Yol boyunca sessizliğini koruyup elindeki defteri sıkıca tutan Arda, eve gelir gelmez odasına kapanmış, yaklaşık iki saattir de o odadan çıkmamıştı. Natsuların salonundaki emojili yastıklardan birini kucağıma alıp yastığa sarılırken kapıdan Arda'nın çıkmasını bekliyordum.
"Aha, buldum kızı." dedi Erza sabahtan beri telefonunun başıda stalk yaparken. Yastığı yanıma fırlatıp yanına uçtum ve telefonuna bakmaya başladım. Fotoğraflarda yüzünü tam olarak görebilmiştim sonunda. Küçük bir yüzü vardı, Omzuna gelen saçları koyu kahverengiydi kahkülüde vardı. Onunla hemen hemen aynı boyda olmalıydık, ki bu da kız kısa demekti. Aynı boyda olsakta ben kısa değildim, kız kısaydı. Ben gayette uzundum yani.
"Kızın adı ne?" diye sordu Natsu telefondaki fotoğraflara bakarken.
"Melis." diyerek cevap verdi Erza.
Dikkatlice bir iki tane fotoğrafı olan kızı incelerken bir kapı açılma sesi duyuldu. Arda'nın odasından çıktığını anlayınca Erza telefonunu kapatmış, ben ise eski oturduğum yere geçmiştim. Arda'nın, Erza'nın saatler boyunca stalk yapıp bu kızın kim olduğunu bulduğunu bilmesine gerek yoktu bence.
Arda salonun önünden geçerken tek bir kez bile bu tarafa doğru bakmamış, direkt mutfağa geçmişti. Meraklı bakışlarımız birbirimizin üzerinde dolandı ilk önce, daha sonrasında Natsu ayağa kalktı ve bize bir kere bile bakmadan odadan çıktı. Mutfağa yöneldiğini gördükten sonra bu sefer Erza'yla birbirimize şaşkınlıkla bakıyorduk.
Konuştuklarını duymaya çalıştık ilk başta. Ama o kadar sessizdiler ki konuşup konuşmadıkları belli bile değildi. Yaklaşık iki üç dakika geçtikten sonra ikiside mutfaktan çıktı. Arda yine tek bir kez bile salon kapısına bakmadan odasına doğru giderken Natsu belirdi salon kapısında.
"Biz Arda'yla dışarı çıkacağız biraz. Geç geliriz. Beklemeyin siz, uyuyun."
Bir şey dememize fırsat vermeden o da gitti kendi odasına. Ve tek değişmeyen Erza ve benim şaşkın bakışlarımdı.
"Oğlum n'oluyor ya?" diye sessizliğimizi bozdu Erza. "Bu haber yüzünden parti falan yapmamız gerekmiyor muydu? Niye böyle oldu?"
Haklıydı. Arda'ya niye böyle olmuştu ki? Halbuki haberi aldığı ilk dakikadan itibaren salak salak kahkaha atıp bir o kadar salak esprilerini yapmalıydı.
Kısa süre sonra Natsu'da Arda'da koridora çıkmıştı. Görüntülerini göremesekte sesleri kulağımızı doldururken buna ek olarak sonunda onları görmüştük. Montlarını almışlardı. Arda'nın uzun saçları başının hafif eğik durması yüzünden gözlerini hafiften kapatıyordu fakat kızarık gözlerini görmemek imkansızdı. Ağlamış mıydı? İyi de neden?
"Haydi görüşürüz." dedi Natsu. Kısa bir selam çekti ve sonra ikiside evden çıkıp arkalarından kapıyı kapattı. Bir kaç saniye arkalarından bakakaldık.
"Vay," diye bir şaşkınlık nidası döküldü dudaklarımdan. "Bir kız bir erkeği kelimelerle ağlatabilir mi?"
"Ağlatabilirmiş kanka. Baksana..."
Yine şaşkınca bakıştığımız bir kaç saniye sonra ortaya bir fikir attım. "Arda'nın odasına girip o defteri bulup şöyle bir göz gezdirelim diyenler 1, manyak mısın öyle bir şey yapmayacağız diyenler 2."
"1."
"Seni seviyorum."
"Ben de seni."
Erza'yla aynı anda ayaklanıp Arda'nın odasına doğru hızlı adımlarla ilerledik. Kapıyı açmadan önce kararsız kalsakta sonunda girmeyi uygun görüp içeriye dalmıştık. Odası her zaman ki gibi düzenliydi. Erza onun çalışma masasını karıştırmaya başlarken ben de kütüphanesine ilerlemiştim. Gördüğümüz deftere benzeyen bir şeyler aradığımız dakikalar sonra pes ederken yatağa oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My New Life -Nalu (TAMAMLANDI)
Fiksi PenggemarLucy Heartfilia; Zengin, ukala, şımarık, uslanmaz ama bir o kadar güzel bir veliahttır. Peki ya birgün inanılmaz derecede zahmetsiz geçen hayatı birden bozulursa, hiç bilmediği bu hayatta Lucy uğruna hayatını vereceği parası olmadan nasıl yaşacak? Ş...