Henüz yeni doğmaya başlamış olan güneşin ışıkları denize çarpıp yansıyordu. Durgun deniz, son kelimelerini yazan mavi mürekkepli bir kalemin kağıtta bıraktığı renkteydi. Gri renkteki bir kedi sahilin kenarındaki kayalıklara çıkmış ve yeni doğan güneşle yıkanmaya başlamıştı. Sanki her şey aylar öncesiyle aynıydı. Aynı sahil, aynı güneş, aynı koşu... tek eksiğim yanımda dilini sallandırarak koşan beyaz tüylü, mavi gözlü bir köpekti.
Zihnimi boşaltmak adına koşarken hiçbir şey düşünmüyordum. Yaşadıklarımın veya yaşayacaklarımın hepsini zihnimin en dipsiz kuyusuna atıp üzerini bulunduğum an ile örtmüştüm. Doğan bir güneş, kıyıyı usulca kırbaçlayan deniz ve pırıl pırıl parlayan bir hava güzel bir günün habercisiydi. Ed Sheeran kulağıma Thinking Out Loud'u fısıldarken rahatlatıcıydı.
Dün gece ölen kekim ardından kendimi olması gerektiğinden daha dinç hissediyordum. Belki de bunun sebebi Natsu'ydu çünkü dün keyfimi baya yerine getirmişti. Gerçi normal çiftler şakalaşarak moral düzeltirdi ama kimse bizim normal olduğumuzu söyleyemezdi zaten.
Elimi boynumda varlığını hissettiğim morluğa götürdüm ve ovuşturdum. "Hayvan herif," diye mırıldandım koşarken. Her yakınlaşmamızda düzenli olarak bu izi bırakıyordu ve bunu artık bilerek yapıyordu. Sadist falan olabilirdi. Ya da sahiplenmeyi artık başka bir boyuta taşımıştı. Ayrıca fark ettiğim bir şey daha vardı. Natsu'nun sabrını sınıyordum. Her defasında daha da ileriye gidiyordu. Belki çok belirsizdi ama sadece bir tık bile öteye gittiğini anlamak benim için hiç zor olmuyordu. Hazırım dediğim günü beklediği o kadar ortadaydı ki...
İlerlediğim doğrultuda karşımdan gelen bir beden gördüğümde bakışlarımı uzunca onun üzerine tuttum. Beni fark ettiğinde o da şaşırmıştı. Çok normal bir şekilde u dönüşü yaptı ve yanımdan koşmaya başladı.
"Günaydın," dedi kendi kulaklıklarından birini çıkarırken. Onun yaptığını yaptım ve koşmaya ara vermeden kulaklıklarımdan tekini çıkardım. Onunla en son böyle koştuğumuzda bir anlaşma yapmıştık ve hoş bir anlaşma olduğu söylenemezdi.
"Günaydın."
"Uyanmak için çok erken bir saat," dedi gözlerini bana çevirirken. Bakışları boynumdaki bir noktaya kaydığında neye baktığını daha sonradan anlamıştım. At kuyruğu yaptığım saçlarımla boynumu örtmeye çalışsamda koşarken bu hiçte mümkün olmuyordu.
"Natsu'da az değil ha." dedi usulca gülmeye başlarken. Sting'in koluna olabildiğince vurduğumda hala gülüyordu. Size ne ulan bizim ilişkimizden!
"Kes," dedim sert bir sesle. Ardından ters bir bakış attım ona. Üzerinde siyah bir eşofman takımı vardı ve içine giyindiği beyaz tişört terden yer yer ıslanmıştı.
"E bu barıştınız demek oluyor sanırım."
"Küsmemiştik ki. Tartışmıştık biraz sadece."
"Seviştiniz mi hiç?"
Hem sorunun verdiği şaşkınlıktan hem de uzun zaman koşmanın yorgunluğundan yavaşça durdum. Durduğumu daha sonradan fark eden Sting birkaç adım attıktan sonra durmuştu benim gibi. Bedenini hafifçe döndürdü ve şaşkın yüzüme baktı.
"Ne?" dedi omuz silkerken. "Normal bir şey sordum. Bakma öyle."
Soluklanmaya başladığım sırada adımlarımı banklardan birine yönlendirmiştim. Beni takip etti ve oturduğum bankta yanıma yerleşti. "Ee," dedi merakla. "Cevap vermedin hala. Seviştiniz mi hiç?"
"Niye soruyorsun?" dedim gözlerimi kısarak. Nerede özel hayatın gizliliği?
"Merak ettim. Hem... vereceğin cevaba göre sana tüyo verebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My New Life -Nalu (TAMAMLANDI)
Hayran KurguLucy Heartfilia; Zengin, ukala, şımarık, uslanmaz ama bir o kadar güzel bir veliahttır. Peki ya birgün inanılmaz derecede zahmetsiz geçen hayatı birden bozulursa, hiç bilmediği bu hayatta Lucy uğruna hayatını vereceği parası olmadan nasıl yaşacak? Ş...