"Çocuklar, endoplazmik retikulumu dokuzuncu sınıfta öğrendiniz. Sakın 'öğrenmedik Evergreen Hocam' demeyin çünkü bizzat kendim öğrettim." Siyah kalem eteği dizine gelen kırklarının ortasındaki kadın sabır dilercesine derin bir nefes aldı ve daha sonra da "Ne var Arda?" dedi.
Arda,"Hocam bence endoplazmik retikulumu işlememeliyiz." dedi ciddi bir şekilde.
"Zaten konumuz o değil sadece hatırlatmak istemiştim ama merakımdan soruyorum. Neden Arda?"
Hocanın sabrı Arda tarafından zorlanırken sandalyesine oturdu. Elimdeki kalemimle oynarken bir yandanda dünkü olayın analizini yapıyordum. O kavgamsı şeyden sonra herkes evine dağılmıştı. Ben de eve gelince çok aksattığımı düşündüğüm Plue'yla ilgilenmiştim, daha sonra da birkaç bisküvi yiyip yatmıştım. Sabah gelirken yine o kızı görmüştüm, dik bakışlarıyla beni süzmüştü. Doğrusunu söylemek gerekirse bende ona seni çok seviyorum bakışımı atmıyordum yani.
'Öyle bir bakışı daha önce kimseye atmadın.'
Ben de onu diyorum. Öyle bakmam imkansız yani!
"Hocam ben de Allah'ın kuluyum ama kimse beni alıp da biyoloji kitabına koymuyor. Bunlar hep gavurların işi. Ben endoplazmik retikulumu işlemeyeceğim, öğrenmeyeceğim." dedi Arda ciddiyetle.
Hoca tekrar derin bir nefes aldı. "İyi o zaman Arda. Sınavda da halkalı şekeri alırsın." Hoca kalkıp dersi işlemeye devam edecekken Arda ısrarla "Hocam ama haklı değil miyim?" dedi.
"Haklı da olamazsın Hakkı'da olamazsın. Çünkü senin adın Arda."
'Öğretmenler ve iğrenç espirileri!'
Sınıftan kocaman bir 'ığyk' sesi çıktı. Kimisi ölü taklidi yaparken kimisi parmağıyla bileğini kesiyormuş gibi yapıyordu. Ben de göz devirirken Arda,"Hocam siz Allah'ın kulu değil misiniz yoksa?" dedi.
"Arda sinirlerimi bozma evladım, otur yerine." diye sesini yükseltti hoca.
Arda'nın yerine oturduğunu belli eden birkaç tıkırtı geldikten sonra kapı tıklatıldı birden. İçeriye okulun ilk günü gördüğüm kırlaşmış saçları olan yarı kel adam girdi.
'Okul müdürü diyorlar ona!'
Tüm sınıf aniden ayağa kalkarken eliyle oturun gibisinden işaret yaptı müdür. "Dersinizi bölüyorum hocam özür dilerim. Dünkü olay hakkında konuşacaktım da." dedi müdür. Sesi sakin ama bir o kadar otoriterdi.
"Buyrun hocam."dedi biyoloji hocası. "Ders kaynatma noktasında level atlayan 11/A. Ne yapacağım ben sizinle?" Sınıftan çıt çıkmazken "Bunun suçu disiplin cezası biliyorsunuz değil mi?" dedi.
Yine sınıftan hiç ses çıkmadı. Birkaç saniye bekledi müdür. Daha sonra da "Kim yaptı?" dedi. Sınıfta alınan nefesin bile duyulabileceği bir sessizlik varken müdür "Kim yaptı dedim!?" diye bağırdı.
Yüzüme gerçek Lucy Heartfilia'ya ait ifadeyi yerleştirip ayağa kalktım."Ben yaptım."
Sınıftaki herkesin yüzü bana döndü. Müdür önce bana baktı, sonra da "Kızım daha sınıfa geleli bir hafta olmadı." dedi.Ellerini arkasında birleştirdi ve ciddi bir tavırla "Odama gel." dedi. Tam arkasını dönüp gidecekken Arda "Benim fikrimdi hocam." dedi.
Başımı çevirip hafifçe arkama baktığımda Arda'nın ayağa kalkmış olduğunu gördüm. Dudağımın kenarı belli belirsiz yukarı doğru kıvrıldı.
"O zaman sen de gel Arda."
Müdür kapıya doğru bir adım atmıştı ki bu sefer Natsu konuştu. "Eğer Sting'le kavga çıkartıp herkesi başıma toplamasaydım ses sistemini bozamazlardı." Omzumun üstünden Natsu'ya baktım. Sadece ben değil tüm sınıf ona bakmıştı. Gözlerini gözlerime dikti ve "Yani ben de suçluyum." dedi. O bana göz kırpınca ona gülümsemeye çalışarak karşılık verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My New Life -Nalu (TAMAMLANDI)
FanfictionLucy Heartfilia; Zengin, ukala, şımarık, uslanmaz ama bir o kadar güzel bir veliahttır. Peki ya birgün inanılmaz derecede zahmetsiz geçen hayatı birden bozulursa, hiç bilmediği bu hayatta Lucy uğruna hayatını vereceği parası olmadan nasıl yaşacak? Ş...