0.9

703 69 50
                                        

"Jungkook'u görmeye geldim, beni görmek isteyecektir," dedi beni ciddiye almadığını göstererek. Yüzünde kendini beğenmiş bir ifade vardı. "Göremeyeceksin, ne yazık, onun seni görmek isteyeceğini sana düşündüren nedir?"

Başını geriye doğru atarak seslice güldü. Gülüşü güzel ama sinir bozucuydu. Açıkta kalan boynuna parmaklarımı sarmamak için kendimi zor tutuyordum. Çok küstahtı.

"Jungkook'a fotoğraflarımızı vereceğim."

Kaşlarım havalandığında öylece suratına baktım. Bedenimi çiğnemesi gerekirdi şu an içeri geçebilmesi için. Çünkü Jungkook sarhoşken gerçekten duygusal bir adam oluyordu.

Ve onun duygusal yanına şahit olması gereken tek kişi bendim.

"Boşuna uğraşma," dedim yerimden kıpırdamadan. "Ben bu evde yaşadığım sürece asla içeri giremeyeceksin."

İçeriden Jungkook'un sızlanma sesleri geldiğinde elini kapıya yaslayan Lalisa'yı umursamadan tüm gücümü kullanarak kapıyı kapattım. Zili çalması, kapıyı yumruklaması herhangi bir şekilde kapıyı açmamı sağlamayacaktı.

Elindeki şişeyle yerde oturan Jungkook görüş alanıma girdiğinde derin bir oh çektim. "Kim gelmiş?" diye sordu sarhoşluk taşıyan kelimeleriyle. "O şerefsiz mi gelmiş yine?"

"Taehyung'a şerefsiz demeyi kes Jungkook. Lalisa gelmiş."

Şaşkın bakışları bana döndüğünde elindeki şişe düştü düşecek arasındaydı. "Koca kafa Lala mı gelmiş?" Hızlıca elindeki şişeyi alıp kenara bıraktım ve yerde oturan Jungkook'u zar zor ayağa kaldırdım.

Kolunu omzuma atmıştım. Yavaş yavaş yürürken bedeninden yayılan içki kokusu garip hissettirmişti. Benim sevdiğim adam bu değildi. Sırf hırsından kendini içkiye vermezdi.

"Hera, ayıkken de sarhoşken de sana aşığım," dedi kelimeleri ağzından zar zor çıkartarak. "Ama neden kalplerimiz eskisi gibi atmıyor bilmiyorum."

"Lalisa'yla aranda bir şeyler geçti, değil mi?" diye sorduğumda gülerek işaret parmağını dudaklarıma bastırdı. Beni susturmaya çalışıyordu, öyleyse neden gülüyordu? "Ben senden başkasını sevemem Hera-ah."

Kendime kızmama rağmen hafifçe gülümsedim ve yürümeye devam ettim. Ağırlığını bana vermiyordu. Yürüyemeyecek kadar sarhoş olmadığını biliyordum ama Lalisa denen kızın kapıda olduğunu hatırladıkça onu göğüs kafesimin içine kadar saklama isteğim artıyordu.

Odasına girdiğimizde burnuma dolan 'gerçek Jungkook' kokusu ruhumu sızlatmıştı. Çok fazla şey değişmişti. Ama kokusu aynı kalmayı başarmıştı. Onu geniş yatağına yatırmaya çalışırken aptal gibi beni durdurmasını bekliyordum.

Çünkü Jungkook yalnız uyumaktan ne kadar korktuğumu biliyordu.

Onu yatırmayı başardığımda birkaç saniyeliğine soluklanmak için yanına oturmuştum. O da varlığımdan emin olmak ister gibi elini bileğime sarmıştı. Sürekli çalan zil ikimizin de umurunda değildi.

"Seni seviyorum," diye mırıldandığında gözlerimi yumdum. Jungkook'u bu kadar iyi tanımasaydım eğer, şu an kollarımı boynuna sarabilir, ona karşı hissettiğim saplantılı bağlılığı anlatabilirdim. Ama onu tanıyordum. Bunu bana iyi hissettirmek için değil, kendine bir şeyleri hatırlatmak için söylüyordu.

"Beni sevdiğini hissedemiyorum."

Gözlerim kapalı olmasına rağmen bakışlarının ağırlığını üzerimde hissetmiştim. Sahi, bu aralar ne çok bakıyordu bana. "Hera..." diye söze girdiğinde başımı iki yana salladım. "Ben artık cezalandırılmaktan bıktım Jungkook, beni sevdiğini hissedememekten bıktım."

Sanki kaçıp gidecekmişim gibi bileğimdeki elini sıkılaştırmıştı. Canımı yakacak, iz bırakacak kadar sıkı; kolayca kaçıp gidebileceğim kadar da gevşek değildi.

"Özür dilerim," dedi titreyen sesiyle. "Biliyorum, hiçbir anlamı yok ama çok özür dilerim Hera."

Kabullenmişti.

Jeon Jungkook, tüm güzellikleri ruhunda ve bedeninde barındıran adam, sonunda bana çektirdiği sessiz cezanın nedenini kabullenmişti.

Arkasında bıraktığı enkazdan haberdardı. Zaten kırılgan olan ruhumu parçalara ayırdığını biliyordu. Ama onun da elinden bir şey gelmiyordu. Eğer beni sevmiyorsa onu bunun için zorlayamazdım.

"Gidecek misin Hera?" diye sordu. Sesine sinen korkuyu algılayabiliyordum. Beni sevmiyordu, öyleyse neden gitmemden korkuyordu? "Gideceğim."

Her gün onu görmek benim aciz ruhumu cezalandırmaktan başka bir şey olmazdı. Ona büsbütün kendimi kaptırmışken onun beni sevmediğini hatırlayacak ve kendimi suçlayacaktım. Çünkü şu anda bile kendimi olmadığım kadar yetersiz hissediyordum.

"Yapma Hera."

Kumaşın sürtünme sesi geldiğinde yeniden doğrulduğunu anladım. Ağlamak isteyen yanımı bastırmakta zorluk çekiyordum. İçkiyle hamarlanan nefesi artık daha yakınımdaydı. Bedeninden yayılan ısıyı da hissedebiliyordum.

Lanet olası duygularımı bastıramıyordum, beni sevmemesine rağmen.

"Seni kaybetmek istemiyorum."

Beni kaybetmek istemiyorsun Jungkook. Ama ben seni kaybettim. Biliyor musun Jungkook, ben beni de kaybettim.

Gözlerimi açmaktan korkuyorum. Onu görünce yumuşamak istemiyordum. Çünkü bu sefer o kadar incinmiştim ki aldığım nefes bile canımı yakmaya başlamıştı. Oysa beni sevmediğini biliyordum.

"Yarın uyandığımızda böyle olmayacaksın. Ben hiç gelmeyecek birini beklemekten çok yoruldum Jungkook, üzgünüm."

Boştaki elimi yanağıma koyduğunda gözlerimi açacak gibi oldum ama direndim. Açarsam kaybederdim. Ona karşı güç bela ayakta tuttuğum gardım yıkılırdı.

Nefesi yakınımdaydı. Çok yakınımdaydı. Sahiden, sınırlarımı zorluyordu. Tek bir hareketi bile aramıza ördüğünü düşündüğüm duvarlara yıkım topu gibi çarpıyordu. Ama yıkılan, duvarlar olmuyordu. Ben oluyordum.

"Lütfen," diye fısıldadı. "Gitme."

İtiraz etmek için dudaklarımı araladığımda içinde bulunduğumuz odanın duvarları arasında ezildiğimi hissettim. Kalbimin atışının hızlandığını, başımın döndüğünü hissettim. Bedenim kaskatı kesilmişken Jungkook'un yanağımı okşayan parmağı beni rahatlatmaya çalışıyor gibiydi.

Ama bu imkansızdı.

Çünkü her parçasına hayranlık duyduğum adam, tam da gitmeye kendimi ikna etmişken beni öpmüştü.

Ve ben, Min Hera, gözyaşları içinde ona karşılık vermiştim.

Pişman olacaktım. Yarın uyandığında bunların hiçbirini hatırlamayacaktı. Şu an da kafası yerinde değildi zaten.

Bu yaptığım tamamen yanlıştı.

Ama hiçbir yanlış bu kadar doğru hissettirmemişti.

🌻

i need u • jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin