"Chaeyoung sen bu dünyaya beni deli etmek için mi geldin?" Jungkook işaret parmağını alnıma koydu ve yüzümü itti. "Tişörtümü çizen sendin demek. Keçeli kalem lekesi olmuş, şuna bak!"
Kollarımı ondan çekip şaşkınlıkla isyanını izlerken gösterdiği yere baktım. Geçen hafta onun tişörtünü giymiştim ve yanlışlıkla keçeli kalem değdirmiştim, yıkasam bile iz kalmıştı fakat benim bahsettiğim şey bu değildi. Beni tamamen yanlış anlamıştı.
"Asıl sen beni deli ediyorsun!" dedim göz devirerek. "Ne zamandan beri bu kadar aptalsın?"
Kaşlarını çattı ve sıktığı tişörtünü bıraktı. "Ne? Ne yaptım ben ya?"
Sabır dilercesine yukarıya baktım. Cidden, derslerde zehir gibi olup kriz anında çözüm üretebilen o zeki çocuk neredeydi? Neden dediklerimi anlamıyordu?
"Beni yanlış anlıyorsun!" sinirlenmemek için derin bir nefes aldım fakat cesaretimi toplayıp ondan hoşlandığımı söyleyecekken her şeyi mahvetmesi beni çileden çıkartmıştı. "Bana itiraf etmen gereken bir şey var."
"Ne?" dedi tedirginlikle. Gözlerini kaçırdı. Pekala, işte şimdi olmuştu. Birazdan istediğimi alacaktım. "Nasıl… Sen bunu nasıl öğrendin?"
"Öğrenirim ben."
Gerginlikle alt dudağını yaladı ve bir süre ağzında bir şeyler geveledi. Ardından omzuları düştü ve gözlerini devirdi. "Tamam, itiraf ediyorum. Bana aldığın o bebeğin içine koyduğun çikolataları sen uyurken yedim. Sana sinirliydim ama çikolatalar cidden en iyisiydi."
Şimdi düşüp bayılacaktım.
Resmen karşımdaki herif sabrıma oynuyordu. Hala beni anlamamıştı ve bu gidişle anlamayacaktı da fakat benim vazgeçmeye niyetim yoktu. Sinirlendiğim zaman istediğimi almadan durmazdım. Şimdi de durmayacaktım.
"YA! ONDAN BAHSETMİYORUM GERİZEKALI!" dedim bağırarak. İrkilip şaşkınlıkla bana baktığında içimden benden günah gitti diye geçirdim. "Seni Sephora'da telefonla konuşurken dinledim."
Tek kaşını kaldırdı ve hafif aralanan ağzıyla afallamış gibi gözüküyordu. Ne tepki vereceğini bilmiyordum, sadece düşünmeden hareket ediyordum. Kaldı ki Jungkook tepki falan vermiyordu, sanırım kal gelmişti.
"Hey!" dedim elimi gözünün önünde sallarken. Gözlerini kırpıştırdı ve boğazını temizledi. Bir saniye, onun yanakları mı kızarmıştı?
"Tamam, biliyorsun o halde." dedi umursamazca. Kaşlarımı çattım. Bu çocuk harbi gerizekalıydı.
"Aynen, biliyorum." dedim başımı olumlu anlamda sallarken. "Ama senden de duymak istiyorum."
"Saçmalama, Chaeyoung." gözlerini devirdi ve sinirle bana baktı. Neyi vardı bunun? Neden sinirlenmişti ki? "Neden bunu sana söyleyeyim ki? Çok anlamsız."
"Bırak da ona ben karar vereyim." yutkundu. Pekala, fazlasıyla gerilmişti.
"Beni rahat bırak." omzumdan itip kendine yer açtı ve yanımdan geçti. Şaşkınlıkla arkasından bakarken daha da sinirlendiğimi hissediyordum. Sanırım regl olacaktım yoksa bu sinirimin başka bir açıklaması olamazdı.
"YA! GERİZEKALI! GEL BURAYA!" peşinden koştum ve hızlıca karşısına geçtim. Kaşlarını çatmıştı ve dilini yanağına yaslamıştı. Sanırım tek sinirli olan ben değildim.
"Derdin ne? Çekilsene önümden." sağ tarafımdan geçeceği sırada kolumu uzattım ve onu engelledim.
"Jungkook beni daha fazla sinirlendirirsen gururumu iki paralık edeceğim. Dur da konuşalım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Wrong • rosékook
Fiksi PenggemarBu okulda dört yanlış bir doğruyu götürmez; tek yanlış, herkesi götürür Chaeyoung. #blackpink 1☆ #lisa 1☆ #jisoo 1☆ #hayrankurgu 2☆ 23.03.19 08.09.19