Mikasa, pek çok duyguyu aynı anda hissediyordu.
Umut, kaos, hüzün ve özlem.
Esmer çocuğun gri koltuğuna oturmuş, elini göğsüne bastırmıştı. Kalp atışları bir türlü düzene giremiyordu ve dudaklarında hala Eren'in tadını alabiliyordu.
Birbirlerini öperken, Mikasa Eren'in hareketlerine ayak uydurmaya çalışıyor, esmer çocuğun yaralarını sarmasına izin veriyordu. Her bir dokunuşta ve her ılık nefeste yeniden hayat buluyormuş gibi hissediyordu siyah saçlı kız. Kendini Eren'in büyüsüne kaptırmış, mutluluk için duyduğu açlığı ilkokul arkadaşının öpüşünde bulmuştu.
Fakat şimdi Eren mutfaktaydı, soluklanmak için birbirlerinden ayrıldıklarında kızarmış, hüzünle kızın siyah gözlerine bakmış ve içecek bir şeyler alma bahanesiyle Mikasa'yı yarı karanlık salondaki koltukta yalnız başına bırakmıştı. Ve şimdi, Mikasa tekrar birkaç dakika önce onun için hiçbir anlamı olmayan şeyleri tekrar düşünmeye başlamıştı.
Eren'in dişlerini geçirdiği dudakları hafif hafif sızlıyordu. Belki o an bunun için ölüyor olabilirdi ama şimdi başka bir duygu, bütün her şeyi bastırmış ve Mikasa'nın göğsünün tam ortasına yerleşmişti.
İhanet.
Dizlerini göğsüne çekti ve çenesini çıplak tenine yasladı Mikasa. Biraz önce yaşananlar tekrar zihnine üşüşürken, hareketlerinin nedenlerini fark etti. Ve sonuçlarını.
Armin kalbini paramparça ettiğinde, pes edip ölmek istemişti. Eğer Armin yoksa, bu dünyanın da bir anlamı yoktu Mikasa için. Yapayalnız ve çaresizdi. Çabalamaktan yorulmuştu, titriyordu ve umutsuzlukta boğuluyordu.
Ama sonra Eren geldi ve, Mikasa'nın hayal ettiği Armin'e büründü kızın gözlerinde.
İhtiyacı olduğunda yanında olan, güzel, kibar ve tanıdık. Bu sıfatların hepsini Armin için kullanmak istiyordu Mikasa.
Ama o an karşısındaki kişi Eren'di ve Armin'in asla olamayacağı kadar Mikasa'ya aitti.
En yakın arkadaşı kendini suçlayıp ağladığında, Mikasa çaresiz hissetmişti. Eren'in bir suçu olmamalıydı. Sonuçta o, Mikasa'nın kırık kalbini her zaman onarmaya çalışmış olan kişiydi.
Mikasa, Eren'in Armin olmasını dilemişti. Ve yıllardır uğruna çabalayıp durduğu tek şeyi unutmuştu.
Umut.
Armin'in, bu acımasız dünyada güzel şeyler de olduğunu fark etmesini için sahip olmasını istediği umut.
Bunu unutması sonucu, Eren'in onu mutlu etmesine izin vermişti. Belki de onunla yeni baştan başlar, hayallerini gerçekleştirip Armin ile asla olamayacağı kadar mutlu olurdu. Fakat istediği şey asla bu olmamıştı.
Mikasa şimdi anlıyordu.
Yeşil gözlü çocuk, sonunda kızın yanına geldiğinde sanki Mikasa'nın düşüncelerini okumuş gibi davranmıştı. Bir kadeh şarabı siyah saçlı kıza uzatmış, sonra koltuğun diğer ucuna oturmuştu. Bakışlarını kaçırıp duruyor, sessizce içkisini yudumluyordu.
Mikasa kısa bir çekip hüzünle gözlerini kapadı. Bir süre yeterli cesareti toplamak için bekledi kadehini sıkı sıkı tutarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rewrite the stars
Fanficcrueltysvictim: Neden yıldızları tekrar yazmıyoruz, Armin? crueltysvictim: Bu sayede benim olabilirdin. // ! : angst ! : selfharm ! : bad habbits 290719 ~ 270819