Thirteen

184 30 34
                                    

Noel'e kalan süre: 19 Gün

Karanlık gökyüzünden süzülen beyaz taneler genç kızın avuçlarının içine kondu. Jennifer avucunun içinde eriyen kar tanesini izledi. Başını yukarı kaldırdı. Kar taneleri Londra'nın üzerinde dans etmeye başlamıştı.

"İnanmıyorum! Gerçekten kar mı yağıyor?"

Jennifer heyecanla yanında ilerleyen çocuğa döndü. James onun cümlesine gülümsedi. Daha sonra ise alaycı bir şekilde kaşlarını kaldırdı.

"Ekvatorda değiliz, Carly. Yılın bu dönemleri karlı geçiyor, biliyor olmalısın," dedi James şüpheli ses tonuyla. Jennifer içindeki heyecanı bastırdı. James onun hep İngiltere'de yaşadığını sanıyordu. Çalışma molasında biraz muhabbet etme şansları olmuştu. James ona geçmiş hayatında hangi okuldan mezun olduğunu, Londra'nın hangi bölgesinde yaşadığını sormuş, Carly adında uydurduğu kızı tanımaya çalışmıştı. Jennifer yalanlarını sıralarken, Carly'nin gerçekleri James'in hafızasına yazılıyordu.

"Ah, tabii! Fakat, bu küçük kar tanelerini gerçekten seviyorum."

James onaylar biçimde başını salladı. Jennifer ve o yan yana sessizce durağa doğru yürümeye devam ettiler. Genç kız, James'le bu yürüyüşü gerçekleştirmek için kütüphanede ekstra bir zaman harcamış, çocuğun kalkmasını beklemişti. İkisi aynı anda eşyalarını topladıklarında James ona nazik bir teklifte bulunmuştu. Jennifer bu teklifi reddedemezdi.

Kar taneleri yavaşça süzülürken Jennifer caddenin ışıklandırıldığını farketti. Noel yaklaşıyordu ve genç kızın zamanı daralıyordu. Yanında yürüyen çocuğa gözlerini çevirdi. Onun kendisini hatırlamaması canını sıkıyordu. Lakin, Ambra'nın kelimeleri beyninde yankılanıyordu.

"Gökyüzünden ilk kar tanesi düştüğünde, bu işi araştırmak için kolları sıvayacaksın."

Genç kız derin bir nefes aldı ve dudaklarını araladı.

"Noel'i sever misin?"

Bu sorunun cevabını biliyordu. James ona geçen sene Noel'e aşık olduğunu, ailesini bir araya getirdiği için bu bayrama minnettar olduğunu söylemişti. Fakat bu seneki James'in kelimeleri tam tersi yönündeydi. Jennifer'ın adımlarını anında bir kütleye dönüştürdü.

"Ah, hayır. Pek bana göre değil."

Jennifer durmuş, çocuğun gözlerinin içine bakıyordu. James kaşlarını çattı.

"Bir sorun mu var?" dedi merakla. Jennifer için bir değil bin sorun vardı. James'in bakışlarındaki tanımamazlık yetmezmiş gibi, cümleleri de yabancılaşmaya başlamıştı. Jennifer gözlerini çocuktan kaçırdı. Kalbine saplanan hayal kırıklığını söküp atmak istiyordu. Fakat, buna gücü yoktu. Tek düşünebildiği şey, ona sadece 1 sene içinde neler olabileceği ile ilgiliydi.

James Wilson'ın bu hâle gelmesinin nedeni neydi?

-------

Ambra: Bir bardak sıcak çikolata al ve sakin ol.

Ambra: İkizimden sana hazırlaması için rica edebilirsin.

Jennifer yazıyor...

Jennifer çevrimiçi

Jennifer yazıyor...

Jennifer: Bana sıcak çikolata hazırlayacak ikizin şu an burada değil.

Jennifer: Beni bekleyeceğini söylemişti.

Jennifer: James de beni bekleyeceğini söylemişti.

Jennifer: Ah! ERKEKLERDEN NEFRET EDİYORUM.

Ambra yazıyor...

Ambra çevrimiçi

Ambra yazıyor...

Ambra: Hiçbirini bıraktığın yerde bulamıyorsun, değil mi?

Ambra: İşte bu yüzden sevgili kızım, sadece gönül eğlendiriyorum.

Ambra: Bunu sende denemelisin.

Jennifer yazıyor...

Jennifer çevrimiçi

Jennifer yazıyor...

Jennifer: Artık çok geç.

-----------

Bilinmeyen Numara: Eğer bir kaza geçirmediysen,

Bilinmeyen Numara: Beni unutman imkansız.

James yazıyor...

James çevrimiçi

James yazıyor...

James: Ama bebeğim, seni unutmadım çünkü hiç hatırlamadım.

James: Ve bunun nedeni bir kaza değil.

James: Senin hiç hayatıma girmemiş olman...

James: Söylesene, Psikolog randevunu ne zamandır atlıyorsun?

James: Eğer bu randevulara verebilecek bir paran yoksa, senin için karşılayabilirim.

Bilinmeyen Numara yazıyor...

Bilinmeyen Numara çevrimiçi

Bilinmeyen Numara yazıyor...

Bilinmeyen Numara: Siktir git, James!

- James adlı kişiyi engellediniz-

YN/ Bu engel yarım saat dolmadan kalkacak... Emin olabilirsiniz.

Last Christmas| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin