Hilal'den
Kollarımı biraz daha ona sardım. Uyurken bile yakışıklı ve karizmatikti. Onu yaklaşık yarım saattir izliyordum. O şuana kadar çıktığım en iyi erkekti. Onun son olmasını istiyordum onsuz kendimi düşünemiyordum. Bir an duraksadım ve telefonumu elime aldım Masal mesaj atmamıştı. Hemen çarprazdaki masada Jack'in telefonu duruyordu. Çok derin uyuyordu. Acaba baksam mı? Diye düşünürken çoktan telefonu elime almıştım. Kilit ekranında ölü bir bebek resmi vardı. Bu çocuğun derdi neydi? Hemen mesajlara girdim ve okumaya başladım. 'Hayatım' bu kimdi? Son aramalarda çoğunlukla onun numarası vardı. Bir anda gözlerim doldu ve elim titremeye başladı. Bunu bana nasıl yaptı? Ben onu bu kadar çok severken. Jack biraz daha kıpırdanınca hemen telefonu kapatıp yerine bıraktım ve kendimi banyoya attım.
Yaklaşık yarım saattir aynada kendime bakarak ağlıyordum. Neden ben çok mu çirkinim? Hayatım diye kaydettiği kız kimdi acaba? Ondan neden nefret etmiyorum. Neden hâla bir yanım buna inanmıyor? O sevgiyi haketmeyen biri. Peki şimdi ne yapacaktım? Keşke hiç bilmeseydim. Merak bana Masal'dan bulaşmıştı. Hemen telefonu elime aldım ve onu aradım. 1 2 3 derken telefonu açmıyordu. Ne yapıyordu bu kız? Hemen Masal bu durumlardayken ne yapar diye düşündüm ve banyodan çıkıp kulaklık aldım ve odama çıktım ondan önce Jack'i rahatca koltuğa yatırıp üzerini örttüm. Mutfağa girip abur cubur aldıktan sonra odaya tekrar girdim ve müzik eşliğinde Masal'ın bağımlı olduğu wattpad'i indirdim. Dilinden düşmeyen 'Solucan' adlı hikayeyi okumaya başladım. Bir yandan ağlıyor bir yandan okuyor bir yandan bir şeyler yiyordum. Masal'a benziyordum gerçekten. O salak bir erkek için kendini mahvetmişti ve ben bu yüzden ona kızmıştım. Şuan ondan bir farkım yoktu. Solucan denilen hikayenin 35. bölümünü bitirdim ve yastığa kafamı koydum. Ağlamıyor Kıvanç ve Nehir'i düşünüyordum. Gerçekten "Omg!!" dedirten bir hikaye. Bir anda kapım çalınca hemen uyuyormuş gibi yaptım. Gözlerim nemliydi. Görmesini istemiyordum. Bir kaç saniye sonra içeri Jack girdi. Saçımı okşadı ve o mükemmel sesiyle
"Hilal" dedi adımı ondan duymak mükemmel bir histi bunu sık sık yapmasını istiyordum tabi 3 saat önce. Israrlayınca gözlerimi hafifce açtım ve
"Efendim" dedim soğuktum bunu isteyerek yapıyordum. İçimden onun yüzüne küfürler edip bağırmak istiyordum. Bir yandanda ona sıkıca sarılmak. O Ilgar gibi tehlikeli değildi masumdu... 3 saat önce.!
"Aysun abla ve Baker geldi bizimle konuşmak istiyor." dediğinde kafa salladım ve ondan kaçarak merdivenlere yöneldim. Aşağı indiğimde Baker ve teyzem birbirlerine bir şey anlatıyordu beni fark edince bana sıcakca gülümsediler. Karşılarında ki koltuğa oturduğumda bana dikkatlice baktılar. Ağladığım anlaşılıyordu.
"İyi misin Hilal?" die sorunca teyzeme kafamı salladım. Jack' de gelip yanıma oturduktan sonra direk konuya girmek yerine Amerikanlara özgü bir tarzla uzun bir konuşma yapacaktı bu yüzden derin bir nefes aldım.
"Siz çocuklar aranızda ne var hepimiz biliyoruz. Sizde ben ve Aysun arasında ne olduğunu biliyorsunuz. Dediğinde teyzemin elini tuttu teyzem ona bakıp gülmesedi ve devam etmesi için kafa salladı.
"Aysun ve ben 4 yıldır beraberiz artık zamanı geldiğini düşündük ve biz evlenmeye karar verdik" dediğinde duraksadım ve aptalca sırıttım. Teyzem evde kalmadı. Yaşasın. Jack'e baktığımda benim gibi mutlu gözüküyordu.
"Süper haber. Ne zaman düğün çocuk olursa tabi kız olursa adı Hilal olcak." dediğimde gergin halleri gitmiş mutlu gözüküyorlardı. Nişanda ne giycektim ha bide düğün var. Masal. O kesin pijamayla gelmek ister. Teyzem bana baktı ve
"3 hafta sonra" dediğinde rahatlamıştım. Yarın alışverişe çıkacaktım. Böylelikle Jack'ten aklım uzaklaşırdı. Teyzem ve Baker
yarın Türkiye'ye gidecekti. Masal'ın erkenden dönmesi gerekiyordu. Jack'le yanlız kalmak istemiyordum.
"Biz Türkiyedekiler için alışveriş yapacağız bu yüzden çıkmamız gerek." teyzeme tamam demek için kafamı salladım. Sonra teyzem çıkmadan önce arkasına döndü ve
"Nasal nerede?" dediğinde bunu tahmin etmiştim bu yüzden
"Yürüyüş yapıyor." dedim ciddi bir şekilde teyzem inanmış olacak ki kafasını salladı ve gitti. Jack bana baktı ve
"Sana ne oldu?" dediğinde yere bakmaya devam ettim. Yüzüne bakarsam onu affetmek isterim yada herşeyi anlatırdım.
"Bir şeyim yok." dediğimde ona bakıyordum. O sırada içeri Alex girdi bu çocuk ne zaman bu evden çıkacak diye düşündüm ama şuan burda olduğu için mutluydum.
"Masal nerde?" diye sordu dolaptan içecek alırken. Ona umursamazca baktım ve
"Ilgar'ın evinde." dedim. Bu çocuk kesinlikle Masal'dan hoşlanıyordu. Bence yakışırlardı ama Masal hanım yine zor olanı seçmişti.
Merdivenlere doğru ilerledim ve telefonumu elime alıp Masal'ı aradım hâla açmıyordu gerçekten şimdi merak ediyorum bu kız ne yapıyor? Daha sonra Masal'la ikimizin bedeni aynı olduğu için ortak giyiniyorduk. Bu çok tatlıydı bence. Masal daha çok pijamalara meraklıydı. Üzerime salaş bir tişört giydim altıma ise spor tarzı bir şort giydim biraz yürüyecektim. Bu gerçekten iyi hissedirecekti.
Jack'e cevap vermeden dışarı çıktım. İnsanlar bu kadar fazla olmak zorunda mı? Arkamdan bir kol beni tutunca arkamı döndüm Jack tabi ki sendin
"Neyin var? Neden benden kaçıyorsun?" diye bağırınca parkta ki çoğu indan bize baktı yoldan geçenler bile durmuştu. Bu sinirlerimi bozduğu için durdum ve herşey ağzımdan döküldü
"Biliyor musun? Hata bende buraya yeni geldim ve daha doğru düzgün tanımadığım birine aşık oldum ve güvendim. Aptal gibi hayatımı sana adadım. O ise beni aldattı. Telefonda saatlerce konuştuğun kişi benden daha mı güzel? Ah lanet olsun sen erkekliğini tatmin etmekten başka bir şey bilmiyorsun." bağırarak konuştuğum için insanlar bize bakıyordu çoğu anlamıyordu ama izliyordu. Bana baktı anlamaya çalıştı sonra güldü.
"Evet senden daha güzel. Evet onunla saatlerce konuşuyorum." dediğinde ondan bunu beklemiyordum. Bari itiraz etseydi. Gerizekalı. Daha sonra cebinden telefonunu çıkarttı ve bana uzattı. Bide o kızla beni konuşturcak mıydı?! Telefon açıldığında
"Efendim oğlum." dedi kadın. Ah olamaz annesi miydi? Gerçekten mi? Telefonu hemen ona uzattım ve başımı yere eğdim utanmıştım hemde çok fazla. Telefonu kapattıktan sonra eliyle yüzümü kaldırdı ve bana bakıp gülümsedi
"Birdaha telefonumu karıştırırken benide çağır" dedi daha çok utanmıştım ve gözlerimi sıkıca kapattım. Utancımdan ölebilirdim insanlar hâla bize bakıyordu. Sonra aniden dudağını dudağıma bastırdı ve gözlerimi açtım.
"Seni seviyorum." dediğinde ona sıkıca sarılmıştım. Etraftan gelen alkışlar yüzünden ingilizce bir şekilde
"Şov bitti dağılın." dedi ve elimi tuttu. Ah Jack senin yüzünden ne hallere düştüm. Bu Masal bu gecede eve gelmezse onu oklavayla kovalıyacaktım. Bana seni seviyorum dedi ya hemde gözlerime bakarak. Çok tatlı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amerika Kürdü
ChickLitAmerika'ya geleli bir hafta olmadan başıma alabileceğim en tehlikeli belayı almıştım. ILGAR!