Final yazmaya kıyamadım, özleyeceğimi bildiğimden. Şimdilik çok bekletmemek için bu bölümü atma kararı aldım, umarım beğenirsiniz benim güzellerim. Bir dahaki kavuşmamıza kadar kendinize iyi bakın💛
🌻
Jeon Jungkook'u sevmek, bir çeşit intihardı.
Ama Jeon Jungkook'a aşık olmak, ölümün ta kendisiydi.
Her onu affetmeyeceğimi söylediğimde karşıma yaptığı kötü şeyleri unutturacak şeylerle çıkıyordu. Onu affediyordum. Çünkü onsuz yapamayacağımı biliyordum.
Kendimi mahvetmiştim. Onu kaybetmemek için kendime her türlü kötülüğü yapmış, üstelik onun da yapmasına izin vermiştim. Her şeyi çıkmaza sürmüştüm. Ona bağımlı birine dönüşmüştüm.
Bundan birkaç yıl önce her şey öylesine güzel, öylesine büyüleyiciydi ki o zamanlar her şey sonsuza kadar o şekilde ilerleyecekmiş gibi hissetmiştim.
Sanki Jungkook daima gülüşümden öpen o adam olarak kalacaktı.
"Güneşim," diyecektim yine ona. "Üzülme güneşim, ayçiçeğin daima başını senin yönüne çevirecek."
Gözlerimin derinlerine inen bu güzel ruhlu adam, benim tüm gülüşlerimin sahibiydi. Aynı zamanda tüm gözyaşlarımın da. Bundan dolayıydı ona bağlılığım. Ondan asla kopamayışım.
İlişkimize ilk başladığımız zamanları hatırladığımda içimi bir hüzün kaplıyordu. Bana gerçekten aşık olduğunu hissediyordum. Mesela o zamanlar elimi öyle bir tutardı ki, hiç yalnız kalmamış gibi hissederdim. Beni öyle öperdi ki, dudaklarım bunun için yaratılmış gibi gelirdi.
Jungkook bana aşıktı, buna adımın Hera olduğu kadar emindim.
Ama şimdi, beni sevmediğini itiraf ettiğinden beri, kendimi kaybolmuş gibi hissediyordum. Ellerimi sıkıca tutan eller yoktu artık, dudaklarıma yakışan dudaklar, uyuyamadığım gecelerde bana şarkılar mırıldanan adam yoktu. Jeon Jungkook, güzel anılarımın hayaleti olarak kalmıştı.
"Lütfen," dedi yalvarır gibi. "Sensiz yaşayamam Hera, lütfen."
Güneş, daima kendine bakan ayçiçeği olmadan da doğardı. Üstelik aydınlığı getirdiği dünyada, ona bakmak için ruhunu kaybetmeyi bile göze alabilecek binlerce ayçiçeği vardı.
Şimdi o, rengi diğerleri kadar parlak, göz alıcı olmayan ayçiçeğine onsuz yaşayamayacağını mı söylüyordu?
"Hera, bir kez daha Yoongi'ye bunu yaşatma," dedi Taehyung güçsüzce. Söylerken hiç umutlu değildi. O da biliyordu Jungkook'a ne kadar bağımlı olduğumu, daima ona yönelmek istediğimi.
Herkes biliyordu. Yanından ayrıldığımda bile ruhumu onun yanında bıraktığımı, herkes biliyordu. Jeon Jungkook hariç. O, herkesleşmemişti.
"Bir kez daha beni sensiz bırakma," dedi Jungkook. Gözleri pişmanlık aleviyle yanıp tutuşuyordu. Kalbi kırılmış gibi bakıyordu. "Beni evimden kovma Hera, beni ölüme terk etme."
"Def ol git Jungkook," dedi Taehyung zehrini tükürürcesine. "Şu kızı her gün ağlattın, şimdi hiçbir şey yapmamışsın gibi af dileme."
Ölü bakışlarımı Taehyung'a çevirdiğimde içimden hiçbir şey yapmak gelmedi. Ona kızgındım ama kızmak istemiyordum. Bana aşık olduğunu biliyordum ama kabullenmek istemiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
i need u • jjk
أدب الهواةsana ihtiyacım var Jungkook ama sen bunu görmemek için gözlerini yumuyorsun.🌻 •Bu kitap, daima yanımda olan ikizim İdil'e ithafen yazılmıştır• •06.07.19•