Alin aynanın karşısına geçip önüne gelen saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdı ve elinde tuttuğu kırmızı ruju dudaklarına yedirmeye başladı. Aslında kırmızı ruj sürmekten nefret ederdi fakat Hale ona sürekli çok yakıştığını söyleyip, başının etini yediği için bugün sürmeye karar vermişti.
Bugün Hale, Sude ve Alin eğlenmeye bir mekana gideceklerdi. Sude çalıştığı için önce onu gidip alacak, sonra da Hale'nin ayarladığı mekana gideceklerdi. Hale her ne olursa olsun kendinden hiçbir şey kaybetmemişti, hala aynıydı. Değişen tek şey karnındaki bebeğiydi. Şimdiden ona yönelik şeyler düşünüyor, gelecek planları kuruyordu.
Alin bakışlarını aynadan çekip ruju masanın üzerine koydu ve tek kaşını kaldırıp Hale'ye baktı."Nasılım?"
"Fazla..."dedi Hale düşünürmüş gibi onu süzerken. Üzerine kısa, siyah renkli bir elbise giymişti. Saçlarını maşa yardımıyla doğal bir görünüme getirmişti ve yaptığı makyajla çok güzel görünüyordu. Hale gözlerini son olarak Alin'in gözlerinde durdurdu sırıtarak cevap verdi."Seksi!"
"Sensin seksi!"ikisi birbirine bakıp gülerken Hale yatağının üzerindeki çantayı alıp son bir kez boy aynasından kendine baktı ve saçını düzeltti."Çıkalım artık."Alin başını sallayarak çantasını omzuna taktı ve birlikte evden çıktılar. Bar yakın olduğu için iki dakika sonra barın önüne ulaşmışlardı bile Hale taksiciyi ararken Alin, Sude'yi çağırmak için bara girdi.
Gitarın ve Teoman'ın sesini duymayınca biraz şaşırmıştı fakat önemsemedi. Mekanda hareketli bir müzik çalıyordu ve herkes deli gibi dans ediyordu. İnsanları yararak bar kısmına ilerlemeye başladı, Sude hazırlanmış Güven'le gülüşerek bir şeyler konuşuyordu.
Alin adımlarını yavaşlatıp sakin bir nefes verdi. Nedense Güven'in onu bu şekilde görecek olması onu heyecanlandırmıştı.
Sude bakışlarını Alin'e çevirince gülümseyerek yanına doğru ilerledi. O sırada Güven başını Alin'in olduğu tarafa çevirdi. Alin ona bakmamaya çalışarak Sude'ye döndü."Taksiyi çağırdınız mı?"Alin Sude'ye bakmasına rağmen dediklerini algılayamıyordu, aklı Güven'deydi."Alin?"Sude onu kolundan tutup hafifçe sarsınca Alin kaşlarını kaldırıp başını salladı."Çıkalım hadi."Alin bakışlarını Güven'e çevirince göz göze geldiler. Güven'in gözlerinden hiçbir duygu okunmuyordu, boş boş bakıyordu sanki Alin'e."Sen çık dışarı, ben bir lavaboya girip geliyorum."
"Tamam, hızlı ol."Sude bardan çıkınca Alin arkasını dönüp lavaboya doğru ilerledi. Nedense içinde çok kötü bir his vardı. Dans eden insanlara çarpa çarpa ilerlerken nihayet lavaboya ulaşmıştı. Tahta kapıyı itip aynanın karşısına geçti ve tuttuğu nefesi titrek bir şekilde özgür bıraktı. Neden bu kadar stres yaptığına kendisi de anlam verememişti, pek iyi görünmüyordu. Lavabonun kapısının açılmasıyla bakışlarını oraya çevirdi, Güven dişlerini sıkarak Alin'e bakıyordu.
"Nereye gidiyorsun?"diye sordu sesini biraz yükselterek. Alin yutkunup bakışlarını başka bir yere çevirdi."Kızlarla takılacağız biraz."
Şuan neden suç işlemiş gibi hissediyordu ki?
"Eskisi gibi giyinmişsin."diyerek yüzünü buruşturdu Güven. Alin belki de bu yüzden kendini bu kadar kötü hissediyordu, Güven'i aşağıladığı zamanlardaki gibi olmuştu."Makyaj, saçlar, bu ayakkabılar."Alin'i baştan aşağı süzüp kaşlarını kaldırdı."Bir an gerçekten değiştin sandım, iyi rol yapıyorsun."
"Hale ısrar ettiği için-"
"Her bok onun başının altından çıkıyor!"Alin yutkunarak gözlerini Güven'in gözlerine çıkarttı."Abartıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ıhlamurlar çiçek açtığında
Krótkie OpowiadaniaBitiş tarihi| 10 Ağustos 2019 あ "Alin."Diye fısıldadı gözlerini açmadan. Dudaklarında bir tebessüm belirdi."Berbat görünüyorsun, Güven."Diye fısıldadı Alin, yüzündeki dargın ifadeyle. Güven gözlerini açıp yanındaki birasını eline aldı ve kafasına d...