1.2

726 53 155
                                    

Hera'nın Ağzından;

Beni tıpkı bir bebekmişim gibi özen göstererek sakinleştirmeye çalışan Taehyung, pek de başarılı olamıyordu.

Ruhumun sancısı bir türlü dinmiyordu.

"Bu sefer dondurma alsam bile gülümsemeyeceksin, değil mi?" diye soran Taehyung'a baktığımda onun da benden farksız olduğunu fark ettim. "Salak," dedim ve hafifçe kıkırdadım.

İçten bir kıkırtı olmadığının o da farkındaydı ama yüzündeki ifade biraz olsun düzelmişti. "Sen sadece salaksın Taehyung," dedim ve saçlarını karıştırdım. "Ama salak olman bile çok tatlı."

"Tatlı mıyım gerçekten?" diye dudaklarını büzerek sorduktan sonra suratını suratıma yaklaştırarak tatlı olduğunu düşündüğü ifadeler yapmaya başladı. "Şu andan itibaren tatlı değilsin."

"Hayır, o tren çoktan kaçtı güzelim. Artık sonsuza kadar tatlıyım."

Gözlerimi devirdikten sonra yanaklarını sıkıca parmaklarımın arasına kıstırdım. İçimde ona karşı çok büyük bir şefkat vardı. Yanlış yorumlamasından korktuğum bir şefkat.

"Canımı yakıyorsun, seni sinsi."

Gülerek yumuşacık yanaklarını sıkmaya devam ettim. Çok sevimliydi, Tanrım. Onu küçük bir çocuktan başka bir şekilde göremiyordum bile. "Acıyor diyorum ama," dedi, yine dudaklarını hafifçe büzerek.

"Kim Taehyung, kafanı ısırmak istiyorum."

Gözleri dehşetle büyüdüğünde yüzüme sinsi bir sırıtış peyda oldu. Belki de gerçekten ısırmalıydım. Yüzümü onun yüzüne yaklaştırmaya başladığımda girdiği şoktan dolayı hareket dahi edemedi.

"H-Hera?" diye seslendiğinde kaşlarımı kaldırdım. "Efendim, maymun?" Ellerini, havada duran kollarıma koydu sakince. Galiba benden kaçmanın bir yolunu arıyordu. "Ne yapıyorsun?"

Çenemin ucuyla yanağını işaret ettim. "Isıracağım." Mümkünmüş gibi gözleri daha da irileşmişti. Bakışlarında kol gezen endişeyi sezmek zor olmamıştı. "Kocaman bir ısırık iziyle dolaşacaksın."

Bir anda üzerine atıldığımda kurtulmak için geri çekilmişti. Oturduğumuz koltukta sırtının üzerine yatar pozisyona geldiğinde ben de üzerine atıldığım için hemen üstüne yerleşmiştim.

Yüzlerimiz birbirine çok yakındı. Yanağını ısırıp ısırmamam gerektiğine karar bile veremeden hızlıca üstünden kalktım. Tekrardan ona baktığımda aynı şekilde uzanıyor olduğunu gördüm. Bedeni resmen kaskatı kesilmişti.

"Ucuz yırttın Taehyung," dediğimde beni duymuyormuş gibi tavana bakmaya devam etmişti. Kaşlarımı çatarak aşağı sarkan kolunu sertçe çimdikledim. Sıçrayarak bana döndüğünde bakışlarına hâlâ şaşkınlık hakimdi. "Ne? Ne dedin?" diye sordu hızlıca.

"Beni dinlemiyor musun sen?"

Gözlerini kısarak kolunu ellerimden kurtardı. Sanki duygularını maskelemeye çalışıyor ve başarısız olmaktan korkuyordu. "Üzerime bin tonluk bir şey devrildi de öldüğümü sandım o an."

"Seni adi," dedim ve bu sefer acımadan bana engel olamasın diye ellerini yakaladım. Şeytani bir sırıtışla yüzüne eğildiğimde artık kurtuluşu yoktu. Yanağını hızlıca dişlerimin arasına sıkıştırdığımda acıyla inledi.

"İmdat! Tecavüze uğruyorum, yardım edin!"

Hafifçe ısırmama rağmen verdiği abartılı ifade beni sinirlendirdiği için ısırışımı sertleştirdim. Bu sefer resmen çığlık atmıştı. "İmdat!" Gülerek geri çekildiğimde ısırdığım yanağını gururla izledim.

i need u • jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin