İyi okumalar :)
Enis Acar'dan
İki hafta olmuştu.
Yürüyen görünmez olalı tam tamına iki hafta olmuştu.
Sırma'nın Cenkle'le ciddi flört etmesi, en yakın arkadaşımın ikizimin peşinden ayrılmaması, bu iki hafta içinde gerçekleşmişti.
Hiçbir zaman duygularını dışarıya yansıtan biri olmamıştım. Belki de en büyük sorun buydu. Ne hissettiğimi kimse bilmiyordu ve ben inkâr ettikçe gerçekler yüzüme tokat gibi çarpıyordu. Çıkar bir yol bulmaya çalışıyordum; yoktu. Sırma istemeden beni kendine bağlamıştı. Arkasındaki enkazdan habersizce kendi yoluna bakıyordu. Ben de kendimce ayakta kalmaya çalışıyordum. Hoş, o enkazdan kimsenin haberi yoktu.
Bıkkınca nefes alıp verdim. Yatağıma, odama, hiçbir yere sığamıyordum. Kalbim, Sırma diye dolup taşıyordu.
Üzerimdeki yorganı ittirip ayaklandım. Terliklerimi giydikten sonra sessizce odamdan çıktım ve banyoya doğru ilerledim. Kendime gelmek için bir duş almaya karar verdikten sonra suyu ayarladım ve kıyafetlerimden arınıp kendimi ılık suyun altına soktum.
Duştan sonra yorgun adımlarla tekrar odama geçtim. Okul üniformamı giydikten sonra üzerime bir hırka geçirdim. Artık sweatshirt giymiyordum. Soluduğum o güzel koku artık gitmişti. Tekrar sinene kadar onların yeri dolabın en dibiydi.
''Oğlum?''
Annemin fısıltıyı andıran sesini duyduğumda ona baktım. Endişeli gözlerle beni süzüyordu. ''Bu saatte neden ayaktasın?''
''Uyku tutmadı.''
Ne ara açtığını bilmediğim kapıyı kapatıp yanıma geldi. Beni bileğimden yakalayarak yatağıma doğru çekiştirdi. Birlikte yatağın ucuna oturduğumuzda beni göğsüne doğru çekti. Bir yandan da ıslak saçlarımı okşuyordu. ''Ne olacak senin bu halin?'' Kafamı kaldırmaya çalıştım ama annem izin vermedi. Gözlerimi kapattım ve ''İyiyim, ben. Bir şeyim yok.'' Berkant olsa burada ne diyeceğini biliyordunuz, değil mi?
''Annelere yalan söylenmez.''
''Şu an konuşmak istemiyorum.''
''Kaçmak hiçbir zaman çözüm yolu değil, biliyorsun dimi? Sen kaçtıkça sorunlar peşini bırakmaz. Hele ki sizin gibi ergenlerin sorunları... Dünyanın tüm yükü omuzlarınızdaymış gibi hissediyorsunuz değil mi?''
Usulca kafamı salladım.
''Bugün kaç tane sınavınız var?''
Annemin aniden konu değiştirmesiyle doğruldum. ''Neden sordun?''
''Söyle bakayım sen.''
''Öğleden sonra?'' dedim sorarcasına. Annem gülümsedi. ''Sınavdan sonra benim yanıma geliyorsun ve bu konuyu konuşuyoruz. Baban senin için çok endişeli ancak seni sık boğaz etmemek adına bir şey sormuyor. Ben de oğluma yardımcı olmaya çalışacağım.''
''Peki.''
İtiraz etmeden kabul ettim. Zaten önümde pek bir seçenek yoktu. Ya derdimi anlatacaktım ve gelecek tüm tepkileri her şekilde kabul edecektim ya da içime ata ata patlayacaktım.
''Biraz uyumaya çalış. Daha okul vaktine var. Kahvaltıya uyandırırım.''
*****
Okula geldiğimizden beri sıramda yatıyordum. Yanıma gelen giden yoktu. Ara ara Sırma'nın gülüşlerini duyuyordum. Duydukça da daha çok sırama gömülüyordum. Nilperi sabahtan yanıma uğramıştı ve onu postalamıştım. Geçtiğimiz haftalar boyunca ilgisiz kalmıştım ve şimdi ilgi göstermesine gerek yoktu. Deniz'iyle beraber mutlu mesut ilişkilerine devam edebilirlerdi.