Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yatağımın üzerindeki tişörtlere bakarak sırıttım. Teyzemle eniştem hala eve dönmediği için dün gece çamaşırlarla ben ilgilenmiştim ve Jungkook'un 6 tane tişörtünü aşırmıştım. Erkek reyonundan tişört alan biri olarak bu tişörtler aşırı hoşuma gitmişti. Jungkook'un cimrinin teki olduğunu ve tişörtlerini aldığımı bilse kızacağını biliyordum. Bu yüzden tişörtleri okuldaki dolabıma saklayacak ve Jungkook'u tehdit ederek tişörtlerin bende kalmasını sağlayacaktım.
Harika plan.
Üzerime Jungkook'un siyah, baskılı tişörtünü geçirdikten sonra saçlarımı düzeltip evden çıktım. Yol boyunca Yoongi ile telefonda konuşup aptal aptal sırıtarak ilerlerken sonunda okula varınca bahçede oturan Yoongi'ye baktım. Sevgili olduğumuzu kimse bilmediği için gözlerimi kaçırdım ve hızlıca okula girdim.
"Lan!" hemen yanımdan gelen Jungkook'un sesiyle kafamı ona çevirdim. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Bu benim tişörtüm!"
"Artık değil."
"Nasıl değil?" sinirle bana baktı. "Çabuk çıkar onu!" tişörtü eteklerinden hafif çekiştirince şaşkınlıkla ona baktım ve hızlıca eline vurdum. Yüzündeki sinirli ifadenin yerini acı dolu bir ifade aldığında hızlıca elini geri çekti.
