Eve geldiğimde herkes -Baker ve Aysun teyzede- masadaydı. Hemen ellerimi yıkadım ve masada onlara eşlik ettim. Tüm gün Ilgar'ı ve annesi düşündüğüm için yemekte onları dinlememiştim. Baker ve Aysun teyze Türkiye'ye gidecekti. Bu yüzden onlarla vedalaşmıştım. Hilal ve Jack bu akşam yemeğe çıkacaklardı. Ne romantik değil mi? Bende sabaha kadar aşk acısı çekmeyi düşünüyordum. Sebebi mi? Bende bilmiyorum.
Saat 11 olunca evde tek kalmıştım. Hilal benim için boynuma telefonu koymam için bir kolye bile yaptı bir şey olduğunda Alex'i arayacaktım. Kendimi banyoya attım direk. Yorgundum ve Ilgar yüzünden sigara kokuyordum. Temiz olduğumu anlayana kadar yıkandım ve iç çamaşırlarımı banyoda giyindikten sonra odaya girdim ve çığlık atmam bir oldu. Hayır bu sefer Max yoktu. Ilgar vardı. Ne işi vardı?
''Ne işin var burda?'' dediğimde elimle vücudumu kapatmaya çalışıyordum.
''Telefonunu getirdim.'' dedi ve sapıkca beni süzdü tabi ki sırıtmayıda ihmal etmedi.
''Sen ne tür bi ruh hastasısın? Bir kızın odasına böyle girilmez.'' dedim evet saçmalıyordum.
''Benden telefonu isteyen sendin? Bende kibar bir şekilde getirdim.'' dedi. Bilerek yapıyordu. Beni delirtiyordu.
''Teşekkür ederim. Şimdi beni gözünle taciz etmeyi bırak.'' dediğimde bileğimden beni kavrayak yatağın üzerine bırakması bir oldu. Sıcak tenini hissediyordum. Sigara karışımı kokusu gerçekten güzeldi. O mükemmeldi. Yüzüme yaklaştı ve dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Çok sertti. Öpüşme hocası olsa bu kesin Ilgar olurdu. Ona karşılık veremiyordum işine engel olmak istemiyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken dudaklarını araları ve
''Tatlı kız sütyenlerini ne zaman kullanmayı bırakacaksın?'' dediğinde utancımdan yerin dibine girebilirdim. Ellerimle yüzümü kapattığımda
''Kalk üzerimden. Sapık.'' dedim ve güldüm. Bu benim aptallığımdı ondan hoşlanıyordum ve şuan içim kıpırkıpırdı. Bana baktı ve oda güldü. İlkkez duyuyordum böyle güldüğünü çok içten gülüyordu.
''Bu bir teşekkür hediyesiydi.'' dediğinde hala utanıyordum. Ellerim yanaklarımdaydı ve o elini göbeğimde gezdiriyordu.
''Bunu bir daha yaparsan seni öldürürüm.'' aptalca bir tehdit savurduktan sonra gözlerimi kıstım.
''Elime düşersen bunu konuşuruz. Şimdi üzerine bir şeyler giyin tahrik oluyorum.'' dedi ve alayca güldü. Omzuna vurdum ve dolaba kadar koşmuştum. Dolabımdan SB -Sünger boblu- pijamalarımı giydim. Giyinirken sapıkca beni süzüyordu. Rahatsız olduğumu anlatmak isterce ona baktım ve telefonumu bana uzattı. Saçlarımı tepeden bağladıktan sonra ona baktım ve
''Teşekkür ederim.'' dedim ve yanağını öptüm -bu alışkanlık yapcak...-
''Ben teşekkürümü aldım emin ol. Bundan sonrasını sen düşün.'' dediğinde merdivenlerden iniyorduk.
''Annen nerde?'' dediğimde salona gelmiştik. Koltuğa yayılırken bana kısa bir bakış attı ve
''Neden çok konuşuyorsun?'' dediğinde
''Merak.'' dedim ve şirince güldüm sonra aklıma bi söz geldi gülüşüm gitti. Sıkılmış bir şekilde baktığında konuyu dağıttım. Gitmesini istemiyordum.
''Film izliyelim mi? dediğimde 'Tamam' der gibi baktı ve cebinden sigarasını çıkarttı.
''Ne izlemek istersin?'' diye sorduğumda beni süzerken sırıttığı gibi sırıtınca
''Ben seçsem daha iyi olcak'' dediğimde güldüğünü hissettim. Jack'in bi filmini taktım. Filmin başında çıplak kadınlar olunca
''Film izlemesek daha iyi'' dedim ve yüzümü onun kaslı kollarına sakladım. Güldü. Bu kadar sık güldürebilmek beni mutlu ediyordu. Kalktı ve televizyonu kapattı. Koltuğa uzandı ve beni de üzerine çekti. Üzerine yattığımda kalp atışlarım neden bu kadar hızlı olduğu için küfür ederken bana alayla baktı ve
''Şimdi sakin ol ve uyu.'' dediğinde utandım ve kafamı gövdesine gömdüm. Bir insan bu kadar mükemmel olabilir mi? O Ilgar'sa tabi ki olur.
Sabah uyandığımda yatağımdaydım. Ne yani rüya mıydı? Ağlamak istiyordum. Rüya olmayacak kadar gerçekken. Hemen telefonumu arıyacaktım ki komidinin üzerinde olduğunu gördüm. Gerçekti. Rahatlamıştım. Aynaya baktığımda aptal gibi sırıtıyordum. Odaya Hilal girdi ve
''Mal mal sırıtma sebebin ne?'' dediğinde ona her şeyi anlattığımda o da bana Jack'in telefonunu karıştırdığında bulduğu numaranın aslında Jack'in annesi olduğunu öğrendiğini anlattığında gülmekten ölmediğim için şükür ediyordum.
''Kes sesini yeter.'' diye beni uyardığında odaya Jack girmişti. Beni hemen banyoya attığında ayna karşısına geçtiğimde hala sırıtıyordum. Dişlerimi fırçaladım, yüzümü yıkadım saçlarımı açtım ve düzleştirdim. Odaya girdiğimde ortalıkta kimse yoktu. Altıma çiçekli toz pembe etek üzerime göbek üstü bir tişört geçirdikten sonra aşağı indim. Hilal çoktan hazırdı. Bu gün alışveriş yapıcaktık.
''Yine Masal tarzını ortaya koymuşsun.'' dedi gülerek. Çokta rüküş durmuyordum eteğimle tişörtüm uyumlu ve şık duruyordu.
Saatlerce yapılan alışverişler sonrası sonunda Hilal kıyafet beğenmişti. Bende onunla birlikte aldıktan sonra eve gitmek için taxi çağırdık. Taxi geldikten sonra yol boyu Hilal'le güldük.
Eve girdiğimizde koltukta oturan Ilgar'ı bekliyordum. Ama gözü morarmış dudağı patlamış bir Ilgar'ı beklemiyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amerika Kürdü
Chick-LitAmerika'ya geleli bir hafta olmadan başıma alabileceğim en tehlikeli belayı almıştım. ILGAR!