Fourteen

128 23 8
                                    

Noel'e kalan süre: 18 Gün

Bilinmeyen Numara: Ne dersen de, senden vazgeçmek o kadar imkansız ki... (04.30)

Bilinmeyen Numara: Kimin yatağında yattığını biliyorum.

Bilinmeyen Numara: Sol yanında kimin bedeni duruyor, biliyorum.

Bilinmeyen Numara: Fakat, bilmemeyi tercih ederdim.

Bilinmeyen Numara: Senin beni bilmediğin gibi...

Bilinmeyen Numara yazıyor...

Bilinmeyen Numara çevrimiçi

Bilinmeyen Numara yazıyor...

Bilinmeyen Numara çevrimiçi

Bilinmeyen Numara yazıyor...

Bilinmeyen Numara: Üzgünüm, kelimeleri toplayamıyorum.

Bilinmeyen Numara: Aklımdan seni çıkartamıyorum.

Bilinmeyen Numara: Aynı şehirdeyiz, aynı gökyüzü altındayız.

Bilinmeyen Numara: Neden bu gerçekler beni artık mutlu edemiyor?

Bilinmeyen Numara: Oysaki dünyanın en mutlu insanı olacağımı düşünüyordum.

Bilinmeyen Numara: Bu apartmana taşınırken, en yakın arkadaşımın hayatını hiç düşünmeden mahvederken...

Bilinmeyen Numara: Ailemden uzaklaşırken, senin kalbini artık alacağıma inanırken...

Bilinmeyen Numara: Hepsi yıkıldı, James.

Bilinmeyen Numara: Hepsi bir harabeye döndü.

Bilinmeyen Numara: Şimdi ise ihtiyacım olan tek şey, gerçekler.

Bilinmeyen Numara: Senin kalbinden önce, gerçekleri istiyorum bebeğim.

Bilinmeyen Numara: Saçların başka bir kızın omzuna değse bile, gerçekleri istiyorum.

Bilinmeyen Numara: Dudaklarıma değen dudakların başka dudaklara değse bile, gerçekleri istiyorum.

Bilinmeyen Numara: Gerçekleri istiyorum.

Bilinmeyen Numara: Beni hafızandan silen şeytanın inine girmek istiyorum.

Bilinmeyen Numara: Ve o şeytanı öldürmek...

Bilinmeyen Numara: Gerçekleri istiyorum, James Wilson

Bilinmeyen Numara: Kalbinden önce...

-----------

Jennifer çam ağacının ışıklarını kapattı. Salon karanlığa büründüğünde derin bir nefes aldı. Işıklara tahammül edemiyordu. Başındaki ağrıyı tetiklemekten başka bir işe yaramıyordu. Derin bir nefes aldı ve odasına gitmek için adımladı. Birkaç saat sonra tüm şehir yeni bir güne uyanacaktı. Fakat, bu kendisi için geçerli değildi. Tüm gece boyunca gözünü bile kırpmamış, düşünceleri beyninden atamamıştı. O küçük yaratıklar beynini kemiriyordu. Baş ağrısı böyle oluşuyordu.

Odasına girecekken karşı odanın kapısına göz attı. Görüşü karanlığa alışmıştı. André gecenin bir yarısı eve gelmiş, genç kızın odasının kapısını çalmamıştı. Bu, çocuğun hiç yapmadığı bir şeydi. Jennifer onun nerede olduğunu merak etmişti, ve etmeye de devam ediyordu.

Ellerini kapı kolunun üzerinden çekti ve karşı odanın kapısına dayandı. Baş ağrısı daha da şiddetlenmişti. Kapının kolunu yavaşça açtı ve karanlık odaya giriş yaptı. André'yi tam olarak göremese de nefes alış verişlerini duyuyordu. Gözlerini birkaç kez kırptı. Yatağın bir kenarına kıvrılmış arkadaşını gördü. Yavaşça ona doğru adımladı. Midesi bulanmaya başlamıştı.

Yatağın yanına geldi. André büyük yatağın sağında ve en uç köşesindeydi. Jennifer ise yatağın solunu ve en uç köşesini seçmişti. Başı yastığa değdi. Sırtını, arkadaşının sırtına döndü. Gözlerini kapattı. Fakat bu, başındaki ağrının daha da artmasını sağladı. Düşünceler beynini kemirmeye devam ediyordu. Bir süre André'nin nefesini dinledi.

"Sanırım," dedi yüksek sesle. Çocuktan bir kıpırtı bekledi. O kıpırtı hiç gelmedi.

"Ölüyorum, André."

Yeniden bir kıpırtı bekledi. André hareket etmedi. Nefes sesi devam etti. Genç kızın gözünden bir yaş süzüldü. Devam etti.

"Ona ait olan düşüncelerim beni öldürüyor. Emin olamamak-"

Durdu. Kelimeleri toplamaya çalıştı. Lakin, onlar toplanmayacak kadar dağınıktı. Gözünden bir yaş daha aktı yanaklarına.

"Beni öldürüyor."

Cümlesini tamamladığında yatak hareketlendi. André'nin düzenli aldığı nefesler kesildi. Geriye sadece belli belirsiz sesler kaldı. Genç çocuk, kendine ait olan alandan geriye kaydı. Sırtını genç kızın sırtına dayadı. Jennifer, başını çocuğun sırtına bastırdı. Ağrısı devam ediyordu. Düşünceler beynini kemiriyordu.

"Sırtını sırtıma yasla. Ne olursa olsun..."

André'nin kelimeleri karanlık odada dağıldı. Jennifer'ın gözünden bir yaş daha aktı. Dudakları acı bir huzurla kıvrıldı.

"Ölüyor olsan bile, sırtını sırtıma yasla."

YN/ André, harika bir arkadaş olmak zorunda mısın? Senin için daha güzel sıfatlarım da var.

Last Christmas| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin