sacrifices i made for you

345 45 61
                                    

Armin elinde telefonu ile, mesajda yazdığı kafede bekliyordu. Pencere kenarındaki yuvarlak masalardan birine oturmuştu ve on beş dakika önce sipariş ettiği kahvesini bitirmeye çalışıyordu.

Kahvaltı yapmadan önce kahve içmek ne kadar sağlıklı tartışılırdı tabii, ama Armin'in pek umurunda değildi. Bir an önce sebep olduğu tüm sorunları çözmek ve... Yok olup gitmek istiyordu.

Telefonuna gelen mesaj ile, gözlerini rüzgarda hafif hafif sallanan yapraklardan çekti ve ekran kilidini açıp, chatroom'a girdi.

hopeofmankind: Neredesin?

despairofocean: Cam kenarı. Biraz içerideyim.

hopeofmankind: Tamam.

Armin, kalp atışlarının hızlandığını hissetti. Söyleyeceklerini iyice düşünmüş ve kararını vermişti ama Eren'i tekrar görecek olmak, midesinin kasılmasına neden oluyordu.

En sonunda, yeşil gözlü çocuğu otomatik kapıdan girip etrafa göz gezdirirken buldu.

Bir süre durup, öylece Eren'i izledi. Çocuk siyah bir tişört ve gri renkli bir pantolon giymişti. Kahverengi saçları darmadağınıktı.

Elini kaldırıp, esmer çocuğa seslendi Armin.

Eren, Armin'in karşısındaki yerini aldığında direkt konuya girmekten çekindi. Aslında buraya öfke nöbetleri geçirmek için gelmiş gibi hissediyordu fakat Armin'i gördüğü anda kalbi sızlamış, nefreti yok olmuştu.

Sarışın çocuk, gerçekten de yıkılmış gibi gözüküyordu. Göz altlarında koyu halkalar vardı. Dudağına beceriksizce beyaz, ince bir şerit yapıştırmıştı. Birkaç gündür şiş olan kaşı inmişti fakat hala teninde yeşil ve sarı renkli çürükler vardı.

Mikasa'nın, onu ne olursa olsun güzel bulacağını düşündü.

"Burayı bilerek mi seçtin?" diye sordu Eren. Ellerini masanın üstünde birleştirmişti ve yeşil gözlerini kaçırıp duruyordu.

"Neden?" Armin gözlerini kısmış, soruya soruyla cevap vermişti. "Neresi burası?"

Eren iç çekti ve "Mikasa ile sürekli buraya gelirdik." dedi. "Bana... Bir şeyler anlatırdı."

'Seni ne kadar çok sevdiği ve mutlu olman için neler yapabileceğini.'

Armin anladığını belirtmek istercesine bir homurtu çıkardı. Sonra, buraya gelme sebebini, ne yapmayı planladığını anlatmak için derin bir nefes aldı.

"Mesajı okudun. Ne düşünüyorsun?"

Eren bakışlarını sarışın çocuğun mavi gözlerine dikti. Ağzından çıkan her kelime, kaderlerini değiştirebilirdi.

"Fedakarlık mı demeliyim, yoksa saçmalık mı?"

"Ben yapılacak en doğru şey olduğunu düşünüyorum."

Bir süre birbirlerine baktılar.

Armin, mesajda yazdıklarından başka bir şeyi kabul etmeyecek, kendi istediğini diretecekti. Gerçi, Eren'in karşı çıkacağını düşünmüyordu. Sonuçta, buraya gelme zahmetine katlanmıştı ve mesajlaşırken, 'Sadece ona değer verdiğim için.' demişti.

rewrite the stars Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin