"Pekala nasıl buldun?" KyungSoo heyecanlı bir şekilde sana baktığında elindeki kağıtlardan kafanı kaldırıp ona bakmıştın. Gözlerin dolu dolu olmuştu.
"Sen harika bir adamsın KyungSoo. Bu harika." Kağıtları kenara bırakıp kollarını ona doladığında KyungSoo'da kıkırdayarak kollarını sana dolamıştı.
"Ben düşündüm ki kendimi buna adamalıyım. Hem Profesör olmak için de çok gencim ayrıca unvanımı kaybetmiş sayılmam sadece çalışmayı bıraktım. Zamanında annemin bilinçsizliği yüzünden hem ben hem Dae çok zorluk çektik." KyungSoo geri çekilip derin bir nefes aldı. Destek olmak istercesine ellerini tuttun ve sıktın. "Ben bizim gibi olan çocuklara ve gençlere yardım edebilirim. Henüz plan aşamasındayım ancak bir çok çocuğun nasıl zorluklarla eğitim gördüğünü tespit ettim. Elimden geleni yapmak istiyorum."
Sol elini kaldırıp onun yanağına yasladın ve gülümsedin. KyungSoo'nun da gözleri nemlenmişti.
"Bu kesinlikle ihtiyaç olan bir şey Soo. Keşfedilmeyi bekleyen onca çocuk var ve senin onlar için bu fırsatı yaratman harika olur. Ben de elimden ne gelirse yapmaya hazırım. Her zaman senin için burada olacağım." Genç profesör titrek bir nefes alıp gülümsedi.
"Bunları duymaya ihtiyacım vardı. En azından kendi içimdeki cesareti biraz daha canlandırmak için." Kıkırdayıp onun yanağını sıktırdığında gözlerini devirip eline vurmuştu. Çalışma masasının üzerinde çalan telefon dikkatinizi dağıtmıştı. KyungSoo ayaklanıp telefonu aldı.
"Bunu açmam gerek. Luhan arıyor. Eğitim merkezi için bana yardım edecekti." Kafanı sallayıp onu onayladın ve konuşmanın uzun süreceğini bildiğin için odadan çıktın.
"Appa?" Koridorda, bir eli pijamasında bir eli gözünde sarsak adımları ile DanBi ile karşılaştığında sevimliliğine çığlık atmamak için kendini zor tutmuştun.
"Appa şu an çalışıyor canım. Bir şey mi oldu?" Ufaklığa yaklaşıp onun boyunun hizasına eğildin.
DanBi gözündeki elini indirdi ve yarı açık gözleri ile sana bakıp gülümsedi.
"Sen ne zaman geldin omma?" Bu ufaklık sana ne zaman 'omma' dese içinde bir şeyler kopuyormuş gibi oluyordu. Gerçekten aile olmak için kan bağına gerek yoktu. Sen bu miniği çoktan sahiplenmiştin.
"Yarım saat oluyor sanırım. Geldiğimde seni kontrol ettim ama uyandırmak istemedim." DanBi kollarını sana uzattığında kıkırdayıp onu kucakladın.
"Appamdan muzlu süt isteyecektim şen yapay mısın?" DanBi kafasını senin omzuna yaslayıp tatlı tatlı konuştuğunda kaşlarını kaldırıp yanağını sıktırdın.
"Istediğin bir şeyi yaptırmak için çok güzel taktik geliştirmişsin." Mutfağa girerken konuştuğunda DanBi kıkırdamıştı.
"Senin de dahi olmadığına emin miyiz omma?" Onu mutfak masasında bir sandalyeye oturturken kafanı sağa sola salladın.
"Hayır tatlım. Sanırım 'annelik' hislerim canlanmaya başlıyor." Dolabı açıp süt ve muzu çıkarırken konuştuğunda DanBi ellerini masaya vurmuştu.
"Sen çok güzel bir ommasın!"
***
"Bezelye yemek istemiyorum." JongDae önündeki tabağa kötü kötü bakarken KyungSoo kaşlarını kaldırarak ona baktı."Neden ama? Sen bezelyeyi çok severdin Dae?"
"Ama bu soğanlı kavrulmuş bezelye değil haşlanmış." JongDae aynı KyungSoo gibi kaşlarını kaldırarak konuştuğunda gülümsedin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Profesör [KyungSoo OC]
Hayran KurguÜniversitenin son sınıfına gelmişken böyle bir hataya düşebileceğini düşünmezdin. O hata şuydu; Üniversite hocan DO KyungSoo'ya abayı yakmak. Bu hayatında yaptığın en büyük hata olabilirdi. Ya da olmaz mıydı? Içindeki duygular önce yavaşça filizl...