it doesn't matter if you're happy

634 67 43
                                    

crueltysvictim: Sen bir şey demeden önce,

crueltysvictim: Rica ederim.

despairofocean: NEdeNBÖYLEBİRŞRYYAPTIN

despairofocean: VIC SENİ ÖLDÜRECEĞİM

crueltysvictim: Bir insanın bu kadar kızarabileceğini tahmin etmezdim.

crueltysvictim: Çok sevimliydin.

despairofocean: Lütfen kes.

despairofocean: ...

despairofocean: Nasıl oldu da Annie kabul etti?

crueltysvictim: Bunu söylersem sırrım açığa çıkar.

despairofocean: Vic.

crueltysvictim: Evet?

despairofocean: Benim için çabaladığını görebiliyorum ama bunu yapmana gerek yok.

despairofocean: Senden tek bir şey istedim, o da kafayı bulup saçma sapan şeyler yapmadan önce beni durdurman.

crueltysvictim: Annie sana okuldan sonra kahve içmeyi teklif ettiğinde çok şirin gözüküyordun.

despairofocean: Saçmalık.

despairofocean: Depar atarak kaçmamak için zor durdum.

crueltysvictim: O an kalbinde bir şeylerin değiştiğini hissettim Armin.

crueltysvictim: Gördüğüm şey umut muydu, yoksa karmaşa mıydı emin değilim.

crueltysvictim: Ama öfke veya nefret olmadığını biliyorum.

crueltysvictim: Arkadaş edindiğini görmek istiyorum.

crueltysvictim: Tekrar eskisi gibi mutlu olmanı.

despairofocean: Bu kadar önemsersen sen de zarar görürsün.

despairofocean: Kendi hayatın için endişelen.

crueltysvictim: Yarın Annie ile iyi eğlenceler, Armin.

crueltysvictim: Bana ne yaptığınızı daha sonra anlatırsın :)

crueltysvictim: İyi geceler.

despairofocean: Sana da, Vic.

seen at 09.59 p.m.

rewrite the stars Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin