimi tuttu. "Kira arttı, mekanın giderleri çok, garsonlar maaşlarına zam istiyor ve bizim bütçemiz suyunu çekmek uzere. Borçlanmadan burayı kapatmak en iyisi."

"A-ama-" dedim ağlamamak için kendimi zor tututarken. Ellerimi Jungkook'un ellerinden kurtardım ve başımı olanları kabul etmek istemezcesine iki yana salladım. "Ama ben zaten defalarca kez kaybettim. Burası benim son hayalimdi."

Jungkook sıkıntılı bir nefes verip elleriyle saçlarını karıştırdı. Mi Casa'yı tam olarak 3 sene önce üniversitesiden mezun olduktan 6 ay sonra hep beraber açmıştık. Hepimiz hem okuyup hem de çalıştığımız için birikimimiz vardı fakat yine de bu yeterli değildi. Kafe açmak için yüklü miktar sermaye gerekliydi. İşte tam bu noktada senelerce cimri dediğimiz Taehyung bizim umudumuz olmuştu.

Herifin banka hesabındaki sıfırlar Lisa'nın sütyen numarasından daha fazlaydı.

Taehyung çocukluğundan beri manyak gibi para biriktiriyordu. Her sene kendine satın alacak bir şey buluyor, sonra da parasına kıyamayıp vazgeçiyordu. Böyle böyle o parayı biriktirmeyi başarmıştı. 3 sene önce ise o parayı bizim önümüze koyduğunda ağlamıştı. O günü asla unutamıyordum. Seokjin ve Yerim o günden bir hafta önce arkadaş kalmaya karar vermişti çünkü ikisinin de hisleri eskisi gibi değildi, buna rağmen hem Yerim hem de Seokjin zor gunler geçirmişti. O zamanlar Yerim bizim eve yeni taşınmıştı ve Tanrım… Korkunç günlerdi.

Her şey üst üste geliyordu.

Öncelikle, Taehyung parası bitti diye resmen depresyona girmişti. Yerim'in bizim eve taşınmasıyla evdeki kavgalar artmıştı. Sürekli saçlarını boyadığı için saçları dökülüyordu ve Jisoo kafayı yiyordu. Ayrıca Lisa yeni koreografi için diyete girmişken mutfakta sürekli güzel yemekler pişiriyordu çünkü Yerim gastronomi öğrencisiydi. Üstüne bir de kızlarla bizim ettiğimiz kavgalar vardı. Anlayacağınız ev yaşanılacak gibi değildi.

Sadece bunlar da değil, o zamanlar Jisoo fotoğrafçı bir çocukla çıkmaya başlamıştı. Adı Mike'tı ve çocuk çeyrek Ermeni, çeyrek İngiliz, çeyrek Rus ve çeyrek Türk'tü. Mike çok yakışıklı ve kültürlü bir çocuktu. Jisoo'yla birbirlerine aşık olmuşlardı fakat sürekli kavga ediyorlardı. Bir de onlarla uğraşıyordum. Öbür yandan Jimin'in kilo alma korkusu yüzünden hepimiz diyete girmiştik. En son 43 kiloya düştüğümde Jungkook beni bir haftalığına annesinin yanına hapsetmiş ve 5 kilo almamı sağlamıştı.

Ah, unutmadan. Jungkook ile az daha ayrılıyorduk. Evet, cidden, bu neredeyse gerçekleşecekti. O zamanlar o kadar gergindim ki, yoktan yere birbirimizi kırıyorduk. En son teyzem bizimle konuşmuştu ve biraz olsun kendimize gelmiştik.

Sonuç olarak şu an bir kafemiz vardı, her cuma Jimin ve Lisa sahnede dans ediyordu, her gece canlı müzik yapıyorduk, Taehyung bir kıza düşmüştü fakat kabullenmek istemiyordu, Seokjin modellik yapmaya başlamıştı, Yerim bir süredir bizim aşçımızdı, Jisoo ve Mike geçen sene evlenmişti ve Jungkook'la ben dünyanın en monoton ilişkisini yaşıyorduk.

"Özur dilerim Chaeyoung. Çok özür dilerim. Sana daha iyisini vermeyi çok isterdim fakat bu işi elime yüzüme bulaştırdım." Jungkook suçluymuşcasına başını eğdiğinde gözlerimde biriken yaşlar tek tek dökülmeye başladı. Bütün yük onun omuzlarındaydı. Mekanın gelir giderleriyle o uğraşıyordu ve ne kadar zorlandığını görüyordum.

One Wrong • rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin