Twenty seven

124 21 13
                                    

Noel'e kalan süre: 10 Gün

Jennifer elinde tuttuğu kahveyi dudaklarına götürdü. Karşısında tüm güzellikleriyle duran göle gözlerini dikmişti. Düşünceler zihninde dans ederken yanına oturan kişinin varlığını sadece adını duyduğunda hissetti.

"Burada seni bulacağımı hiç düşünmemiştim, Carly."

Genç kız gözlerini yanında duran bedene çevirdi. James ona hafifçe gülümsedi. Bunu Jennifer da yapmak isterdi. Lakin, dudaklarını kıvırmak için uygulayacağı ufacık bir güç bile kendisini terketmişti. Aynı en yakın arkadaşı gibi...

"Hey, merhaba," diyebildi sadece. Yanında oturan James için heyecanlanamıyordu bile... André bu sabah uyandığında ona yazdığı ufacık notu buzdolabına yapıştırmıştı. Genç kız bir vedayı hak ediyordu. En azından hak ettiğini düşünüyordu. Ama André'nin gözünde o buna değmezdi. Yazdığı cümle sadece birkaç kelimeden ibaretti. Kıza hâlâ Jenny demesi bile bir mucizeydi.

"Mutlu Noel'ler, Jenny."

James gözlerini kıza dikti. Hafifçe kaşlarını çattı. Merakla dudaklarını araladı.

"Yorgun görünüyorsun."

Jennifer alayla güldü. Yorgun, kırgın, kızgın ve daha tüm kötü şeyler... Hepsi Jennifer'ın kırılmış kalbinin hissettiği duygulardı. Genç kız bir uçurumun kenarında duruyordu. Önce karşısında duran, her şeyden habersiz olduğunu düşündüğü çocuk o uçuruma ilk adımını atmasını sağlamıştı. André ise devamını getirmişti. En büyük adımlarını atmasına neden olmuştu.

Ona kızmak istiyordu. Ona dur demek istiyordu. Fakat, kendine dur demeden ona ağzını bile açamazdı. André'ye karşı davranışlarını düzeltmesi gerektiğini biliyordu. Bunun için çabalamıştı. Ama olmuyordu. Onu çok seviyordu ve André'nin ona bakmayan gözlerine dayanamıyordu. André neden sorunları anlatması için kendisine yalvarmıyordu? Neden geceleri onun dostu olmak yerine bir başkasına arkadaşlık yapıyordu? Jennifer içinde sürekli alevlenen ateşi söndüremiyordu. İtiraf etmek istemese de André'yi deli gibi kıskanıyordu.

Düşüncelerinden kurtulduğunda James'in sorusunu cevaplamadığını farketti. André'den uzaklaşıp aşık olduğu çocuğa yöneldi.

"Sadece uykusuz bir geceydi," dedi kız sessizce. James başını aşağı yukarı salladı. Jennifer onun konuşmasını beklemeden bakışlarını tekrar göle çevirdi. Bunu başarabildiğine seviniyordu. Eskiden James'in bu varlığı onun nefes bile almamasına sebep oluyordu. Şimdi ise...

"Erkek arkadaş problemleri mi?"

Sorusu atmosferde dağılmadan önce Jennifer'ı buldu. James bunu oldukça doğal, rahat ve dostça sormuştu. Jennifer ise bu sorunun sorumlusunun James olduğunu söylemek için yanıp tutuşmaya başladı. Dilinin ucuna gelen kelimeleri bir bir yutmasına neden oldu. Sadece gözlerini çocuğun gözlerine dikti.

"Kendisi için bir erkek arkadaş diyemem ama uykusuz bıraktığı doğru."

James'e bakarak söylediği kelimeler çocuğu hiç etkilemedi. Sadece anlayışla gülümsemesine neden oldu.

"Ah, Ashley ile tartıştığımız zamanları hatırlıyorum. Senin gibi bir zombiye dönüşüyordum," dedi James gülerek. Bu gülüş Jennifer'ın midesini bulandırmaktan başka hiçbir şeye yaramadı. Sözlerine devam etti.

"Fakat Carly, o uykusuz gecelere hep lanet ederdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Fakat Carly, o uykusuz gecelere hep lanet ederdim. Kendini harap etme. Her şey olacağına varır."

Elini kızın omzuna koydu ve hafifçe sıktı. James, Carly'e bir dost gibi davranıyordu. James, Ashley'e bir aşık gibi davranıyordu. James, Jennifer'a bir düşman gibi davranıyordu.

"Evet, her şey olacağına varır."

-------

Ambra: Ne demek evi terkettim?!

André yazıyor...

André çevrimiçi

André yazıyor...

André: Evi terketmedim.

André: Sadece bir süre arkadaşımda kalacağım.

André: Ama Jennifer benim Paris'te olduğumu düşünecek.

André: Tamam mı, Ambra?

Ambra yazıyor...

Ambra çevrimiçi

Ambra yazıyor...

Ambra: Ah, tamam tamam.

Ambra: Ama bana bunun nedenini anlatacaksın.

Ambra: Bir terslik olduğunu hissediyorum, André.

Ambra: Biz ikiziz ve bu hislerimi daha da çoğaltıyor.

André yazıyor...

André çevrimiçi

André yazıyor...

André: Seni özledim, Ambra.

André: Seni çok özledim, kardeşim.

--------

Carlyxx_: Noel çok yaklaştı.

Carlyxx_: Sevmediğini biliyorum ama ne planladığını merak ediyorum.

Yazıyor...

James.Wilson: Her zamanki gibi sevgilimleyim.

James.Wilson: Harika bir masa ve yemekler...

James.Wilson: Eli gerçekten çok lezzetli, Carly.

James.Wilson: Ah, istersen bize katılabilirsin.

James.Wilson: Her zaman için masamızda boş bir yer vardır.

James.Wilson: Geçen sene Ashley'nin arkadaşlarını çağırmıştık.

James.Wilson: Bu sene de benim arkadaşımı davet edebiliriz.

James.Wilson: Ne dersin?

Carlyxx_: Teşekkür ederim ama üzgünüm.

Carlyxx_: Daha farklı planlarım var.

--------

Jennifer: Sanırım, bana yalan söylüyor Ambra.

Jennifer: Gerçek bir yalan.

YN/ Öyle mi? Ne tesadüf...

Last Christmas| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin