"Rahat ol koçum," dedi Natsu hışımla. "Emaneti senden alıyorum. Eski bokluklarına geri dönebilirsin."
Bir şey söylemesini beklemedi, yanından geçip gitti. Jellal'le ikimiz kaldığımız sırada o elleriyle saçlarını karıştırıyordu.
"Jellal," dedim ve bana bakmasını sağladım. "Ben seni müsait olduğum bir zaman ararım."
"Neden böyle bir şey yapasın?"
"Çünkü ben JERZA'cıyım."
"Neycı neycı?" dedi yüzünü buruşturup bana bakarken.
"Anlamazsın, kızıl saçlı bir kızla onu her ne kadar onu üzsede çok seven çocuğu şipleyen gizli bir örgüt."
Yarım ağız sırıttı. "Nereden çıkardın Erza'yı sevdiğimi?"
"Erza senin onu sevdiğini anlamayacak kadar saf olabilir ama ben değilim. Hele şu arabada olanlardan sonra..."
"Yetiştirdi hemen değil mi? Bak sen şu kızıla."
"Niye öptün?" dedim soğuk bir şekilde. "Canın acıdı değil mi? Erza'nın o kırdığın kalbinin parçaları," İşaret parmağımı kalbinin üzerine bastırdım. "Tam buranı kanattı değil mi?"
Bakışları yumuşadı. Bir an 'aynen öyle' diyecek sanmıştım ki toparladı kendini hemen. "Kendini kandırmaya devam et." demişti.
Orta parmağımı kaldırdım ve yüzümü başka tarafa çevirdim. "Buna konuş."
Eğer kendini bana yakın hissederse bana her şeyi anlatabilirdi. Bana bir şeyler anlatsın diye de yapmıyordum ya bunu, amacım sadece ikisini kavuşturmaktı.
'Sen önce Natsu'yla bir kavuş anasını satayım. Kaç ay oldu hala sevgili değilsiniz.'
Gülüş seslerini duyduğumda başımı ona çevirdim. "Tamam," dedi kabullenir gibi. "Müsait olduğunda ara. Ama en başından söyleyeyim ağzımdan bir şey alamazsın. Ağzım sıkıdır."
"He he," Gülümsedim. "Seviyor musun?"
Dudaklarını birbirine bastırdı ve derin bir nefes çekti ciğerlerine. "Eğer biraz daha burada durursan Natsu gelip ikimizinde ebesini sikecek."
Her ne kadar sorumun cevabını istesemde söylediklerine hak verdim. "Evet haklısın," dedim sakince gülerken. "Gidiyorum ben."
İki parmağını alnına dayadı ve geri çekti rahat tavırlarla. Aynısını bende yaptım ve hastane binasının önüne doğru yürüdüm. Ulan bunlar kesin olmuştu be!
•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
"Tek bir dileğim var," Kahvaltıyı toplamak için Erza'ya yardım etmiştim ve haliyle yorulmuştum.
"Mutlu ol yeter mi diyeceksin? Mutluyum ben yavrum aşkem sağ olasın." dedi Arda uzandığı yerden kumandayla kanalları zıplarken.
"Hayır, bugün evde mal mal oturmak istiyorum diyecektim."
Arda'nın suratı düşünce yanına ilerledim, yanağından bir makas aldım. "Ama yine de mutlu olmana sevindim yavrum kanka."
Tek ayağını orta sehpaya uzatmış ve yayılarak oturmuş Natsu'nun yanındaki boşluğa kuruldum. Tam başımı omzuna yaslayıp beynimi televizyona armağan edecektim ki Natsu telefonu çalınca ayaklandı. "Üzdün," dedim havada kalmış başımı normal haline getirken. Önce telefonuna, sonra bana baktı.
"Ne yalan söyleyeyim ben de üzüldüm."
Telefonunu açtı ve ardından salondan çıktı. Ben de kafamı yasaklayacak biri bulamadığımdan başımı yastığa bıraktım. Kendimi tam anlamıyla elde tutulamayan bir jöle gibi hissediyordum. Bir yerlere yığılmak ve saatlerce ayaklanmamak tek dilediğim şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My New Life -Nalu (TAMAMLANDI)
FanficLucy Heartfilia; Zengin, ukala, şımarık, uslanmaz ama bir o kadar güzel bir veliahttır. Peki ya birgün inanılmaz derecede zahmetsiz geçen hayatı birden bozulursa, hiç bilmediği bu hayatta Lucy uğruna hayatını vereceği parası olmadan nasıl yaşacak? Ş...