Törendeki zavallı öğrenciler müdürün konuşmasına katlanmak zorundalarken biz Natsu'yla 11/A yazan sınıfa çıkmıştık. Açıkçası sınıflar geldiğim okula göre güzel değildi. Kara tahtası, beyaz tahtası ve birde akıllı tahtası vardı sınıfın. Pek konforlu görünmeyen tahta sıralara sahip sınıfta, Natsu cam kenarındaki en arka sıraya geçti.
Ben de onun gibi arkalarda bir yerlerde oturmayı tercih edecektim ve bu yüzden arkaya doğru yürümeye başladım. Onun sırasının bir yanındaki sıraya çantamı koyacakken, "önüme otursana." dedi yumuşak bir sesle.
'Yok almayım!'
Arkada oturmak çok daha rahat görünüyordu, bu yüzden onu reddetmek üzereydim ki, "Kopya veririm." diyerek beni teşvik etti.
Evet, kopya önemli!
Gözlerimi tavana çıkardım düşünürmüş gibi yapmak için. Cevabım tabii ki evet olacaktı ama yine de bu fikre balık gibi atıldığımı sanmasını istemiyordum. Yavaş adımlar atarak onun sırasının bir önüne geçtim. Çantamı masaya koydum ve oturdum. Sırtımı ona dönüp sınıfın her tarafını memnuniyetsiz bir surat ifadesiyle süzerken koridordan gürültülü ses kalabalığı yankılanmaya başladı. Önce tezahürat olarak algıladığım ama daha sonra ne alaka diyerek bu algımı yıktığım sesler, yaklaşmaya başladıkça ilk tahminimi haklı çıkarmıştı. Birileri koridorda tezahürat yapıyordu.
"Loy loy loy loy loy loy loy loy loooy! Oooo
11/A!""Ne gerek var ki şimdi bu gürültüye?" diye mırıldandım kendimce. Çok gereksizdi, gürültü kalabalığıydı.
Büyük bir topluluk sınıftan içeriye girerken bir an tedirgin olmadım değildi. Birinci Dünya Savaşı'na tek başlarına katılsalar alayını ağlatırlar gibi duruyordu. Hepsi birer birer sınıfa girdi ve daha sonra kapının önünde birikip sustular. Birçoğunun gözü üzerimdeydi ve bu, her ne kadar alışık olduğum bir şey olsa da rahatsız etmişti.
"Oo, bacım bizim sınıfta mıymış?" Tanıdık ses Arda'ya aitti. Gülümsedi ve iki gözünü de kırptı. "Hoş geldin kız!"
Natsu oturduğu yerden ayaklandı ve kalabalığın yanına doğru yürüdü. "Hadi, Lucy'ye bir hoş geldin şarkısı." diye bağırıp iki elini havaya kaldırdığında tüm sınıf sanki tüm yaz buna çalışmışlar gibi hep bir ağızdan bağırmaya başladılar.
"İyi ki geldin Lucy! İyi ki geldin Lucy! İyi ki geldin, iyi ki geldin, iyi ki geldin Lucy!"
Doğum günü şarkısını çevirip burada koro halinde söylemeleri komiğime gitmişti, bu yüzden gülmemek için elimden geleni yapıyordum. Dudaklarımı birbirine büyük bir güçle bastırıp sakin kalmaya çabalarken bir süre sonra dayanamadım, hafifçe kikirdedim. Karşımdaki topluluk da marş bittikten sonra bana eşlik edip gülmeye başladılar, ardından yavaşça sıraların arasına dağıldılar.
Kalabalığın dağılışını seyrederken arkamdaki sırasına yürüyen Natsu, yanımdan geçerken elini saçlarıma atıp at kuyruğumdan hafifçe çekiştirdiğinde, "Aaa!" diye bağırdım. Birkaç göz bize dönse de sanki saçımı çekmesi çok normalmiş gibi aralarında sohbete devam etmişlerdi. Hızla arkama döndüm ve sırasına yerleşen Natsu'ya kaşlarımı çatarak baktım. "Ne yapıyorsun sen ya?"
"Bir şey yapmadım," omuz silkti gülümserken. "Ağlama hemen."
Gözlerimi devirip sinirle soluyarak önüme döndüm. Tam o sıra yanımda bitmiş olan kızıl saçlı kızla göz göze gelmiştim. "Selam," dedi gülümserken. "Yanına oturabilir miyim?"
İçimden gelen ses tabii ki de hayır diyordu ama bunu dışıma vuramazdım. Çünkü şu an herkesin davrandığı gibi davranmam lazımdı!
"Evet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My New Life -Nalu (TAMAMLANDI)
Hayran KurguLucy Heartfilia; Zengin, ukala, şımarık, uslanmaz ama bir o kadar güzel bir veliahttır. Peki ya birgün inanılmaz derecede zahmetsiz geçen hayatı birden bozulursa, hiç bilmediği bu hayatta Lucy uğruna hayatını vereceği parası olmadan nasıl yaşacak? Ş...