Bir Şans

848 47 14
                                    

4 gün sonra düğün var. Aysun teyze adına gerçekten mutluyum. Amerika'ya geldiğimizden beri Ilgar'dan kaçıyorum. Uçakta da ondan kaçmaya özen gösterdim. Ilgar canımı çok yaktı. Tabi size anlatmadım. Neler neler oldu gelin baştan anlatayım. 

Ilgar'ın benim evimde kaldığı gece telefonu çaldı. Gecenin 4'ünde çalınca bende merak ettim ve açtım. Arayan kişi bi kızdı. Bu kız Ilgar'ın sevgilisi. O geceden sonra Ilgar'dan kaçtım. Onu ne dinlemek istiyordum, ne de görmek. Ah kimi kandırıyorum. Onu çok özledim. O gece telefonu keşke açmasaydım diye düşünsemde. Sevgilisi olduğu halde beni kandırdı. APTAL!

Ben günlerdir evde 'kezban styla' takılırken Hilal evin içinde tuhaf  tuhaf selfieler çekiniyor ve benide çağırsada kabul etmediğim için pek sorun olmamıştı. Aslında Hilal ile aptal aptal pozlar vermek komik ve eğlenceli olsada ben günlerdir aynayı bırakın banyo bile yapmıyodum. Ilgar'ı özlemiştim. Çok kalbim kırık olsada onu çok seviyorum ve özlüyordum. Hilal bana bakıp 

''Artık şu aptalı unut.'' dediğinde ona gözlerimi devirdim ve

''Sen böyle dedin ya ben şimdi unuturum. Bide boşver de tam olsun.''  dediğimde yalandan güldü ve 

''Hadi git temizlen. Pasaklı.'' dediğinde haklı olduğunu fark etsemde omuz silktim. Sonra Hilal beni tişörtümden çekiştirerek banyoya attı. 

''Max gelcek.'' dediğinde ona gözlerimi büyüterek baktım. 

''Onunla konuş. Artık sorunu anla.'' dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım ve bana baktı.

''1 saatin var bebeğim.'' dedi ve kapıyı yüzüme kapattı. 

Söylene söylene küvati doldurdum ve içine girdim. Sanki üzerimden bütün yorgunluk gidiyordu. Ilgar'ı unutamıyordum. O çok farklıydı herkesten her şeyden. Yarım saat kadar sonra ve temizlendiğimden emin olduktan sonra küvatten çıktım. Üzerime bornozu geçirdim ve banyodan çıktım. Hilal ortalıkta gözükmüyordu. Yatağın üzerinde duran iç çamaşırlarını  üzerime geçirdim ve yırtmaçlı pantalonu ve yarım tişörtü giydim. Aynada kendime baktığımda göz altlarım çökmüştü. Makyaj yapmıyacaktım. Islak saçlarımı taradım ve hiç bir şey yapmadan bıraktım. Bakımsız görünsemde tatlıydım. Güzel veya çekici değildim. 

27-28-29 ve salona baktığımda Hilal dergileri karıştırıyordu. Beni baştan aşağı süzdü ve 

''Daha iyi.'' dedi ona gözlerimi devirdikten sonra kapı açıldı. Alex ve Gözde gelmişti. Ah demeyi unuttum. Gözde'de düğüne kadar  bizimle olacak. Alex'le aynı oda da kalıyorlar ve çok yakışıyorlar. Kıskanmıyorum. Onların arkasından Max gelince biraz gerildim. Yanımıza geldiklerinde Gözde beni sıkıca öptü ve sarıldı. Ona karşılık verdikten sonra Alex'i arkadaşca öptüm ve Max bana bakıp 

''Merhaba Masal.'' dedi. Çok tatlı. Çok sapık. Çok korkutucu. Ona yalandan gülümsedim ve herkes oturdu. 

''Masal şuana kadar olan her şey için çok üzgünüm. Seni incitmek istemedim. Gerçekten hatamı telafi etmeye çalışcam.'' dediğinde kaşlarımı kaldırarak ona baktım. Ne yani bu mu? Evet şuan inandırıcı dursada bana yaptıklarını değiştirmez. 

''Yanlız konuşalım lütfen...'' dediğinde Alex'e ve diğerlerine baktım. Evet masumdu ama yanlız kalacak kadar değil. 

''Korkma. Sana eğer bir şey yaparsam Ilgar beni öldürür.'' dediğinde Ilgar ismini duyduktan sonra derin bir nefes aldım. Nasıl özlediğimi tahmin bile edemezsiniz. Böyle eksik hissediyordum kendimi. Parçalanıyormuş gibi. 

''Tamam.'' dedim sebepsizce. Ona şans verebilirdim. Beraber evden çıktığımızda ellerimi yırtmaçlı pantolonumun cebine koydum ve ayaklarımı izleyerek yürümeye başladım. Max sessizliği bozarak 

''Bak ben gerçekten normal biri değilim. Benim böyle olama sebebim hep Ilgar. Sana iyi davranıyor fakat o seni bataklığa çekecek.'' dediğinde kafamı ona çevirdim ve uzun bir süre baktım. 

''Ruh hastası bir sapık olmanın sebebi Ilgar olamaz.'' dediğimde Ilgar'ın adını bastırarak söyledim. İnsanlar Max ve bana bakıyordu. Bakışları onun yanına layık değilsin der gibi. Olmakta istemem.

 ''Biz çok şey yaşadık Masal. Sen tanımıyorsun. Evet tam bir seks hastasıyım ama sana tecavüz etmeye kalkma sebebim Ilgar.'' dediğinde bu sefer tam anlamıyla dikkatimi çekmişti. 

''Nasıl yani.'' dedim gözlerimi kısarak. 

''Ilgar bana kötü bir şey yaptı. Sana değer veriyor. Onu üzmek içindi. Üzgünüm.'' dedi ve yanından geçen kıza baktı. 

''Ne gibi şey yaptı?'' dediğimde bana gülerek baktı ve 

''Bunu duyamazsın işte.'' dedi ve göz kırptı. İyi biri miydi? Yani of. Aklım tam anlamıyla karışmıştı. 

''Arkadaş mıyız?'' dediğinde ona gülümsedim ve kafamı salladım. Caddenin sonunda ki parka baktım ve 

''Sallanmak istiyorum.'' dedim bana baktı ve tuhaf bir şekilde baktı. Ne yani kaç yaşında olursam olayım park vazgeçilmezim. 

''Ciddi misin?'' dedi ve bana tuhaf tuhaf bakmaya devam etti. Ona kafamı salladım ve parka doğru yürümeye başladım. Şuan Ilgar'a rezil olmadığım için rahat hareket ediyordum. 

10-15 dakika sallandıktan sonra Max'e baktım. Tatlı fakat Ilgar kadar değil. Ilgar nasıl biri? Ne tür bi psikopat? Neden bu kadar tatlı? Yakışıklı? Karizmatik? Çekici? MÜKEMMEL?

''Gidelim mi?'' dediğimde havaya baktım. Hava kararmak üzereydi. Kafa salladıktan sonra ayaklandık. Yol boyu Ilgar'ı düşündüm ve Max bana öyle bir şey dedi ki aklım fikrim dondu. 

''Masal sevgilim olur musun?'' 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Uzun zamandır yazmıyordum. Hastalandım falan filan. Cok seviyorum sizi. Yorumlar icin çok çok çok teşekkür ederim. Gerçekten çok değerlisiniz.

Amerika KürdüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin