Bölüm|9

432 89 133
                                    

Kısa süren bir yürüyüşün ardından yerin altına doğru ilerleyen merdivenlerden inmeye başladık. Bir tarafım sigara içmek için çırpınıp duruyor diğer tarafım olan iç sesimse 'ellerimde poşetler, merdivenlerden inerken...' diye şarkı sözü değiştiriyordu.

Ben olsam kaybolurdum diyebileceğim birkaç tane yol geçtik ve sonunda birçok insanın beklediği bir yere geldik. Metro denen şeyin geçeceğini düşündüğüm yerde, kocaman bir boşluk vardı. Korkunçtu aslında...

"Metronun gerçek anlamını sana söyleyeyim mi?"

Erza'nın sesini duymamla siyah boşluktan gözlerimi aldım ve ona baktım. Evet dememi beklemeden konuşmaya başladı.

"Yetersiz fulardan ölme riski taşıyan entellektüeli bile namı değer tarzana çevirebilecek bir güç, adeta bir survivor all star, tersine evrimin temsil edildiği bir sahn-"

"Abartma." diye kestim lafını. O kadar da değil yani! Sanırım...

Erza güldü ve "Tamam, o kadar da değil aslında. Sonuç olarak burası bir metrobüs değil. Metrobüs daha fena. Hani böyle kendini akıntıya bırakıyorsun, o seni götürüyor."dedi.

'Ha, bir de metrobüs var yani!'

Bir gürültü kulaklarımı doldururken karanlık boşluğun ardından ışık gelmeye başladı.

"Geliyor." diye mırıldandı Erza.

Büyük bir şey biraz sürüklendikten sonra önünüzde durdu. Tren gibi bir şeydi işte! Trenimsi ve hızlı!

Erza elindeki birkaç poşetle ilerlemeye başladı. Çok az kişinin geçtiği kapılardan birinin yanına gitti ve içeriye girdi. Ben de peşinden ilerleyip elimdeki bir sürü poşetle trenimsi hızlı şeye bindim. Buranın da sarı mikrop yuvasından pek farkı yoktu doğrusu!

Tüm poşetlerimi tek elimde topladıktan sonra ortada duran üçlü direklerden birine tutundum. Erza da tam yanımdaki direği tutuyordu. "Hani nerede tehlike?" dedim kapılar kapanırken. Fazla da bağırmış olabilirdim aslında çünkü bir sürü surat bana dönmüştü. Erza kulağıma eğildi ve "Biraz sessiz konuş." dedi fısıltı şeklinde.

Hiç tepki vermeden etrafıma baktım. Evet, sessiz konuşmam gerekiyordu. "Bak aslında sana bu kuralları otobüse binmeden önce anlatmam gerekirdi. Kural bir," Etrafına bir kere daha baktı ve bana daha da yaklaşarak sessizce "göt kapama."dedi.

'...derken?'

"Hayatını kurtarıyor kızım. Bak şimdi, eğer oturuyorsan senden kralı yok ama eğer oturamıyorsan tetikte olman lazım. Ya çantanla örteceksin, ki o zaman hırsızlık olabilir, ya da bir yere yaslanacaksın ki sana yaslanmasınlar."

'Iyk!'

"Peki neden sarı mikrop yuvasının tam ortasına geçtiniz?" dedim göz devirirken.

"Fark ettin mi bilmiyorum ama o kadar kalabalık değildi. Yani güvenliydi."

"Peki." dedim 'cidden mi' der gibi.

Garipti ya bu!

Cidden garipti!

Elimdeki poşetlerle yaptığım, yaklaşık 10 dakikalık cambazlıktan sonra trenimsi ve hızlıdan indik. Milyonlar gibi gelen yürüyen merdivenlerden çıktık ve sonunda yeryüzüne ulaştık.

"Niye 'metro ne?' diye sordun?" dedi. Sonra da başını bana çevirdi. "Sakın ilk defa bindim deme."

"Yoo... Ne alakası var. Daha önceden de binmiştim de, İstanbul'da da var mı diye şaşırdım sadece."

My New Life -Nalu (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin