Zayn elinde tuttuğu bandajı kollarıma sararken ben sessiz sessiz ağlıyordum. Ağladığımın farkındaydı ve tek kelime etmemişti. Sinirle, çenesini sıkıp yaralarımı sarmaya devam ediyordu.
"Diğerini de ver." dediğini duyduğumda sağ kolumu da uzattım.
Aynı sinirle orayı da temizledi ve sarmaya başladı.
Teyzem gelip bombayı patlattıktan sonra hiçbir şey diyememiştim. Sonra o gittikten sonra ağlamaya başlamıştım. Babam neden geliyordu ki? Ne diyecektim ona? Zayn ile asla görünmemem gerekecekti. Yoksa resmi anlamda ölürdüm. Ama gelirse de uzun kalacağını düşünmüyorum, annemle ilgili mirası hallettikten sonra giderdi. Umarım.
"Ağlayıp durma."
Bakışlarımı ona çevirdim. "Ya babam olanları öğrenirse?"
"Kimse bir şey söylemezse, öğrenmez."
"Ama ben korkuyorum." diyebildim göz yaşları içinde.
"Seni bırakmayacağımı biliyorsun." dedi ve alınma öpücük bıraktı.
"Şimdi daha fazla zırlamak yok." dedi ve burnumu sıktı. "Öğleden sonra kontrolün var, yaralarına baktıracağız."
Başımı aşağı yukarı salladım ve kollarımı beline sardım. Başımı omuzuna yaslarken kollarını çevreme sardı. Saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu.
"Benim gitmem gerekiyor, öğleden sonra hazırlan seni almaya geleceğim."
Başımı sallarken daha da sokuldum göğsüne. Vaktimiz sınırlıydı ve ben de kokusunu içime çektim, ona dokunmak çok güzeldi.
Kollarını bedenimden çekip uzaklaştığında oluşan boşlukla sarsıldım. "Ben gelene kadar uyu."
"Zaten hep uyuyorum." dedim mızmızlanarak. Yanağıma, çeneme ve dudaklarıma öpücükler bıraktıktan sonra gülümsedi.
Ve sonra beni yatakta tek bırakarak odayı terk etti.
*
Teyzem her an üstüme atlayacak gibi duruyordu. Hastaneye Zayn'in götüreceğini duyduğunda bana küfür etmemek için zor duruyor gibiydi.
Dikkatini dağıtmak için başka bir şey sordum. "Babam hangi gün geliyor?"
Tişörtümü kollarımdan geçirdi ve içimde kalan saçlarımı dışarı çıkardıktan sonra yüzüme baktı.
"Bir hafta sonra geliyorum dedi." tavırlı konuşmalarının tabiki farkındaydım.
Hala Zayn ile birlikte olmama kızıyordu. Ama ayrılamıyordum ki.
"Teyze bana kızıyorsun ama-"
Öfkeyle beni yattığım yerden kaldırdı ve banyoya soktu. Omuzlarımdan tutarak beni sarstı.
"Kendine gel Luna. Bir şu halina bak."
"Çiçek gibisin, çok güzelsin."
Şaşkınlıkla ağzım aralanırken ne yapmak istediğini kestirmeye çalıştım. "Bir adam uğruna güzelliğini harcadın, hayatını da harcamana izin vermem."
Tek kelime bile edememiştim. "Annen seni birine metres ol diye yetiştirmedi."
Göz yaşlarım peş peşe akarken ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. O konuşurken aynada kendime bakıyordum. Yüzümdeki tırnak izleri geçmek üzereydi. Kollarımdaki bıçak izleri de uzaktan belli olmayacak hale gelmişti. Ama bunun için üç günümü vermiştim, üç gündür yataktan kalkamıyordum.
"Yirmi yaşındasın. Daha çok gençsin, neden evli birinin peşindesin?"
"Teyze yapma." dedim iniltiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nefarious🌙malik [tamamlandı]
Fanfic"Sindrella asla bir prens istemedi. Eğer ayakkabıları uymasaydı, çıplak ayakla yürürdü."