Thirty six

136 19 10
                                    

Noel'e kalan süre: 2 Gün

Jennifer: Bana kızgın mı?

André yazıyor...

André çevrimiçi

André yazıyor...

André: Gelip kendin öğrenmek ister misin?

Jennifer yazıyor...

Jennifer çevrimiçi

Jennifer yazıyor...

Jennifer: Bunu yapamam.

Jennifer: Korkuyorum, André.

Jennifer: Ya benimle olan tüm bağlarını kopardıysa?

Jennifer: Buna dayanamam...

André yazıyor...

André çevrimiçi

André yazıyor...

André: Eğer bağlarınız bu saçma tartışma yüzünden kopacaksa, o zaman hiç sağlam değillerdir Jenny.

André: Seni özlediğine eminim.

André: Dün bir saniye bile dibimden ayrılmadı.

André: Aynı davranışı sana da yapacaktır.

André: Ah, tuvalete bile beraber gitmek zorunda kalabilirsiniz...

Jennifer yazıyor...

Jennifer çevrimiçi

Jennifer yazıyor...

Jennifer: Tüm bunların olabilmesi için ilk önce beni affetmesi gerekiyor, André.

Jennifer: Bugün onunla yüzleşmeye hazır değilim.

Jennifer: Onu ne kadar çok özlesem de, bana ne kadar güven versen de...

Jennifer: Ya benden bütün anılarımızı çöpe atmamı isterse?

Jennifer: Sanırım onunla konuşmamak daha iyi.

André yazıyor...

André çevrimiçi

André yazıyor...

André: Eğer bu yazdıklarını Ambra öğrenseydi çok üzülürdü, Jenny.

André: Ama bir boşluk istiyorsan, sadece bir gün nefes alabilirsin.

André: Ambra'nın bunu sorun etmeyeceğine eminim.

---------

"Hey, telefonum neden elinde?"

André odaya girdiğinde bir gün boyunca bu odadan hiç çıkmayan ikizine baktı. Genç kız onun yatağına uzanmış ve dikkatle telefonuna bakıyordu. Sesi duyduğu an çatık kaşlarını çocuğa çevirdi.

"Bir sevgilin mi var?" diye sordu Ambra kızgınlıkla. Jennifer'la konuşması bittikten sonra yanlışlıkla girdiği mesaj kutusu ona bir şeytanın diliyle fısıldamıştı. André'nin özeline her zaman saygı duymuştu. Lakin bu sefer değildi. Kızın André'ye hitap şekli, onun takıldığı çocuklara karşı kullandığı hitap şekliyle aynıydı. Ve André bu kızın evinde kalmıştı. Ambra'nın bundan haberi olmaması kızın canını sıkmıştı.

Şimdi André'de onun gibi yatağa uzanmıştı ve hafif yana dönerek kardeşinin elindeki telefonunu aldı. Tuş kilidini hızla kapattı ve kıza döndü.

"Böyle bir şey olsaydı ilk senin haberin olurdu, değil mi?"

Genç kız omuz silkti. Gördüklerine daha çok inanıyordu ama yine de André'ye bunu belli etmedi. Uzandığı yerden hafifçe doğruldu ve tüm bedenini André'ye çevirdi. "Fakat bir kız sana 'hayatım' diyor, sevgili kardeşim. Ve sen o kızın evinde kalıyorsun."

André önemsizce omuz silkti. "O kıza Fransızca öğretiyorum, arkadaşım ve aynı zamanda bir sevgilisi var," dedi kelimelerini vurgulayarak. Ashley'nin ona hayatım diye hitap etmesi genç çocuğa hiç garip veya flörtöz gelmiyordu. Eski okul arkadaşlarıyla bu hitap şeklini sık sık kullanırlardı. Ambra'nın takıldığı noktayı anlayamıyordu ama telefonunu karıştırması hoşuna gitmemişti.

"Senin günlüğünü okumamı ister misin, Ambra? Birbirimizin özeline bu kadar girdiysek-" dedi ama cümlesini tamamlayamadan kardeşi söze girdi.

"Evet, biliyorum yaptığım yanlıştı. Sadece Jen mesaj atmıştı ve onunla konuşmak istedim."

André hafifçe kahkaha attı ve kollarını açtı. Ambra hızlıca yatağa geri uzandı ve ikizinin kolları arasına girdi. Onu öyle çok özlemişti ki dünden beri yanından ayrılmıyordu. İlk defa bu kadar ayrı kalmışlardı. Bazı geceler buna dayanamıyordu ama alışmaya çalışıyordu.

"Bunu kendi telefonundan da yapabilirdin," dedi André çenesini kızın başına yaslayarak. Ambra cevap vermedi. Jennifer'a hâlâ kızgındı ama onu çok özlemişti. Kızın kendisinden korktuğunu öğrendiğinde ise şok olmuştu. O hiçbir zaman arkadaşlıklarını dağıtmayı düşünmemişti. Bazen, hafif sıyrıklar olurdu. Bu hafif sıyrıkları tedavi etmezsek onlar önünü alamayacağımız bir yaraya dönüşürdü. O yara bir süre sonra mikrop kapardı. Tekrar tedavi edilmezse kesin sonucu ölüm olurdu. Ambra ve Jennifer'ın arkadaşlığı mikrop kapmamıştı. Açılan yara büyük değil sadece ufacık bir kesikti. Bir tedaviye değil ama bir sarılmaya ihtiyacı vardı. Jennifer'ın bunu geciktirmeyeceğini umuyordu.

"Neden cevap vermiyorsun?" André, kızın sessizliğinden rahatsız oldu. Jenny ile ne konuştuğunu deli gibi merak ediyordu. Mesajların silinmediğine emindi ama şeytana uymak istemiyordu. Bu Ambra ve Jennifer arasındaydı. Toparlanmak için ellerinden geleni yapacaklarına emindi.

"Hiç... Sadece seni ne kadar özlediğimi düşünüyordum." Ambra, André'nin bedenine biraz daha sıkı sarıldı. Yarın daha güzel bir gün olacağını biliyordu. Bugün ise tüm gününü diğer yarısına ayırmak istiyordu.

YN/ Ambra fenasın...

Last Christmas| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin