İki hafta geçti... Hüzünle harmanlanmış göz yaşlarının durmak bilmediği iki hafta... Sadece Erza değil, hepimiz için zor geçen iki hafta... Bu süreçte bir çok değişiklik olmuş, bir çok fedakarlık yapılmıştı. Örneğin kimimiz uykusundan, kiminiz kurallarından, kiminiz ilişki hayatından...
Kurallarından ve doğrularından fedakarlık yapan kişi Natsu'ydu. Hepimiz için çok zor geçen bu süreçte Erza'nın yanından bir saniye bile ayrılmak istemeyen Jellal'in eve girmesini sorgulamamıştı bile. Sanki bizden biriymiş gibi Erza'nın odasına giriyor, geç saatlere kadar bizim evde kalıyor, hatta bazen geceleri bizde geçiriyordu. Ve Natsu ağzını bir kere bile açıp 'evden git yoksa ebeni sikerim' gibi bir şey dememiş, öyle bir imada dahi bulunmamıştı.
İlişkisinden fedakarlık yapan Arda, Natsu ve bendik. Şu iki haftadır salonda uyuya kaldıklarımızı saymazsak Natsu'nun yanında uyumuyordum. Aramızda bir bozukluk yoktu fakat sırası değildi. Sadece mutfaktan bir şey taşımam gerektiğinde yanıma gelirse bir kaç dakikalığına baş başa kalıyorduk ki bu zaman aralığında ise sadece yanağıma bir öpücük bırakıyordu. Ah, onu gerçekten çok özlemiştim.
Arda'nın, Melis'le ilk konuşması, bu zamana kadar son konuşmasıydı da. Koridorda karşılaştılarını söylüyordu Arda ama sadece birbirlerine gülümsemekle kalıyorlardı. Arda'nın Melis'le tekrar konuşacağına emindim. Onu bu derece güzel ve çok seven bir kızı öylece bırakmazdı. Doğru, gönül işi bu. Sever sevmez bilinmez. Ama sevmeyecekse bile ona umut vermeden konuşmaya devam edeceği bir gerçekti.
Cenaze sırasında Erza'nın bu zor gününe destek olmak için beklediğimizden daha çok kişi gelmişti. Erza'nın akrabası yoktu fakat buna rağmen yakışır bir tören olmuştu. Sınıftaki herkes katılmıştı cenazeye. Ayrıca bazılarının anne ve babaları da gelmişti. Ki bu en büyük desteklerden biri de olmuştu. Jellal zaten her anında yanındaydı Erza'nın. Hatta bu süreçte Erza'yla bizden daha fazla görüştüğüne yemin edebilirdim.
Tüm umursamazlığını bir kenara bırakıp baş sağlığı dileyen biri daha vardı. Sting... Gerçekten şaşılacak bir olaydı fakat gerçekten yapmıştı bunu. Gerçi... o da insanlık duygulularına sahip biriydi. Böyle bir şey yapmasına şaşırmam aslında hakaretti.
Bize gerçekten çok yardımcı olan bir başka insan ise Porlyusica-san'dı. Haber onun kulağına gittiği günden itibaren bize tencere tencere yemek getirmiş, aç bırakmamıştı. Hatta bir kere eve gelip evi temizlemişti de. E tabi yaşlı başlı kadın tek başına yapmasın diye nezaketten de olsa yardım etmiştim ama sonuçta ev kirliliğinden arınmıştı.
Salonda Arda'nın kanal zıplamalarını izlerken içeriye yorgun görünen Jellal girdi. Elini saçlarına atarak yanımıza geldi ve kendini ikili koltuğa bıraktı. Alışılmış bu görüntü iki hafta öncesine kadar imkansız olan bir şeydi.
"Erza nerede?" diye sordu Natsu sakinlikle.
"Duşa girdi."
"Jellal," diye sordu Arda kanalları zıplamaya son verip. Jellal uykusuzluktan şişmiş gözlerini ona çevirdi. "Ne zaman gideceksin?" diye sordu Arda. İlk defa bu konu açılmıştı ve ben de en az Arda kadar merak ediyordum bu sorunun cevabını. Bana göre sıkıntı yoktu aslında. Jellal'in bu evde olması beni rahatsız etmiyordu.
"Erza iyi oluncaya kadar gelip gideceğim."
"Erza iyi olmaya başlıyor yavaş yavaş. Kendini toparlaması gerektiğinin o da farkında. Bir haftaya kalmaz eski haline geri döner. Artık zırt pırt gelmene gerek yok."
Arda'nın Jellal'den zerre haz etmediğini onları tanıyan herkes bilirdi. Natsu şu aralar biraz daha ılımlı yaklaşmıştı fakat Arda, Jellal'e olan soğukluğundan taviz vermemişti. Vereceğini de düşünmüyordum zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My New Life -Nalu (TAMAMLANDI)
FanfictionLucy Heartfilia; Zengin, ukala, şımarık, uslanmaz ama bir o kadar güzel bir veliahttır. Peki ya birgün inanılmaz derecede zahmetsiz geçen hayatı birden bozulursa, hiç bilmediği bu hayatta Lucy uğruna hayatını vereceği parası olmadan nasıl yaşacak? Ş...