Yirmidokuz

3.4K 202 226
                                    

Güven sevdiğinin yüzünü kısık gözlerle incelerken onda bir kusur arıyordu, beğenmeyeceği bir yer, hoşuna gitmeyeceği bir şey fakat yoktu. Alin onun gözünde kusursuzdu. Başını yavaşça aşağı indirip yatağın üzerindeki birbirine kenetledikleri ellerine baktı, uyuduğu andan beri elini onun elinden çekmemişti Alin. Güven gözlerini kapatıp Alin'e biraz daha sokuldu ve ona dünyanın en güzel melodisi gibi gelen sevdiğinin nefes alış veriş seslerini dinlemeye başladı.

Belki de yıllar sonra ilk defa bu kadar iyi hissediyordu.

Kirpiklerinin üzerinde Alin'in parmağını hissedince nefesini tutup yavaşça gözlerini araladı. Alin gülümseyerek onu izliyordu. Pencereden yansıyan güneş ışığı tam yüzüne hücum etmiş, kızıl saçlarını ve sadece güneşte ortaya çıkan çillerini belirginleştirmişti.

"Günaydın."onun neşeli sesiyle Güven'in içi daha çok huzur dolmuştu sanki. Birbirine kenetli olan ellerini kaldırıp onun elinin üstüne bir öpücük kondurdu."Günaydın."Alin aşık aşık Güven'i izlerken dudaklarına kocaman bir tebessüm yerleştirdi."İşe geç kaldım, baban ağzıma sıçacak."onun kıkırdamasıyla gülerken kısılan gözlerine bakıp derin bir iç geçirdi."Kahvaltı yaptıktan sonra gitsen?"Güven kaşlarını kaldırıp başını olumsuz anlamda sallayınca, Alin oflayarak ona sokuldu ve kolunu beline sarıp yanağını göğsüne yasladı. Güven onun yanağına bir öpücük kondurup yavaşça geri çekildi ve yatakta doğrulup odanın kapısına doğru ilerledi. Alin kısık gözlerle onun çıplak sırtını izleyerek burnunu kırıştırdı."Bugün gitmesen ne olur ki?"

"Kovarlar beni, kalk duş alalım." Alin'in tek kaşını kaldırmasıyla Güven sırıttı ve kapıyı açtı."Birlikte mi?"

"Geliyor musun?"yattığı yerden yavaşça doğrulup çarşafı üstüne sardı ve küçük adımlarla Güven'in yanına ulaştı. Güven onun üzerine çarşaf aldığını görünce göz devirmeden edememişti.

Banyoya geldiklerinde Alin içeriye girmeye tereddüt etse de, Güven'in onu belinden nazikçe itmesiyle içeri girdi ve yutkunarak etrafa baktı. Bu küçücük banyoda o kadar çok acı vardı ki, onun hala burada olması mucizeydi.

Güven sıcak suyu ayarlarken o üstüdeki çarşafı sıkı sıkı tutuyordu."Çek şu çarşafı da gir."

"Sen niye çıkarmıyorsun üstünü?"Alin'in sorusuyla Güven kaşlarını kaldırarak sırıttı."Çok istiyorsan çıkarırım güzelim."Alin dişlerini birbirine bastırıp ona doğru eğildi ve koluna bir tane yapıştırdı."Dalga geçme!"

"Seni yıkayacağım ben."dudaklarını birbirine bastırdı ve çarşafı tutmayı bırakıp aşağı düşmesine izin verdi. Güven bakışlarını bir an olsun yüzünden çekmemişti. Alin suyun altına girdiğinde kollarını göğsünde birleştirip gözlerini kapattı.

Çok fazla utanmıştı.

Güven eline şampuan döküp Alin'in saçına götürdü ve saçlarını yıkamaya başladı. O kadar çok hayal etmişti ki bu anı, onun saçlarına dokunmayı çok seviyordu.

Banyo işi bittikten sonra sevdiğini bir bebek gibi havluya sarıp kucakladı ve odaya kadar taşıdı. Alin her ne kadar gerisini kendisi halledebileceğini söylese de Güven onu dinlemeden kıyafetlerini seçmeye başladı."İşten geldikten sonra çok geç olmazsa Ortaköye gidelim, seviyorum orayı."diyerek Alin'in önünde eğildi ve ayağını kaldırması için iki kez bacağına vurdu. Alin ayağını kaldırdığında iç çamaşırını giydirip doğruldu.

Alin aniden ayağını kaldırınca kasıklarına bir sızı yayılmıştı, yüzünü buruşturup inlemesiyle Güven buruk bir şekilde gülümsedi."İlk ya olur öyle."

"Çok biliyorsun herhalde."dediğinde Güven onu döndürüp südyeninin kopçasını geçirdi."Daha önce kimsenin ilki olmadım."Alin ona doğru dönüp kaşların kaldırdı."Senin ilkin olacağım aklımın ucundan geçmezdi."

ıhlamurlar çiçek açtığındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin